20

488 52 15
                                    

Zamanın asla geçmesini istemiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zamanın asla geçmesini istemiyordum. Belki de bu zamana kadar en huzurlu olduğum nadir zamanlardı şu an yaşadıklarım.

Jungkook sıkıca kollarını bana sarıyor beni bırakmamak için yemin ediyor gibiydi. Eh ben de pek kollarının arasından çıkmak için ısrar etmiyordum. Saat 01.23'ü gösteriyordu, ara sıra saati kontrol ediyor, sabaha karşı buradan nasıl çıkacağımı düşünüyordum. Derin düşüncelere dalmışken dudağımın kenarında hissettiğim sıcaklık ile bakışlarım Jungkook'a dönmüştü.

"Ne düşünüyorsun böyle Taehyung? Sıkıldın mı yoksa şimdiden?" kaşları havalanarak bana dik dik bakmaya başlamıştı. Büyük ihtimalle alacağı olumsuz cevap onu korkutuyordu ancak onu şaşırtarak başımı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Sadece seni kaçırmayı düşünüyordum?" dediğimde dudaklarının arasında 'Ne!' diye bir nida çıkmış, iyice şaşırmasını sağlamıştım. Gülüyordum çünkü şu anki tepkisi fazlasıyla komikti, bana ciddi miyim diye iyice süzüyor, emin olmak istiyordu.

"Tanrım... Sen ciddisin."

Gülmeye devam ederken, "Sen tanrıya inanıyor muydun Jungkook?" diye sormuştum.

"Yardıma ihtiyacım olduğum zamanlar evet inanıyorum diyelim."

"Sen cidden kötü bir insansın Jungkook..." Bu sefer ikimizde gülüyorduk. Burası bazı insanlar için cehennemi andırsa bile biz ikimiz olduğumuz sürece cehennem diye adlandırılan yeri bir süreliğine cennete dönüştürebiliyorduk.

Soluklandığımda, "Aklımda seni bir süreliğine olsa buradan çıkarmak var Jungkook. Bunu nasıl yapacağım bilmiyorum ama deneyeceğim." Cebimden telefonumu çıkardığımda Jiminden on bir cevapsız arama, otuz küsür mesaj vardı. Jimin'i aradığım an telefonun açılması ile şaşırmıştım.

"Taehyung! Neredesin? Lütfen bana dışarıya çıkmış olduğunu söyle."

"Kapana kısıldım. Jungkook'un yanında odasındayım."

"Siktir sabah seni orada görmemeliler. Çıkman gerek."

"Benim de aklımda o var Jimin ancak tek çıkmayacağım."

Sessizlik oluşmuş bir süre sonra tekrardan Jimin'in sesini duymuştum. "Jungkook."

"Evet, onu çıkarmama yardım etmen gerek Jimin. Lütfen eğer yardım edersen sana büyük borçlanacağım." yattığım yerden doğrularak sırtımı Jungkook'a dönmüştüm. Jungkook da doğrulduğunda ellerini tekrar belime sarmış sessizce dinleyerek bekliyordu.

Hâlâ yanıt bekliyordum, en sonunda Jimin'in sesli şekilde oflayarak bana 'tamam' demesi ile çığlık atmamak için zor duruyordum.

"On dakika sonra servise geleceğim ve bie şekilde anahtarı alacağım. Hazırlanın sadece bu geceliğine bu iyiliği yapacağım Taehyung."

EIGHT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin