final ❊ part one

51 8 0
                                    

merhaba.
artık bu hikayenin bitme vakti geldi.
sizi sürekli olarak beklettiğim için üzgünüm, ama işte; sona geldik.
sabırlı okurlarıma sonsuz teşekkürler. işte final bölümünün ilk part'ı. iyi okumalar.

3 yıl sonra
Devi'den

"Bilmiyorum. Yani, tamam evet, ona olan duygularımdan eminim...sanıyorum ki eminim." Kendime doğru çektiğim bacaklarıma gömüldüm. "Bu çok uzun zaman öncesine ait bir hikaye, boşver." dedim.
"Boş mu vereyim?" dedi Elaine kaşlarını çatarak. "Çok uzun zaman öncesi diyorsun, sanki üstünden yıllar geçmiş gibi. Birkaç yıl evvel yalnızca. Aranızdaki ilişkiyi sona erdirmemişsiniz bile. Yarım kalan bir hikaye bu, sonunu yazmaya cesaretiniz dahi olmamış."

Derin bir nefes almaya çalıştım, fakat aldığım hiçbir nefes yetmiyor gibiydi. Bu konuyu böyle açık bir şekilde kimse ile konuşmamıştım, Elaine; kendime filtre koymama engel olduğum nadir insanlardan biriydi. Oda arkadaşı olalı yalnızca birkaç ay olmuştu. Üniversiteye geldiğimden bu yana sahip olabildiğim en yakın arkadaşımdı belki de, fakat bu konuyu ilk defa konuşuyorduk. Calum'un adını ağzıma almayalı üç yıl olmuştu.

"Lütfen bu konuyu bu şekilde kapamayalım. Konuş benimle, bir sonuca varalım."
"Nasıl bir sonuç, Elaine? Bu konu nasıl bir sonuca varabilir ki? Ben yalnızca konu olsun diye anlattım bunları." dedim gözlerimi ovuşturarak. Yaklaşık 5 saattir yatağımın üzerinde aynı pozisyonda bu konuyu konuşuyorduk. Saat gece yarısını geçmişti.
"Bana duygularından daha çok bahsedebilirsin."
"Üzüldüm, ve daha sonra bir şekilde iyileştim. Yaşadıklarım bir anı oldu. Hayat böyledir."
"Böyle olmak zorunda değil ama," dedi ve duraksadı. Omzuma elini koydu ve beni cesaretlendirircesine gülümsedi. "Bence onu özlüyorsun. Yoksa konusunu açmazdın."
"Onun bir kız arkadaşı var."
"Ne fark eder?" Kaşlarımı çattım.
"Ne mi fark eder? Kızı tanıyorum."
"Evet, o kız senin bir zamanlar arkadaşınmış ve sana bunu yapmış. Bence bir sorun olmaz, ödeşmiş olursunuz." Duraksadı ve yeniden arsızca gülümsedi. "Hem, Calum seni bir defa olsun görse bu hatayı sürdürmez diye düşünüyorum."
"Bu bir hata olsaydı bu kadar uzun sürmezdi, Elaine. İlişkileri ciddi."
"Konuşmadan bilemezsin ama, değil mi? Bunu kendisinden duysan daha iyi değil mi?"
"Kendimi rezil etmeliyim illa yani, bu mudur?"

Gözlerimi gözlerinden çektim. Beni cesaretlendirmesini istemiyordum. Onunla konuşmaya devam etmek istemiyordum, yoksa bir hata yapacaktım ve geri dönüşü olmayacaktı. Beynimden geçenleri okur gibi bana tekrar dokundu. Omzumu sıktı, yanından kalkmamı engelleyerek.
"Bir yere gitmiyorsun."
"Bu konuyu kapamak istiyorum artık."
"Kapatalım ve üç yıl sonra tekrar mı konuşalım? Hayatta olmaz. Yalnızca bir mesaj atıp durumunu yoklayabilirsin diyorum ben sadece. Eski bir dostunun durumunu merak ediyorsun, normal bu."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır, Elaine, böyle bir şey olmayacak. Zaman zaman hormonlarım depreştiğinde veyahut menstrual döngüme girdiğimde düşündüğüm birine gaza gelip mesaj atmayacağım." Elaine gözlerini devirdi. "Çünkü sıkıcısın."
Gözlerimi inanamayarak açtım. "Hayır, sen drama seviyorsun. Drama sevmenden ötürü kendi hayatımı riske atmayacağım."
"Hayatını riske atmak mı? Alt tarafı bir mesaj bu, ölümüne sebebiyet verecek bir şey değil. En kötüsü bir daha konuşmayacak olmanız. Bu mu acaba seni korkutan?"

