Loria Narsissa Malfoy

1.1K 12 5
                                    

Başlamadan önce bu kurguda;

Karakterin adı Loria Narsissa Malfoy, Lucius ve Narsissa'nın kızı aynı zamanda Draco'nun kardeşi.

 Loria, Draco ile aynı senede okuyor. (Lucius sayesinde Loria Hogwarts'a erkenden başladı)

Şimdi başlayabiliriz.. 

**

Yataktan kalkıp gelecek postasını elime aldım. Dumbledore, deli mi yoksa tehlikeli mi?arka sayfayı çevirdim. Yalan söyleyen çocuk. Sihir bakanı açıklama yaptı: Her şey yolunda. Sinirle gazeteyi elimden bıraktım. "Her şey yolundaymış" bileğimdeki toka ile saçlarımı topladım. Cedric de kendi kendine öldü zaten" kapı açılmasıyla irkilerek kapıya baktım. Draco elinde bir kutu ile odama girdi. "Kahvaltıya gelmiyor musun?" kafamı olumsuzca salladım. "Doğru düzgün yemek yemiyorsun" yatağa uzanıp yorganı üstüme çektim. "Aç değilim" Draco bana bakmayı sürdürdü. Cedric öldüğünden beri kendimi doğru düzgün toplayamıyordum.

"Babam kızmaya başladı, bir şeyler karıştırdığını düşünüyor" Dedi kapıyı kapatarak. "Umurumda değil" Draco'nun son günlerde odama uğraması fazlalaşmıştı ve bu beni rahatsız ediyordu. Draco'ya arkamı dönüp yorgana daha da sarıldım.

Draco'nun gitmesini bekledim ama gitmedi orda öylece duruyordu. "Kalkmayacak mısın?" Sinirimi belli etmemeye çalıştım. "Hayır" Cevap vermedi ve sadece bekledi. Sonra bir güç yorganı üstümden sertçe çekti. "NE HALT EDİYORSUN" yorganımı onun elinden kurtarmak için büyük güç sarf ediyordum. "Uyanmanı sağlıyorum, kalk ve biraz hareket et!"

"MERLİN"

Pes ederek yorganı bıraktım. Draco bu ani bırakışım yüzünden neredeyse yere düşüyordu. "ANNE, BABA MI KESİLDİN BAŞIMA DRACO" elini saçlarına götürdü. "Evet" bıkkınlıkla yataktan kalktım. "Al bak kalktım mutlu musun?" güldü bir şey demedi. Elindeki kutuyu bana uzattı. "Bu ne?" dedim kutuyu elinden alırken. "Bir muggle dükkanında gördüm ve beğeneceğini düşündüm" dedi, kimsenin duymamasına özen göstererek. Şaşkınlıktan açılan dudaklarımı kapattım. "Sen ve Muggle dükkanı, pek uyuşan şeyler değil" gülümsedi.

"Biliyorum, doğrusu bende şaşırdım" dedi. kutuyu yavaşça açtım. "Ve biliyor musun? bulanık ile karşılaştım" Hermione'den bahsettiğini anında anladım. "Ondan öyle bahsetme" göz devirdi. "Peki, Granger ile karşılaştım ve Potter da yanındaydı" Harry mektubunda Hermione ile alış verişe çıkacağını zaten bana söylemişti ama bunu tabii ki Draco'ya söylemedim.

 Yorum yapmadan kolyeyi kutudan çıkardım. İnce zincirli, ucunda ay olan basit ama zarif kolyeye baktım."Draco bu gerçekten çok güzel" Draco bilmiş bilmiş sırıttı. "Tabi ki çünkü ben seçtim" dedi ve arkama geçip kolyeyi taktı. "Draco gerçekten iyi olduğuna emin misin? içine bir şey girmedi değil mi?" dedim, kolyeyi incelerken. "Çok komik" dedi ve yatağıma oturdu. Yastığı kafama fırlattı. "Yarın Hogwarts'a gideceğiz" dedi hiç bilmiyormuşum gibi. "Hasta numarası yapacağım, belki annem kanar ve gitme der" Aslında Harry'yi çok özlemiştim ve onu görmek için can atıyordum, Draco kıkırdadı. 

"Oyunculuğun berbat" bu bir hakaretti resmen. Bunu 1 yıldır abisinin düşmanıyla çıkan ama kimseye hiç bir şey çaktırmayan kişiye söylüyordu. "Bence gayet inandırıcıyım" İnandırıcı olmasaydım şuan da ölmüş olurdum.

****

9 3/4 peronundan geçtik, sınıf başkanı rozetimi düzelttim. Ve onu gördüm Harry Potter. Özlem ile ona baktım oda gözlerini gözlerime değdirdi. "Ama şuan özlem gideremezdik şuan olamazdı, sabretmeliydik. 

Draco'nun ona bulaşmadan yanından geçeceğini düşünmem hataydı. "Bakanlığın seni Azkabana tıkmaması şaşırtıcı Pottah" Sırıttı. Harry sesini çıkarmadı, "Kes sesini Malfoy" Draco, Hermione'yi duymazlıktan geldi. "Şimdilik tadını çıkar" Harry bir anda, Draco'nun üstüne atlayacak gibi oldu son anda Ron onu tutu. "Sana söyledim LoriaDeli'nin teki" dedi Draco ve Trene bindi. Sadece üçlünün duymasına özer göstererek, "Draco yine şaşırtmadı" dedim ve hızlıca trene bindim.

****

Dudaklarımız birbirine değerken tüm dünyanın geride kaldığını hissettim, öpücük daha da derinleşirken ellerimi dağınık saçlarında gezdirdim.

"Draco asla bilmemeli" dedim Harry'nin dizlerinde yatarken. Harry güldü, "Artık sayamıyorum kaçıncı söyleyişin" saçlarımı usulca okşadı, gözlerimi kapadım ve bu anın tadınıı çıkarmaya çalıştım, uzun zamandır ilk defa mutlu hissediyordum. "Bu süpürge dolabından bıktım" dedim gözlerimi açmadan. "Başka bir yer mi bulalım diyorsun?" Cevap vermedim sadece aşık olduğum bu kişinin ellerini sıkıca tuttum. 

*

Maalesef ki saatimiz dolmuştu, "Artık gitmeliyim" dedim ve ayağa kalktım, Harry yanıma yaklaştı. "Yarın tekrar aynı saatte" dedi ve dudağını yanağıma bastırdı, cevap verecekken Harry'nin bir anda geri çekilmesi ve gözlerini omzumun arkasına sabitlemesiyle arkamı hızla döndüm. Ve o mavi gözler ile gözlerim buluştu, yumruklarını sertçe sıkmıştı ve gözleri bir bana birde Harry'de gidip geliyordu. Karnıma saplanan ağrıyı hissettim. Ne yapacağımı bilemiyordum.

Ağızımdan sadece "Draco.." çıktı. 

"Hiç konuşma bence" dedi ve hızla Harry'nin yakasına yapıştı. O anki şokla yalnızca olanları izliyordum. 

"NE YAPTIN AMORTENTİA MI İÇİRDİN?" dedi sertçe, Harry hiç bir şey söylemiyordu, yalnızca fiziki bir şekilde kendini savunuyordu. Draco, Harry'yi yere fırlatırken ağızımdan küçük bir çığlık çıktı, etraf dağılmıştı, bir kaç süpürge yere düşmüştü. Draco bana yöneldi, "SANA İNANMIYORUM" olduğum yerde kaldım cevap vermedim, "Ne zamandır" dedi artık bağırmıyordu ama sesi yine de sertti. "Ne" 

"Ne zamandır sürüyor" diye tekrarladı soruyu, cevap veremedim. Neyse ki Harry hızlı davrandı. "1 yıl olacak" dedi yerden kalkarak, ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı elimle sildim. Draco'nun gerçekten gözü dönmüştü.

Evett burada One Shotımız bitiyor, yorum yapmayı unutmayın istek karakter veya sahne varsa yazabilirsiniz. Sihirli günler dilerim.

𝓓𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓾𝓷𝓽𝓲𝓵 𝔂𝓸𝓾𝓻 𝓭𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓬𝓸𝓶𝓮 𝓽𝓻𝓾𝓮 / ONE SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin