Gün geçtikçe yıkıma sürüklenen gezegenlerin, günahkar ve çaresiz insanlarının hikayesine hoş geldiniz.
"Her şey bir kırgınlıkla başladı. Afsız biten kırgınlığın sonu da yıkım olur. Nasıl bilmezsin? Her şey bir hataya bağlı... Pişmanlık vücudu sardı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şöyle küçük bir heyecanlı spoiler ile başlamayalım mı🤸🤸
"Doğa ana! Yalvarırım sana. Yardımına muhtaç ulu Ruhu Ay ışığınlakutsa.."
"Selamlar Güneş'ebenzetilenden, yeniden doğuşunu bekleyen Karanlığın çocuğuna. Onu bırakmazsanaydınlıklarüfleyeceğim ruhuna. "
Gece yarısındaydık. Herkes uyuyordu. Ben ise araştırma yapmaya çalışıyordum ama kısa kestirme uykumda gördüğüm rüya aklımdan çıkmıyordu. Yine aynı yüzü gözükmeyen adamı görmüştüm. Kimdi o? Neden devamlı rüyalarıma giriyordu? Bu rüyanın ise çocukluğumda yaşadığım gerçek bir olay olması... Daha korkunçtu. Benim çocukluk anılarımın içinde de vardı.
Farkındalıkla parmaklarımı kemirmeyi bıraktım. Aya baktım. Ne zaman gerilsem ayı izlerdim. Eğer ben bugün geçmişi gördüysem, önceki rüyamda geleceği görmüştüm. Peki neydi olacaklar? Neydi o fırtına? Ben neyi büyük bir ihtirasla özlüyordum?
Kimseye çaktırmasamda bir şeyleri unuttuğumun doğal olarak en çok ben farkındaydım. Buna birinin sebep olduğunu da biliyordum. Fakat kimdir, yakınım mıdır, uzağım mıdır... Tahmin bile edemiyordum. Çünkü unutmamla güçlerim de büyük bir zayıflık noktası açılmıştı. Peri diyarına gidecektik muhtemelen bugün. Orada kendimi olabildiğince şarj etmem gerekliydi.
Gözlerimi kapadım ve yatağa uzandım. Belki yüzünü hatırlarım diye tekrar rüyamı gözlerimin önüne getirdim.
Sonra çiçekleri sevmeye devam ettim ve birini koparıp saçıma taktım.
"Özür dilerim minik papatya, ama benim de takma adım öyle bak teyzem de öyle diyor bana. Beraber olalım diye sen saçımda durmalısın!"
Gülümsedim. Ne kadar mutluydum öyle.
"Luna'm benim." Teyzem önümde eğildi. "Austin'in yanına geç gitmek mi istersin hım? Hadi bakalım gel yanıma"
Mutlu olma sebebim Austin'di. Ve eniştem yaşıyordu çünkü gülerek bizi almaya gelirse bir şey olmaz demiştim.
"O zamaaaannn ona da çiçek götüreceğim!" Koşarak çiçek toplamaya başladım. "Annesine yani Crystal teyzeme de götürmek istiyorum!"
Sonra ben çiçekleri toplarken eğildiğim yerin tam önünde bir çift ayak gördüm. O gün yabancı hissetmeyip korkusuzca kaldırmıştım başımı. Kötü bir his vermemişti o adam bana. İşte tam o noktada yüzü bulanıktı. Her kimse güçlüydü ve anılarımda bile etkiliydi. Görmemi istemiyordu.