"fazla mı sabırsızsın bebeğim:)" {S}

413 18 7
                                    

Felix'ten
Sabah kalktığımda yine ölü gibiydim son iki gündür ne okula gidiyor ne de kendime bakıyordum. Hyunjin yokken ölü gibiydim. Sonsuza kadar gelmeyecek gibi geliyordu. İki gün iki sene gibi gelmişti. Yatağım dışında hiç biryerde ağlayamıyordum. Chan hyung her ağladığımda beni güldürmeye çalışıyor izin vermiyordu. Sadece gece ağlamak için zamanım oluyordu bu yüzden. Aynaya baktığımda çillerimi gördüm istemsizce hyunjin aklıma gelmişti hep çillerimin çok güzel olduğunu söylerdi. Benden çok çillerime aşıkmış gibi.. artık ağlayamıyordum bile gözümden yaş akmıyordu. Odadan çıktığımda chan hyung'un kahvaltı hazırladığını gördüm. "Televizyon odasında yatmak rahatsızsa, odamda yatabilirsin hyung ben orada yatarım." Dedim zar zor çıkan sesimle "sen yat rahatım ben." Kafamı olumlu biçimde salladığımda hyunjin'nin aldığı yastığa sarılıp koltuğa geçtim. "Hey! Kahvaltı yap!" Dediğini duydum arkamdan chan hyung'un ama sesimi çıkarmadım. Ne yemek ne de kimseyi istemiyordum hyunjin dışında. Tekrar seslenmediğine sevinmiştim
Uğraşmaktan vazgeçip beni kendi halime bıraktığı için.

Hyunjin'den
Sabah kalktığımda odaya gelen kahvaltıyı yedim.
İki gündür burada kalıyordum artık cidden saklanmayı bırakıp sevgilimin yanına gitmem gerekiyordu. Fazlaca özlemiştim. Bizim en fazla ayrı kalma süremiz 2 saatti. Bu kadar dayanmam bile mucizeydi. Hızlıca üstüme bişeyler geçirip hazırlandım. Telefonumu da aldıktan sonra yüzümü belli etmemesi için kapüşonlumu kafama geçirdim. Otelden çıkmadan önce ödeme yapıp ayrıldım. Felix'i çok özlemiştim ona sarılma düşüncesi bile beni şuan mutlu ediyordu. Hızlıca otobüse binip evinin yolunu tuttum. Chan hyung'a geleceğimi haber vermiştim yalnız kalmamız için evden ben gelmeden önce ayrılacaktı. İneceğim durağa geldiğimde kapüşonlu mu hızla açıp heyecanlı biçimde eve doğru koştum. Kapıya vardığımda çalmadan önce boynumdaki morluğun kapandığından emin oldum. Ardından kapıyı çaldım.

Felix'ten
Kapının çaldığını duyunca yastığımla birlikte kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle gözlerim sonuna kadar aralandı. Gelmişti.. elimde yastık yere düştüğünde umursamadım. Boynuna atlayıp bacaklarımı özlediğim, alışık olduğum beline sardım. Boynuna sarılırken sıkıca belimi kavramıştı. İkimizinde gözünden yaşlar süzülüyordu hayır üzüldüğümüz için değildi bu mutluluk göz yaşıydı..
"Beni neden bıraktın?" Dedim gözümden düşen yaşlarla "seni bırakmadım. Buradayım sevgilim.." dedi sarılırken gerçekten buradaydı ama iki gündür neredeydi? Bunları düşünmeme kararı alarak sadece özlemimi yitirmek istedim. Kucağından indikten sonra baştan sona göz gezdirdim gözlerinin altları çökmüştü ikimizde aynı haldeydik perişandık yüzüme düşen yaşları silip
İki gündür sevgilime vermek istediğim öpücüğü verdim. Yorgun ve bıkkın gözüküyordu biraz rahatlamasına yardımcı olabilirdi dudağını dudağıma bastırıp öpmeye başladım. dudağım dudağına değdiği anda karşılık vermeye başlamıştı. Ellerimi boynuna dolayıp öpmeye devam etmeye karar verdim. Özlemiştim, fazlasıyla dudaklarını özlemiştim onu özlemiştim herşeyini özlemiştim. Kalçamdan tutup tekrar bacaklarımı beline sarmamı sağladı. Ardından duvara yaslayıp yumuşak öpmeye devam etti. Bir anda boynuma yönelmesi vücudumu titremişti.
daha sert öpmeye başlamıştı. Her öpüşünde vücudum sanki alarm veriyordu. Boynumu emmeye başladığında ağzımdan boğuk, kısık sesli bir inleme çıktı. Kendime hakim olamıyordum cidden delireceğimi düşünmüştüm. boynumun hassas noktam olduğunu biliyordu bu yüzden boynuma daha da ilgi göstermeye başlamıştı. Tekrar boynumu ısırdığında saçını ellerimin arasına alıp çekişlemeye başladım. Boynumdan kafasını kaldırıp yüzüme baktığında sanki 15 dakika önceki ağlayan hyunjin gitmiş yerine başka biri gelmiş gibiydi gözleri deli gibi beni istiyordu. Bende onu istiyordum. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Ne yazık ki umurumuzda bile değildi. Tekrar dudağıma yöneldiğinde dudağımı kanatırcasına öpüyordu. Vücudumu duvardan ayırıp kucağından indirmeyerek yatak odama doğru ilerlemeye başladı. Nereye gittiğimizi bile fark etmemiştim. sarhoş etmişti dudakları beni. Odanın kapısını hızlıca kapattığında beni yatağa bırakmıştı. Tekrar bana yönelip boynuma gömüldü. Boynumu ısırırken ağzımdan boğuk bir inleme çıktı. Ardından kendime hakim olamayıp sweatshirt'ünü sıkmaya başlamıştım.
Boynumdan ayrıldığında çillerime baktı ardından dili ile çillerimin üzerinden geçti. Huylandırmıştı ama hoşuma gitmişti.
Vücudum da ne iz bıraksa hoşuma giderdi çünkü izlerin sahibinin hyunjin olduğunu bilmek daha mutlu ediyordu. Üzerimdeki sweatshirt'ü tek çırpıda çıkarmıştı. Vücuduma bakıp arsız sırıtmasını yapmıştı. Göbeğimin üzerinde dilini gezdirince ağzımdan tekrardan bir inleme çıktı her inlemem onu daha da istekli hale getiriyordu. Orayı bırakıp tekrar boynuma yöneldiğinde bu sefer emmiş ti hassas noktamı bulduğunda diğerlerinden daha yüksek sesle inlediğimde belli etmiştim.
Sırıttığını hissetmiştim boynumda kıvrılan dudaklarla tekrar emdiginde sweatshirt'ünü kavradım. "Hyun- Aah" boynumdan ayrılıp yüzüme endişeyle döndü "özür dilerim bebeğim canını mı acıttım?" Nefes nefese zorlukla konuştum. "H-hayır" "sadece devam et." Hyunjin tekrar sırıtışını takındığında tekrar boynuma yöneldi. Boynumda bir süre oyalandıktan sonra kendi sweatshirt'ününden de tek çırpıda kurtuldu. Tanrım cidden kafayı yiyecektim. İkimizde altımızda ki pantolonlardan kurtulunca boxer'imizla kalmıştık. Karşısında böyle görünmek biraz utanç verici olsa da hoşuma gitmişti o da aynı şekilde öyleydi çünkü.
Altındaki boxerdan da kurtulunca gözlerim sonuna kadar aralanmıştı. Tekrar dudağıma yöneldiğinde olabildiğince sert öpüyordu. Dudağımı dişlediğinde ağzına inleme bıraktım. Dudağımı ısırdığında ağzıma kan tadı geldiğinde durdum. Dudağımdan ayrılıp gülümsemesi ile dudağımın kenarındaki kanları yalamıştı. Cidden gülüşü beni çıldırtıyordu. Artık canımın acımasını bile önemsemiyordu. Tek çırpıda boxerımdan kurtuldu ardından yanda duran prezervatif'e ve kayganlaştırıcıya uzanırken elini tuttum. "Gerek yok." Bana dönüp tek kaşını kaldırdı "Emin misin bebeğim acıyabilir." Kafamı olumlu anlamda sallayıp konuştum. "Evet! Hadi yap şunu!" Hyunjin tekrar gülümsemesini takınıp "fazla mı sabırsızsın bebeğim?" Dedi yavaşça yüzüme yaklaşırken "bende öyleyim :)" dedi ardından deliğime aletini yaklaştırdı değdiği anda titrediğimi hissetmiştim.
Benim heyecanlı olmam ona daha da zevk veriyordu. Olması gereken pozisyona getirip yüzüme yaklaştı. "Hazır mısın?" Cevabımı vermeden içimde doluluk hissetmiştim. "Evet- Aah!"
Doluluk hissi fazlaca zevk veriyordu delirecek gibiydim. Yatağı elimle oldukça sıkı sıkmaya başlamıştım. hyunjin ise ter içinde kalmıştı. Yavaşladığında konuşmaya çalıştım. "Hızlan!" Sesimle birlikte dediğimi yapmadı benden çok o emir vermek istiyordu.
"Hızlan dedim! Ahh" hala yavaş giderken yüzüne yaklaştım. "Bebeğim hızlı mı olmamı istiyor?" Dedi terler içinde gülerken
Dudağına yaklaşmadan önce arsız gülümsememi sundum. Ardından dudağına dudağımı bastırdım. Öpücük derinleşirken
Dediğimi yapmıştı. İstemediğim kadar hızlanmıştı. Dilimi ağzına gönderirken o da dilini ağzıma göndermişti. Dilimiz keşif yaparken aleti ile git gel yapıyordu. Bu benim vücudumun yanmasına alev alev olmasına neden olmuştu. "Aah!" İnlemem odayı doldururken Hyunjin'nin hiç duymadığım kadar kalın ses tonuyla sesi çıktı. "Adımla inle!" Bağırması odayı doldurmuştu.
onun dediklerini yapmak zorunda gibi hissediyordum. O beni tatmin ettirdiği kadar bende onu tatmin ettirmek zorundaydım sonuçta "hyun-j-jin! Aah!" İnlemem oldukça yüksek çıkmıştı hyunjinde tatmin olmuşa benziyordu. Yüzünden akan ter yüzüme düştüğünde elimle alıp yaladım bunu yapmam hoşuna gitmişti. Dudağını ısırdı tatmin olmuştu ama daha fazlasını istiyordu.
İçimden çıkınca büyük bir çığlık bastım. Oda da yankılanmıştı.
"Acıyor mu?" Dedi nefes nefese kafamı olumlu anlamda salladım.
"Birazdan alışacaksın sevgilim :) " dedi nefes nefese "fazla acırsa söyle tamam mı?" Dedi onay beklerken kafamı salladım ardından arkamı çevirerek kalçamı kendisine göre sabitledi. Ne yapacağını anladığımda işini kolaylaştırmak için pozisyona kendim geçtim.
Kenardan kayganlaştırıyı eline alıp, ağzı ile paketi yırttı ardından aletini giriş deliğimin yakınlarında gezdirmeye başladı. Gerçekten sabırsızlandırmayı seviyordu. Elimle yatağın çarşafını sıkıp küçük inlemeler bırakıyordum. "Benim için en büyük çığlığını atar mısın bebeğim?" Ardından aletini deliğime bastırmıştı. Biraz ileri ittiğinde doluluk hissinden çığlık attım. "Hyun-n-n Aah!" Hyunjin her seferinde daha fazlasını istiyordu. Kelimenin tam anlamıyla arsız bir bebekti. "Yeterli değil sanki?" Dedi tatmin olmamıştı. Aletini sonuna kadar ittiğinde artık acıdan değil zevkten ağlıyordum. "HYUNJ-JİN-N A-AAH!" Sesim çok fazla çıkmıştı. Diğerlerinden en büyük olanı kesinlikle buydu zevkten dört köşe olmuştum resmen içimde git gel yapmaya başlayınca gözüm zevkten kaymaya başlamıştı. Hyunjin başından beri sadece minik inlemeler vermişti. Daha büyük bir inleme vermemişti. Onu tatmin edemem onun boşalamaması demekti içimden çıktığında tekrar çığlık bastım. "hyun-j-jjin! çıldırıyorum sanırım." Dedim nefes nefese, yorgun görünüyordu ama devam etmek istediği her yerden belli oluyordu. Ters döndüğümde saçlarını geriye atıp tekrar üstümde konumunu aldı. Tekrar girişime doğru aletini konumladığında yavaşça içime girdi. "Hyun!" Ona uzun zamandır hyun diye seslenmiyordum. Hyun diye inlememin daha hoşuna gideceğini düşünmüştüm. Üzerimde gel git yaparak boşalmamı istiyordu. Hassas bölgeme aleti değdiğinde bütün vücudum titremişti. Hyunjin bunu anladığında o bölgede daha da aletini gezdirmeye başlamıştı. " Hyunj-j-in! aah! Geliyorum!" Nefes nefese zorlukla konuştum. "Biliyorum bebeğim." Dedi sabırsızlıkla Son kez aletini içeri ittiğinde sıvı yüzümüze sıçramıştı. hyunjin hem kendi tadına bakıp hemde eli ile bana emdirmisti. Hyunjin boşalamamıştı, zor durumda görünüyordu. Ben konuşacakken o konuştu. "Beni tatmin edebilir misin bebeğim?" Hayır bu bir soru değildi bu bir istekti ve zevkle yerine getirecektim. Hyunjin'i altıma tek hamle ile alıp duraksadım. Hyunjin kendini bana bastırıp ellerini belime yerleştirdi.

Aletini tutup kendi deliğime kendim yerleştirdiğimde içimde bir korku oluşmuştu. Kendimi aletine itip hareket etmeye başladım. hyunjin bana vücudu ile zorlanmamam için yön veriyordu. Hyunjinnin ağzından büyük bir inleme duyulunca şaşırdım. Daha önce böyle hiç görmemiştim. "Aah! Sikeyim."
İyi hissettiriyor lafını duyunca daha da hızlanmıştım. Pozisyon değiştirip beni kucağına tek hamle ile aldığında yönümü kaybetmeden devam ettim. Dudağıma gözünü dikmişti kesinlikle onu istiyordu. O benimle oynamıştı ben neden oynamayayım?
Yüzümü uzaklaştırıp kucağında yavaşça hareket etmeye başladım. Hafif gülümseme oluşturunca yüzümde onunla oynadığımı anlamıştı. Kucağında biraz uzaklaşınca elleri ile belimden sıkıca çekip kendine yapıştırmıştı. Tamamen durunca boynuma yöneldi. Hassas olan bölgemi ısırıp öpmeye başladı ardından kulağıma fısıldadı. "Hızlanmazsan canın acıyabilir sevgilim. :)" Dedi sırıtarak duyduğumda hızlanmaya başladım.
Çünkü cidden canımı acıtırdı. Boynumdan ayrılınca dudağıma yönelecekken durdurdum. "Benim için en sert şekilde opebilir misin sevgilim." Dedim sırıtırken kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra hızlı bir şekilde dudaklarıma kapandı hepsinden sert öpüyordu. Benimde hızlanmam ile çığlık attı. "Yongbok-k aa-h-h" yongbok ile seslenmek hoşuma gitmişti boşalması için tekrar etmesini istedim. "Duyamadım?" Tekrar hareket ettiğimde boşaldı. "YONGBOK-K AAH!" Kendi sıvısını bana verdiğinde emdim. İkimizde bitmiş durumdaydık yorgunluktan ölecektik
Kucağında olduğum bedene sıkıca sarılınca yatağa tamamen düştük. Yanına yatarak nefes almaya çalıştım. Nefes nefese konuşmaya çalıştı. "Canını acıttıysam özür dilerim Sevgilim." Dedi mahçup ses tonuyla gülerek konuştum. "Saçmalama" hyunjin bedenime sarılıp gözlerini kapadı. "Hadi uyuyalım" gözlerimi kapadım. Ardından uykunun kollarına bıraktım Kendimi.

Yazarken zorlandım biraz ama oldu mwhskabajhwiwh

Freckles|| hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin