SOĞUK ATEŞ (BİTTİ)

🔥 SERSERİ

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR ❤🔥

28.Bölüm

İçeri girdiğimde Eugene, oğlum Archer'ın kollarında uygunsuz bir vaziyette uzanırken boğuk sesler çıkarıyordu. İkisi de yatak idi ve ikisi de çırılçıplaktı!

Gözlerim şaşkınlıktan fal taşı gibi olurken, "Archer!" diye ciyakladım. Sesim duvarda yankı yapıp yatakta bulunan çifte uzandığında Eugene tiz bir çığlıkla üstüne bütün örtüleri topladı. Aynı anda Archer yataktan hafifçe doğruldu.

Arkamda bulunan Kreon bile anın şaşkınlığı ve utancıyla arkasını dönerken, "Burada neler oluyor?" diye sordum. "E-Eugene? A-Archer?" Telaşlı sesim ikisinden gelebilecek herhangi bir açıklamayı arıyordu.

"A-Anne!" dedi Archer. "Burada ne işin var?"

Kreon arkasını dönmeden konuştu. "Asıl soru Eugene'nin burada ne işi var?"

"B-Biz..." Eugene çarşafları üstüne çekerek doğrulur bir vaziyete geçti. Kekelemesinden korktuğunu çıkarabiliyordum. "Archer beni tedavi ediyordu."

"Çıplak olarak mı?" İlk şaşkınlığı atlatmış, sinirim tepeme çıkmaya başlamıştı. Eugene'nin Tobias'ı aldattığına inanamıyordum. Üstelik aldattığı kişi kendi öz oğlumdan başkası değildi. Durumun nahoşluğundan dolayı derin bir nefes aldım.

Eugene, "A-Açıklayabiliriz." diye fısıldadı.

"Derhal üstünüzü giyin ve dışarı çıkın! Açıklamanızı bu şekilde dinlemek istemiyorum!"

Kulübe kapısını gürültüyle kapattığımda oluşan sesin yüksekliğine aldırmadım. Kreon'un yanından yürüyüp ileride bir taşın üstüne oturduğumda olanlara hala inanamıyordum.

"B-Bu nasıl olur?" diye mırıldandım. Kreon aynı şekilde yanıma çöktüğünde onun da büyük bir şok yaşadığına emindim. Archer ve Eugene giyinene kadar tek kelime konuşamadık.

🔥🔥🔥

Archer üstüne kalın, siyah bir kazak geçirmiş; altına aynı renk bir pantolon giymişti. Beyaz kirpiklerinin altından görünen gözlerinde büyük özürler saklıydı. Ancak bir yerlerden görmeye alışık olduğum alaycı, ukala tavrıyla bunu gizlemeye çalışıyordu.

Eugene ise Archer'dan daha fazla utanmış görünüyordu. Gece karası saçlarından sızan terler Eugene'den tiksinmeme sebep olurken kırmızı renkli bir elbise giymişti. Elbisenin en üst düğmesini kapatmayı unutmuş, korsesinin iplerini bile tam bağlayamamıştı.

Taşın üstünden kalktığımda, "Bu da ne demek oluyor?" diye bağırdım.

Gizli öfke taşan sesiyle Kreon, "Sizi dinliyoruz." dedi.

"Eugene'nin ayak bileği incinmişti. Tedavi için elimde bulunan merhemlerden kullanmayı düşündüm. Sonra da kendimizi kaptırdık."

"Bu ne biçim bir tedavi?" Bağrışım ötelerdeki kayalıklardan duyuldu. "Sen hastalarını bu şekilde mi tedavi ediyorsun?"

"B-Biz üzgünüz." dedi Eugene. "Archer ile tedaviden sonra biraz lafladık."

"Ve?"

"Ve bir şekilde kendimizi yakınlaşmış bulduk." Açıklamanın devamını Archer yapmıştı.

Kreon, "Peki bu yakınlaşma gerçekleşirken aranızda Tobias'ı düşünen oldu mu?" diye sordu.

"Daha bize bile doğru dürüst açıklama yapamıyorsunuz. Tobias'a bu durumu nasıl izah edeceksiniz?" Sinirle Eugene'nin mahcup görünen yüzüne baktım. "Tobias sırf seninle evlenebilmek için ağabeyinin arkasından iş çeviriyor!"