13

627 87 18
                                    

Jungkook'un yanından ayrılalı birkaç saat geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un yanından ayrılalı birkaç saat geçmişti. Nasıl olduğunu henüz bilmiyordum ancak son konuşmamızdan dolayı kafam hayli bir karışıktı. Jungkook ile geçen süreçte iş, doktor-hasta ilişkisinden çıktığının elbette farkındaydım. Onunda farkında olduğunu düşünüyordum sadece fazla yavaştan ve ikimizin de anlayacağı şekilde ilerliyorduk. Jungkook'a bu süreçte öyle çok bağlanmıştım ki bazen ona takıntılı olduğumu bile düşünüyordum.

Düşünceler zihnimi esir etmişken kapımın nazikçe tıklatılması ile bakışlarım kapıya doğru dönmüştü. Elinde iki kupa sıcak kahve tutan Namjoon odama girmeye çalışıyorken dengesini ara ara kaybetmesinden dolayı garip şekile girmesi, yüzümde ister istemez bir gülümseme oluşturuyordu. Benimle birlikte gülümseyen Namjoon, elindeki bir kupayı tam önüme koyarak bana ikram etmiş ardından hemen masamın yanında duran sandalyeye oturarak kendi kahvesinden bir yudum alarak söze girmişti.

"Sonunda gülümsüyorsun Taehyung. Seni fazla düşünceli ve durgun gördüm."

Şaşırmıştım, tabii bazen onun da benim gibi bir psikolog olduğunu unutuyordum. İyi bir gözlemciydi ve fazlasıyla hakkını veriyordu ancak şu an öyle ki bu gözlem yeteneğinin yok olup gitmesini ve beni hiç anlamamasını dilerdim.

Elim bardağın kulpuna giderken kahvenin tadına bakmak amaçlı dudaklarıma götürmüştüm. Kahvenin yoğun ve sert tadı damağımda iyice yayılırken şimdiden rahatladığımı hissetmiştim, kahve iyi gelmişti. Bardağı tekrardan masaya koyacağım zaman, "Sadece şu an ne yapacağımı bilmiyorum ve fazla düşünüyorum." demiştim.

Gözlerim önümdeki kahveye odaklandığında kahveye yansıyan silüetimle duraksamıştım ancak elimin üzerinde hissettiğim yumuşak ve sıcak ten ile gözlerim hemen Namjoon'u bulmuştu.

"Nasıl olduğunu çok iyi anlıyorum Taehyung. Korkuyorsun, endişeleniyorsun ama en önemlisi değer verdiğine zarar gelmesini istemiyorsun. Bunları biliyorum çünkü Jungkook ile ilk konuşmam da aynı ben de böyle hissetmiştim. O zamanlar yanımda danışacağım biri ile yoktu lakin senin yanında şu an ben varım ve sana söz veriyorum Jungkook kurtulacak."

Yanaklarımın nemlendiğini hissederken daha fark etmeden gözlerimin dolduğunu ve ağladığımı fark etmiştim. Namjoon haklıydı, Jungkook ile ilgilenmek her ne kadar zor olsa bile benim yardım alabileceğim bir sürü kişi vardı. En önemlisi buradaki baş yardımcı rol olan Namjoon vardı ve bu baş yardımcı rolü iyi kullanmalıydım, en azından Jungkook için.

...

Namjoon ile konuşmamdan sonra şimdi vizit atmak için servisleri geziyordum. En son Jungkook'un kaldığı servisi gezerken beni gören hemşireler baş selamı verip tek tek hastalarımı kontrol ediyordum. Sıra Jungkook'a geldiğinde derin bir nefes alıp kapıyı açarak aldığım nefesi seslice dışarıya doğru üflemiştim. Odaya girdiğim gibi beyaz duvarlar, beyaz yatak çarşafları beni karşıladığında odada Jungkook'u görememem ile kalp atışlarımın hızlandığını hissetmiştim. Dudaklarımın arasından 'Jungkook!' kelimesi çıktığı gibi odada neredeyse kimsenin duyamayacağı kadar kısık seste bir mırıltı işitmiştim.

EIGHT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin