Bölüm şarkısı - Red Swan
Şarkıyı dinlerken yeniden doğmuş gibi hissettim...
..................................................Kaçıncı defa kum torbasına vurduğunu bilmeden bir yumruk daha attı genç kız. Dün geceden beri salonda çalışıyordu, normal antrenman saatinin oldukça dışındaydı ama umursamıyordu.
İçinde tanımlanması zor bir duygu vardı ve ancak antrenman yaparken kayboluyordu bu duygu. Çünkü bu zamanlarda düşünmüyordu, en azından kendini düşünmediğine inandırıyordu.
Yorulmamıştı ama yorgun hissediyordu. Bırakmak istiyordu ama bırakırsa birkaç gündür aklını kurcalayan her düşüncenin tekrar zihnine doluşacağını biliyordu.
Kafası karışıktı ama yardımcı olacak kimsesi yoktu.
"AAAAAAAAAAAAAAAHHHHHH!!!"
Neden olduğunu bilmediği bir öfkeyle haykırdı genç kız. Nasıl bir anda böyle bir karışıklığın içine düşmüştü anlayamıyordu. İki gün önceye kadar her şey normalken Eren ile konuştuktan sonra niye tuhaf hissetmeye başlamıştı?
Yorgun bir şekilde duşlara gitti. Üstündeki kıyafetler teker teker azalırken zihnindeki düşünceler artıyordu. Ilık suyun altına girdiği zaman bedeninin gevşediğini hissetti. Her zaman böyle olurdu, zihni kalabalık olduğu vakitlerde duşa girer ve düşünceleri durulana kadar ılık suyun bedeninden akmasına izin verirdi.
Yüzüne yapışan ıslak perçemleri çekerken düşündü. Bu kafa karışıklığına bir sebep bulmalıydı.
Bir hafta önce Eren'in evine gidene kadar her şey normaldi. Acıları azalmıştı, geçmişinde yaşadığı kötü olaylara artık kafası takılmıyordu. Anılarını hatırladığı, canının yandığı zamanlarda ise tekrar ilaç içerek durumu kurtarıyordu.
Eren ona konuşmayı teklif ettiğinde reddedip evden gitmeyi düşünmüştü ama haklıydı, bir şeyleri yok sayarak onların azalmasını sağlayamazdı. En başında alkol etkisiyle konuşmuşken genç adama devamını da anlatması gerekir gibi gelmişti o zaman.
O gün, konuştukça iyi hissetmişti kendini. Onu gerçekten dinleyen birisinin olması, mutlu etmişti. Bir psikoloğun dinlemesinden çok daha iyiydi, hem değer verdiğiniz hem de değer gördüğünüz bir kişi tarafından dinlenmek.
Anlattıkça aynı korkuyu tekrar yaşamıştı, aynı acıyı tekrar çekmişti ve aynı hüznü tekrar hissetmişti ama bir fark vardı, bu sefer yalnız hissetmemişti kendisini. Eren'in yanında olması bir güven duygusu getirmişti kendisine.
Yaşadığı vakit ölmek istediği olayı delikanlıya anlatırken sadece üzülmüş ve mantıksız kararının gerçekten saçma olduğunu fark etmişti. Bazen insan; tek bir seçeneği olduğunu, bu seçeneğinde en mantıklısı olduğunu düşünür. İşte o zamanlar genç kız için tek seçenek bu gibi gelmişti.
Bunca yıl hayatında yaşadıklarını saklanmıştı. Peki neden? Neden Levi'ın hapse girmesine, kendisinin ölmek istemesine yol açan bu olayda kendisini suçlu bulmuştu? Neden yaşadığı olayı her düşünüşünde bütün okları kendisine çevirip kendisini lanetlemişti?
Su bedeninden akarken gözlerini kapatıp yumruklarını sıktı. Düşündü. Hiçbir suçu yoktu. Hiçbir zaman da olmamıştı. Hayatının boka sarmasının nedeni on dört yaşındaki travmalarla dolu kendisi değil; şımartılarak büyümüş, her istediğine sahip olmuş, kompleksli bir ergenin suçuydu. Bunca yıl kendisini lanetlemişti ana şimdi fark ediyordu da lanetlenmesi gereken o iğrenç sapıktı.
Sinirle gözlerini açıp yumruğunu duşun mermer duvarına geçirirken gençliğinin en güzel geçmesi gereken beş yılını kafasında kurduğu düşüncelerle harcadığını fark etti genç kız. İçtiği her ilacı hatırladı, bedeninde yara açan her bıçak darbesini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐚𝐯𝐞 𝐌𝐞, 𝐁𝐞𝐜𝐚𝐮𝐬𝐞 𝐈 𝐂𝐚𝐧'𝐭 𝐃𝐨 𝐌𝐲𝐬𝐞𝐥𝐟
Fanfiction"Kurtar beni, çünkü kendim yapamıyorum." •••••• [Eren Jaeger × Mikasa Ackerman] •••••• [Küfür, kan, kendine zarar verme, smut vb. içerir. Rahatsız olacakların okumaması rica olunur.] [30.03.2022 / ?] •••••• [03.05.2022] #1 Eremika [30.06.2022] #1 Mi...