Yanından kalktım ve su içmek için masama doğru ilerledim. O ise yılmadı ve benimle beraber hareketlendi.
"Korkuyorsun, ama olduğunuz durumdan daha kötü bir durum olacağını sanmıyorum ben. Yani, ondan hala tutku ile bahsediyorsun. Üç yıldır kimseyle ilgili böyle konuştuğunu görmedim ben."
"Henüz doğru birini bulamadım."
"Onun doğru biri olduğunu kabul ediyorsun yani." Gözlerimi devirdim ve abartılı bir şekilde iç çektim, mesajı almasını umut ederek. "Elaine," dedim. "Vazgeç."
"Pekala," dedi ellerini iki yana doğru açarak. "Pes. Ama çok pişman olacaksın."
"Üç yıl içerisinde pişman olacak olsam çoktan olurdum diye tahmin ediyorum, iyi olurum ben." dedim ve su doldurduğum bardağı elime aldım. "İyi olurum ben." diye tekrarladım, sanki bilinçaltıma işlemesini garantilemek ister gibi.

Saatler sonra Elaine horultusu ile derin bir uyku çekerken, ben tavanla bakışma yarışına girmiş bulmuştum kendimi. Uyuyamıyordum, tabii ki. Gözlerimi her kapadığımda gözümün önüne Calum'un o fotoğrafı geliyordu. Elaine'e bu konuyu açmama sebep olan fotoğraf.

Günlerdir anlamlandıramadığım bir yerinde duramazlığım söz konusuydu. Kendimi daha evvel hiç bu kadar hareketli hissetmemiştim. Gördüğüm ilk kişinin üstüne atılacak gibi bir halim vardı. Yıllarca ilişkim olmadan idare etmiş biriyken, son zamanlarda düşünebildiğim tek şey bütün ihtiyaçlarımı tatmin edecek türden bir ilişkiydi. Calum'un fotoğrafı çok yanlış bir zamanda önüme düşmüştü. Kendisini sessize almış olmama rağmen nasıl oldu da fotoğraf sayfama düşmüştü bilmiyordum.

Fotoğrafta yatakta uzanıyordu, Duke ise göğsünün üzerinde uzanmış yatıyordu. Bu utanç vericiydi, köpeğinin de olduğu bir fotoğrafta nasıl onu cinselleştirebilmiştim bilmiyordum. Yine de, olmuştu işte. Calum'u yeniden arzuluyordum. Bu kadar zayıf olmaktan nefret ediyordum.

Calum ile ilişkimiz başlamadan bitmişti. İletişim konusunda gerçekten kötüydük. Birbirimizin sürekli olarak hatasını kolluyor gibiydik. Hata yaptığımızda tartışıyorduk, yapmadığımızda da öyle. Üniversite başvurularımızı yaptıktan belli bir süre sonra iletişimimiz tamamiyle kopmuştu. Birbirimizden uzak olacak oluşumuz ikimizi de yeterince germişti. Birbirimizin hayaline veya idealine mani olmak istemiyorduk, fakat birbirimizden kopmak da istemiyorduk. İletişim kuramayan iki kişi olarak elbette ki iletişim kurmadan ilişkimizin bitmesine göz yumacaktık.

Gerçekten çok acı çekmiştim. Aylarca acı çektim; aylar sonra ise Calum'un Melanie ile çıktığını öğrendim. Melanie, lisedeki yakın arkadaşım olan Melanie. Beni kıskandırmak için konuştuğu arkadaşım olan Melanie.
Kaç hafta göz yaşı döktüm bilmiyorum. Fakat belli bir noktada kabullendim; zorundaydım. Hayat devam ediyordu.

Eve, ailemi ziyaret etmek amacıyla, döndüğümde görmüştüm en son onları; beraber. En son görüşüm onu, Melanie'nin kolları arasındaydı. Beni görmemişlerdi, fakat ben o görüntüyü aylarca unutamamıştım. Şimdi ise üzerinden 2 küsür yıl geçmişti. Konusunun yine açılmış olmasından nefret ediyordum. Çok zayıftım ve bundan nefret ediyordum.

Fakat anlamıyordum, etrafımdaki herkes böylesine umursamazca kendi çıkarlarını gözetirken ben niçin yapamıyordum? Neden yalnızca kendimi ve kendi durumumu düşünemiyordum? Onu istiyordum.

Bir seferlik olsun onu görmem, bana yeterdi.
Hayır, bir sefer olsun onunla temas etmek...hayır, bir sefer olsun beni öpmesi...hayır, bir seferlik...tamam yeter.

Yeter. Düşüncelerimin acilen durması gerekiyordu. Ciddi bir hata yapacaktım. Yapabilirdim, sürekli hata yapan biri değildim.
Hayır, yapmayacaktım. Yapmayacaktım değil mi?

linger ➳cthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin