Bölüm:1/Kehanet

466 35 5
                                    

Karanlık.

Karanlık.

Karanlık.

Bir insanın rüyasında gördüğü tek şey, nasıl karanlık olabilirdi?

Karanlık, sonsuz bir boşlukta hissediyordum kendimi. Vücudum tüy kadar hafifti, rahatlamış ve huzura ermiş gibi hissediyordum. En azından, bir tarafım öyle hissediyordu.

Sanki vücudum, iki parçaya ayrılmış gibiydi. Bir tarafım huzuru, bir tarafımsa vahşeti temsil ediyordu. İçimde büyük bir huzur varken, büyük bir korku da vardı. Tıpkı çok mutlu bir anında, bir şeylerin kötüye gideceğini hissetmek gibiydi bu his. Benliğimi, karamsarlığa sürüklüyordu.

Rüyasında bir insanın, hissettiği şeyleri duyması normal miydi peki? Veya hissettiği şeyleri gerçekten hissetmesi? Her şeyin bu kadar gerçekçi gelmesi normal miydi?

Zihnim, sanki bir yandan açık bir yandan da kapalıydı. Uyku ile uyanıklık arası bir durumda olduğumu tahmin edebiliyordum.

Sebepsiz bir şekilde ellerime bakma isteği beynimi tetiklerken, ben bu sessiz, sonsuz boşluğun bir çıkışını arıyordum.

Gözlerime bir kapı kestirdiğimde gülümsedim. Kapının arasından ışık sızıyordu ve bu benim karanlığa batmış zihnimi, az da olsa rahatlatıyordu.

Karanlık, insanın zihnini öyle bir bulanıklaştırıyordu ki, zaman kavramını bile kestiremiyordunuz. Belkide sadece dakikalardır olduğum bu yerde, saatlerdir hatta yıllardır varmışım gibi hissediyordum.

Kapıya yaklaştım, yaklaştım ve yaklaştım. Ama sadece denedim. Çünkü ben ne zaman kapının yakınına gelsem, bir şekilde kapı benden uzaklaşıyordu. Yani en azından birkaç denememde fark etmiştim bunu.

Zihnimin bana olan bir oyunuydu bu. O kapının arkasında görmemi hiç istemediği bir şey vardı bilinçaltımın. Ve zihnimde bunu benden bu yüzden saklıyor, bana bir oyun oynuyordu.

Kapının tekrar yakınlarına geldiğimde, bu sefer elimi uzattım kapıya. Uzattığım gibi, eski bir saatin, yüksek sesi çınladı kulaklarımda. Beynim beni, elime bakmaya zorladı.

Gözlerim benden izinsiz elime kaydığında, benliğim tuhaf bir hisle doldu. Farkına varmışlık hissi...

Elimi çevirdim ve avuç içime baktım. Kasıp kavruluyordum adeta o hisle.

Vücudum titredi.

"Bu gerçek değil..."

Kısık sesle söylediğim şeyden sonra, kapı kayboldu ve tekrar duydum o kulaklarımı kanatan saat sesini.

Sonra ayaklarım yerden kesildi. Dudaklarımdan canhıraş bir çığlık döküldü. Düşüş hissiyle kollarımı kendime sardım, sonra o sesi duydum. Birisinin bana seslenişini.

"Luna?"

Gözlerimi açtığımda, yan dönmüş, yorganımı kafama kadar çekmiş, hatta açılmaması için ellerimle sıkıca tutmuş olduğumu fark ettim.

Nerita'nın Kalbi (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin