18.bölüm

3.2K 122 2
                                    

Herkes vedalaşırken ben Mertin yanına bile yaklaşamıyordum Zeynep abla da durumu anlamış olacak ki abimi götürdü

Merte sarıldım o da sımsıkı bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı

- abine söyleyelim artık güzelim zaten yeterince özlüyorum birde arda komutanım engeli var

- bilmiyorum çekiniyorum galiba

- çekinmek yok güzelim şu görev bitsin konuşacağım komutanımla

- peki

Dedim herkes bir köşeye çekilmişti o da elimi tuttu ve ağaçların arasına götürdü

Beni ağaca yasladı iyice yaklaştı gözlerini dudaklarımdan ayırmazken

- seni çok özleyeceğim güzelim bekleyeceksin beni değil mi

Dedi küçük erkek çocuğu gibi masumlukla

- bekleyeceğim

- söz mü

- söz

Yüzünde memnun olmuş ifadeyle konuştu

- benim güven problemim var biliyorsun seni kırmaktan çok korkuyorum seni seviyorum bunu bil olur mu birgün bırakıp gideceksen bunu gururumu kırmadan yap

Dediklerini tartmaya çalışıyordum ne demek istiyordu annesi onu terk mi etmişti

- daha önce sevgilin oldu mu
Diye sordum

- hayır olmadı ilkim ve sonumsun peki ya senin

- ilkim ve sonumsun

Dedim onun dediği gibi dudaklarımızı çok geçmeden buluşturdu sertçe öpüyordu büyük bir açlıkla bende ona karşılık veriyordum elleri belime yerleşmişti

Etrafta hafif bir rüzgar esintisi yaprakların birbirine vurması ile oluşan bir ses ve öpüşme seslerimiz vardı kollarımı boynuna dolamış nefes almadan öpüşüyorduk

Alnını alnıma yasladı nefesi dudaklarıma çarparken

- seni çok seviyorum ve görevden geldiğimde tüm yaralarımı sana açacağım

- bende seni çok seviyorum ve yaralarını kapatacağım

Gülümsedi buna karşılık bende ona bir gülümseme bahşettim bileğimdeki tokamı aldı

- buna ihtiyacım olacak her güçsüz kaldığımda bunu koklayacağım

- peki ben ne yapacağım senin kokun olmadan

Dedim ve utançla başımı eğdim

- eğme o güzel başını

Dedi ve çenemden tutup başımı kaldırdı yeşil gözlerim elalarıyla buluştu ardından o ekledi

- bende sana atkımı veriyorum
dedi ve atkısını çıkarıp verdi

Atkısını kokladım

- burda canlısı dururken onu mu kokluyorsun güzelim

Diyip kendine çekti utançtan başımı göğsüne yasladım saçlarıma öpücük kondurdu kalbim marotona koşarken bende kokusunu içime çektim

En son telefonunun çalmasıyla tek eliyle beni belimden tutup diğer eliyle telefonu açtı iç çekerek

- gitmem gerek güzelim

Dedi başımı kaldırıp ona baktım gözlerim dolmuştu

-şş ağlama orman gözlüm sadece mutluluktan ağlayabilirsin

BORDOLU'NUN ALEVİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin