Bölüm 27 ~ Normal ~

196 15 16
                                    

Okuldan sonra Mikasa, Eren'e birkaç dakika konuşup konuşamayacaklarını sormuş, zaten kızla konuşma fırsatı arayan Eren ise bu teklifi kabul etmişti. Bahçedeki çardağa oturdukları da ikisi de sessizdi, nereden başlamaları gerektiğini bilmiyorlardı.

Mikasa gergince dudaklarını yaladı.

"Seninle konuşmak istediğim konu aynı... Psikolog konusu..." dedi genç kız kısık sesle, Eren ise sessizce onu izliyordu. "Eren, bak, bu senin için çok önemli. Belki de karışmamalıyım biliyorum ama- "

"Mikasa."

Onsuz geçen birkaç günde genç kızı ne kadar özlediğini tekrar fark etti Eren. "Bende tam olarak bunu söyleyecektim." diye başladı konuşmaya. "Seninle tartıştıktan sonra.. daha doğrusu sana durduk yere bağırdıktan sonra büyük bir pişmanlık duydum. Yemin ederim, o an mantıklı düşünemiyordum ve zihnim benden daha çok konuşuyordu. Bende her zaman olduğu gibi onu susturmadım..."

Gözlerini kaçırıp cebindeki ellerini sıktı Eren. Derin bir nefes alıp devam etti konuşmaya. "Sen gittikten sonra kafam yerine geldi. Seni yaraladığımı ve üzdüğümü fark etmiştim ama bir şey yapamadım, durumu algıladığımda ise çok geçti ve senin yanına gelemezsin. Ertesi gün okulda seninle konuşmayı istedim ama sen gelmedin, birkaç gün gelmeyince de dayanamayıp evinize geldim ve burada olmadığınızı öğrendim." Gözlerini Mikasa'ya çıkardı ve özetlediği olayları sonuca bağlamak için tekrar dudaklarını araladı. "Size gelirken aklımda olan tek şey seninle konuşmaktı ama burada değildin, yüz yüze konuşmamız gerektiği için ise evime geri döndüm ve yolda Armin'i arayıp bana gelmesini söyledim."

Mikasa dikkatle Eren'i̇ dinliyordu, konuşmanın nereye gideceğini merak ediyordu.

"Sana geçmişimi anlattıktan sonra bunun bana ne kadar iyi geldiğini fark ettim ve.. hâlâ rahatsız etse bile bir doktora gitmemim iyi olacağına karar verdim." Cümlesini bitirince bir nefes verdi Eren. Bunları düşünmek, söylemekten kat kat daha kolaydı yine de tüm zorlanmalarını yok sayarak konuşabilmişti Eren.

"Eren..." dedi Mikasa fısıltı gibi çıkan heyecanlı sesiyle. "Bu çok güzel bir haber. Gelişim gösteriyorsun, senin için ne kadar zor olursa olsun doktora gitmeyi kabul etmen iyileşmeye karar verdiğinin ilk adımı demek oluyor."

"Armin benim için birkaç psikolog araştırdı. Bildiğin üzere bu tür şeyleri benden daha çok anlıyor, bugün bir sonuca ulaştıracağını ve tekrar konuşacağımızı söylemişti." Elini cebinden çıkartıp ensesine götürdü Eren. "Sen de durumu bildiğine göre, bugün bana gelir misin? Sen ve Armin'in yanımda olduğunu bilmek... düşüncelerimin sesini biraz olsun kısıyor."

Mikasa'nın hafif tebessümü genişledi, başını sallayarak "Elbette gelirim." dedi ve elini Eren'e uzattı. "Hadi gidelim, eğer istersen yolda konuşmaya devam ederiz."

Ensesinde duran elini indirip çekinerek kızın eline baktı Eren. Duyguları karmakarışık bir haldeyken Mikasa'nın elini tutma fikri onu sevindiriyor ve sebepsizce rahatsız ediyordu. Elini uzatıp kızın elini tuttu. Mikasa'nın eli sıcak ve yumuşaktı. Eren kendi soğuk ve yaralı ellerini hatırlayınca neden rahatsız hissettiğini anlamış oldu.

Mikasa kendisine kıyasla temizdi ve Eren'in içindeki "kirletme" korkusu tekrar belli oluyordu. Elini çekmeye çalıştı ama Mikasa izin vermedi, çocuğun soğuk elini sıkıca tutup yürümeye başladı. O da zor bir geçmiş yaşamıştı, Eren'in düşüncelerinin bir kısmını - ufak bir kısmı bile olsa - anlayabiliyordu.

Yaralı ellerin arkasındaki çaresizliği ne yazık ki biliyordu ve bu çaresizliği bitirmeye kararlıydı. Kendisini kurtardığı gibi Eren'i de kurtarmak istiyordu ve birlikte bunu başarabileceklerini biliyordu. Önemli olan tek şey, yaralı ellerin sevgiyle sarılması ve ısıtılmasıydı.

𝐒𝐚𝐯𝐞 𝐌𝐞, 𝐁𝐞𝐜𝐚𝐮𝐬𝐞 𝐈 𝐂𝐚𝐧'𝐭 𝐃𝐨 𝐌𝐲𝐬𝐞𝐥𝐟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin