"Minsung married."

238 22 4
                                    

Felix'ten
Arabadayken hyunjin bana dönmeden konuştu arabayı sürende oydu dikkatinin dağılmaması için böyle yapmıştı. "Sana etek mi alsak" güldükten sonra konuştum "bilemedim ki şimdi." Dedim kıkırdadığında konuştu. "Yakışıyor" ona karşılık verip güldüm.

Salona geldiğimizde minho ile hjisung sandalyelerine geçmişlerdi. Çok iyi görünüyorlardı..
Minho siyah takım elbise Jisung ise beyaz takım elbise giymişti.
Uyumları çok başkaydı cidden. bizim geldiğimizi görünce ayağa kalktılar hızla onların yanına ulaşıp sarıldık. Jisung'un gözünden yaş düşmüştü belli oluyordu ama etmemek için kafasını eğip gülmeye çalışıyordu.

Hyunjin'den
Minho sevgilisinin omuzunu ovduktan sonra sandalyeye oturdular. Bizde Felixle sandalyelerimize yerleştikten sonra soruları memur sormaya başladı.
Evet kısmı geçtikten sonra sıra bize geldi. "Sizde çiftsiniz sanırım" dedi memur, ardından güldü. İkimizde kafamızı salladıktan sonra gülümsemesine karşılık verdik. Ardından soruyu sordu. "Siz nişanalanmalarına şahit misiniz?" Kafamızı olumlu salladıktan sonra ortamda bir alkış koptu.
Minho kafasını eğip gülümsemişti. İkiside çok mutlu görünüyordu. Diğer çocuklarda şahit olmak çok istemişlerdi ama chan biz çift olduğumuz için bizi şahit yapmayı daha çok istemişti. Onlarda bize yakın sandalyelerde yerini almışlardı.

Memur minho'ya öpmesini işaret eder gibi hareket yaptıktan sonra gülümsedi. Minho anlamıştı eli ayağına dolaşsada sevgilisinin yanağından tutarak dudaklarına öpücük bıraktı. Alkışlayarak gülümsedim salondaki herkesten alkış sesi çıkıyordu. Arkama dönerek bizimkilere bakmak istedim. Changbin ve jeongin yerinde gülerek tepiniyordu onların haline gülüp önüme döndüm.

Elimi bacağıma yerleştirdiğimde elimde el hissettim.
Felix elini elime kenetlemiş yüzüme gülümseyerek bakıyordu. Sanki onlar değilde biz evleniyormuşuz gibi hissetmedim değildi şimdi gülümsemesine karşılık verdim.

Nikahtan sonra hepimiz iki araba toplanıp Felixle bizim evimizde parti gibi bişey yapıp içecektik.
Changbin markete gidip bir kaç şişe bira kapıp gelmişti.

Bir kaç saat sonra minho bayağı sarhoş olmuştu. Ardından elindeki bira şişesini yukarı kaldırıp sesi kayarak konuştu. "Ben Han Jisung'a çok aşığım!" Bağırarak dediğinde herkes dediğine gülmüştü.

Saat 4'e doğru geldiğinde herkes sızmıştı. Başım ağrıyordu ama sızmamıştım. Felix iki bardak içtiğinde gözleri kapanmaya başlamıştı bile bünyesi çok zayıftı. En son sızmayan bir tek biz kalmıştık.
Felix uyumak üzere de olsa hala ayakta sayılırdı.

Ayağa kalktı ne yapacağını anlamsız gözlerle izledim. Su içmeye gidecek gibi duruyordu ama gidemeden yere yığılmıştı. büyük bir seste çıksa kimse uyanmamıştı. Koşar adımlarla Felixin yanına eğildim. Yere düştüğünde bile bayık gülümsemesi ile gülümsüyordu. "Felix iyiymisin?" Dedim endişe ile yüzüne bakarken o ise gülümsüyordu. Sert düşmesine rağmen canı acımamış gibi duruyordu.
Ellerini yanağıma götürerek konuştu. "İyiyim ama sen öpersen daha iyi olacağım sanırım." Yerden kaldırarak kucağıma aldım. Ardından tezgaha oturtarak ona su almaya yöneldim.

Freckles|| hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin