2

105 83 170
                                    

Yüksek Sadakat- Pervane

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüksek Sadakat- Pervane

Anladım ki kaçış yok
Bu aşkın pençesinden

Anlatsam anlatamam , bilsem bilemem , baksam bakamam , hissetsem hissedemem ve bu beni kanatları kırılan bir kelebek gibi , son çırpınışlarını yaşayan ama hala hayat bulduğu toprağa tutunmaya çalışan bir papatya gibi hissettirir ve son nefesini ve...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Anlatsam anlatamam , bilsem bilemem , baksam bakamam , hissetsem hissedemem ve bu beni kanatları kırılan bir kelebek gibi , son çırpınışlarını yaşayan ama hala hayat bulduğu toprağa tutunmaya çalışan bir papatya gibi hissettirir ve son nefesini verip toprağa karıştığında anlar belki papatyanın değerini..

Sabahın ilk ışıklarıyla ve annemin sesiyle açmıştım gözlerimi her anne gibi odamın kapısını ardına kadar açıp evde ki sesleri duyman sağlanır ve uyumayacağını anlayıp yataktan kalkarsın...
Elimi yüzümü yıkayıp, üstümü değiştirdikten sonra evin bir telaş içinde olduğunu gördüm. Annem mutfağı hamur işleriyle kokutmuştu.
"Halide Sultan acaba pastane falan mı açsan?" Annemin yüzünü bir tebessüm doldurdu ve unlu elleriyle yüzümü tutup konuştu. "İyi ki doğmuşsun benim güzel kızım. " Yüzümü bir tebessüm doldurdu ve kollarımı anneme sardım aniden aklıma gelen düşünce ile geri çekildim.
Anneme dün geceden beri kafamı kurcalayan konuyu açmaya karar vermiştim. "Anne doğum günümü bizim bahçede kutlasak olur mu ?" Annem hemen söze girdi ."Kızım Ahsen Hanım tamam dedi hem orası büyük daha iyi olur . Hem neyin var senin ? Bu memnuniyetsiz tavır ne ?" Omuz silktim soruları karşısında ve yüzüm asık bir şekilde mutfaktan çıktım.
Onların bahçesinde kutlamak istemiyordum çünkü o zaman o da katılma mecburiyetinde olacaktı ama eğer ki bizim bahçemizde olursa gelmesi gerekmeyecekti ama tabiki de gelebilirdi iki gözümün çiçeği. Perdemi biraz açıp odasına doğru baktım, cam kenarında arkası dönük bir kız oturuyordu ve heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Kız ayağa kalktı ve o an o da ayağa kalktım. Kız ona doğru bir adım attı ve elleri yanağına ve saçlarına uzandı.
Benim dokunmak için çırpındığım saçlarına ve yanağına. Çok sonra farkettim , perdenin elimde buruşmuş halde olduğunu.
Ve kendimi yere atıp dizlerimi kendime çektim ve gözümden yaşlar akmasına izin verdim bu sefer..

Çekmeceye uzanıp kalemimi ve defterimi çıkarıp şu satırları yazdım . "Sen o ormanda ağaç olup göğe de uzanabilirsin, yanmayı da görebilirsin."
Defteri kapatıp kafa dağıtmak adına arkadaşlarımdan gelen doğum günü mesajlarına bakmaya başladım.

Sisler BulvarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin