Hayranlar bizi shipliyordu ve bende onu seviyordum peki ya o,
o beni seviyor muydu?
Topsung ve Bottommin olacak sevmeyenler okumasın ve gelip saçma yorumlar yapmasınlar pls
1-#Semesung 19.05.22
Çok fazla yorgun olduğumu otele geldiğimizde ancak fark edebilmiştim. Park Jinyoung Pd-nim bize ilk defa iyilik yapmış, burada bizim birkaç gün dinlememize izin vermişti. Bu birkaç günde ise şu karmaşıklığa bir son verecektim. Yani öyle umuyordum.
Odamıza doğru yürümüş kendimi ılık bir duş için hazırlamıştım. Tabi ortalığı karıştırıp önden giden ve bana hiçbir açıklamada bulunmayan kişi canım oda arkadaşım benden önce davranmış banyoyu kapmıştı. Su sesleri geliyordu.
Ve bu bende başka düşünceler uyandırıyordu. Kendine gel Minho,aptallaşma.
Kıyafetlerimi hazırladım ve onun çıkmasını bekledim. 5 dk sonra hala daha çıkmayınca telefona bakmaktan canım sıkılmış dolapların içinden bir bira şişesini çıkartmıştım. Normalde yasaktı yani izinsiz içmemiz ama kimse fark etmeyecekti sonuçta değil mi?
Kırmızı şarabı elime alıp bir yudum aldım. Tadı mükemmeldi. Bu süreçte hala jisung çıkmamıştı ve ben endişelenmeye başlamıştım. Neden bu kadar uzun sürmüştü?
Biraz daha dayanamayıp elimdeki şarabı tekrar dolabın içerisine bırakıp kapıya doğru ilerledim. Birkaç kez kapıyı tıklatıp söylenmeye başladım.
"Han Jisung süt banyosu mu yapıyorsun, çık artık"
İçeriden ses gelmeyince kapıya kulağımı dayadım. Ben hala ses duymaya çalışırken açılan kapıya dikkat etmemiştim. Kapı açılınca kafam jisungun göğsüne çarpmış ve garip bir durum ortaya çıkmıştı. Hemen hızlı bir şekilde geri çekildim.
O ise aynı konser öncesi gibi yarı çıplaktı. Daha fazla oyalanmayıp bende kıyafetlerimi alıp banyoya yöneldim. Eğer biraz daha gözüm orada kalsaydı hiç iyi şeyler olmayacaktı.
Kapıyı arkamdan kapadım ve kilitledim. Şimdi ise rahatlama vaktiydi. Yaklaşık bir 15 dk sonra bende duştan çıktım ve üstümü giyindim. Duştan çıktığımda jisungda aynı benim gibi kırmızı şarap almış ve yudumluyordu. Bana baktığında göz göze gelmiştik ama ben hemen göz temasımızı kesmiştim.
"Bir açıklama borçluyum öyle değil mi?"
İçimden tabi ki açıklama borçlusun aptal diye geçirdim. Beni ifadesizliğimi görmüş olacak ki yatakta bana yer açmış ve oraya oturmamı işaret etmişti.
Onu dinledim ve çok bekletmeden oraya oturdum.
"Lee know , lütfen yargılamadan dinle ve ben anlatmamı bitirene kadar çekip gitme tamam mı bebeğim?"
Dedikleriyle daha çok nefes alamaz olmuştum. Rahat bir şekilde oturmuş yönümü ona çevirerek anlatmasını bekliyordum.
" O gün minju ile beni nasıl yakaladın bilmiyorum ama cidden amacım bu yönde değildi. Ona piyano çalmayı öğretmemi istemişti ve ben notalarla ilgilenirken birden geldi yapıştı. Daha ben şoku atlatamadan sen geldin. Sana yemin ediyorum ki o olay öyle gelişmedi. Ve bir diğer olay ise Felix gelip bana senin beni sevdiğini söyledi..."
Dedikleriyle gözlerimi kapattım. Tamam lee know kendini hazırla kalbin kırılacak, kendini tut göz yaşı dökme, o sana seni kardeşi olarak gördüğünü söyleyecek, o seni sevmeyecek...
Uzun süre gözlerimi kapatmış olmalıyım ki ellerimden tuttu. Bu ani hareketi ile bende gözlerimi açmıştım. Benim gözlerimin en derinine bakıyordu. Sanki pek çok şeyler anlatıyordu o bakışlar. Ama ben sadece negatif bölümüne odaklanmıştım.
"Cidden seni sevmediğimi ya da senden hoşlanmadığımı düşünecek kadar aptal mısın?"
Dediğiyle gözlerimi açılabileceği kadar açmıştım. O, o beni sevdiğini mi söylemişti.
Benim hala şaşkın olmamdan faydalanarak beni belimden tutmuş ve dudaklarıma kapanmıştı.
