Acı Çığlığı

4.4K 90 25
                                    

°°°°°°°°°°°°°°8 Ay Sonra°°°°°°°°°°°°°

Saraya gelmiştik ve Akabay paşaları ile divandaydı. Bende sarayda geziniyordum. Şaşkındım hala ama az da olsa alışmıştım bu yere. Hatta bir çocuk vericektim.

Dar ve kimsenin olmadığı bir koridora geldiğimde duraksamıştım. Girip girmemek arasında kalmıştım ama derin bir nefes alarak adım atmıştım.

Ne olacaktı ki diye düşünmüştüm.

Etrafıma bakarak yürüyordum. Kendi dönemim de burası gözüküyordu.

Anden kolumdan tutunup çekilmem ile çığlık atmıştım korkudan. Beni çeken kişiye baktığımda tanımadığım birini gördüm.

Üzerinde yeniçeri kıyafeti yoktu. Simsiyah giyinmişti. Kaçlarım çatık ona baktım ve elimi karnıma sardım. Bebeğime bir şey olsun istemiyordum.

"Bırak beni be adam"

Büyük bir kapıya geldi ve onu hızla açtı. Bileğimden tutarak odanın içine fırlatmıştı.

Korku ile bağırdım ve bebeğimi korumaya çalıştım. Yere düşer düşmez öyle bir acı vurmuştu ki karnıma, İnlemiştim.

Acı içinde adama baktığımda, elinde bir iğnenin olduğunu farkettim. Yavaş bana yaklaştı ve iğneyi koluma batırmıştı.

O kadar ağrım vardı ki, kolumu dahi kımıldata mıyordum. Sadece yatıyor ve şişik karnımı tutuyordum.

İğneyi batırdıktan sonra ayaklanmış ve bana bakmadan odadan çıkıp gitmişti ve ben burada bu ağrı ile yalnız kalmıştım.

Akabayı istiyordum. Fısıldadım sessizce ona

"Akabay!"

_______

🍁Akabay🍁

Odama doğru ilerliyordum. Zevcemi özlemiştim bu vakitte. Kokusuna hasrettim.

Yürürken kalbime giren ağrı ile nefes alamadım ve elimi duvara dayayarak destek aldım.

Öleceğimi sanmıştım. Ve beraberinde de bir ses işittim.

" Akabay"

Hatunumu sesiydi bu ve çok kötü geliyordu. Gözlerimi etrafda gezdirdim ama onu bulamadım.

Adım attım yavaşça. Nereye gittiğimi bilmeden hızla yürüdüm.

"Akabay"

Bana daha çok yakınlaşmış olan ses ile koşmaya başladım. Arkamdan gelen paşalarımdan habersiz bir şekilde sarayın içinde bilmediğim bir yere koşturuyordum.

Dar ve sessiz koridora girmiştim. Hızımı azaltmadan ilerlemeye başladım.

Koridorun sonuna geldiğimde etrafıma baktım. Acı dolu inlemeler duymam ile korku içinde yanımda olan kapıya baktım ve elimi titreyerek kapı koluna yaklaştırdım.

Derin bir nefes alarak kapıyı açtım ve hızla içeri girdim. Girdiğim gibi de nefesimin kesilmesi bir olmuştu.

Sevdiğim ağlayarak ve acı içinde yerde uzanmış kıvranıyordu. Titremem daha da artmıştı, kalbimin ağırısı ile duramıyordum yerimde.

"Hatunum, HATUNUM"

Hızla yanına gittim ve çöktüm. Yüzünü yüzüklü parmaklarım ile sardım ve ona baktım.

"Sultanım,"

"Akabay"

Acı içinde adımı fısıldaması ile hızla onu kucağıma aldım ve paşalara döndüm.

"Çabuk hekim çağırın"

Hızla o dar ve yalnız koridoru geçtim ve odama ilerlemeye başladım.

"Akabay bebeğimiz"

"Şşşş sıhhatiniz iyidir Sultanım, sakın ola galeyana kapılmayasın"

Onun böyle acı çekmesi beni öldürüyordu.

Odama gelir gelmez de onu yatağa yatırdım ve hekimi beklemeye başladım. Acı içinde çığlık atması ile elimi yanağına götürdüm ve diğer elim ile de karnını okşadım.

Gözlerim dolmuştu.

"Hatunum az sık dişini Sultanım"

Biraz sonra gelen hekim ile hemen ayaklandım ve ona yer açtım. Hekimin elini onun karnına batırması ile öyle bir çığlık atmıştı ki anlık nefes anlamamıştım ve derin bir nefes almaya çalışarak odadan çıkmıştım.

Yanaklarımda hissettiğim ıslaklık ile de ağladığımı anlamıştım.

Yanıma hasodabaşım'ın gelmesi ile ona döndüm.

"Çok korkarım, evladım için avradım için çok korkarım."

"Kimin yaptığını bulacağım Sultanım. Yeminimdir"

Kafamı salladım ve gözlerimi kapatarak daha çok ağlamaya başladım.

Acı çekiyordum. Hemde öyle bir acı çekiyordum ki şu sarayımda olan bir ağaç olmak isterdim. Canlı ama olup bitenden habersiz.

Sadece kuşların yuvası ve besin kaynağı, insanların gölgesi.

Öyle olmak isterdim de içeride can çekişen hatunumun acı dolu sesini duymazdım. Onu bu halde görmezdim.

____________________________________

Yazım yanlışım varsa affola "🔥

esfar-ı baideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin