Shay Glory

211 9 0
                                    

Başlamadan önce bu kurguda;

Karakterin adı Shay Glory,

Shay bir muggle, Draco ile bir muggle partisinde tanıştılar ve kısa zamanda yakınlaştılar,

*

Bu büyük partide Agnes ve John ile oturacak yer aramaya başladık, uzun süredir ayaktaydık ve ayaklarımız su toplamıştı artık. İleride bir küçük bir koltuk görüp oraya doğru yöneldim John ve Agnes de peşime takıldı. Nihayet oraya vardığımızda kendimizi koltuğa attık elimdeki şarap nerdeyse mavi elbiseme dökülecekti ki Agnes durumu kurtardı. "Teşekkür ederim" 

Tekrar etrafı izlemeye yöneldim etraftakilerin bazıları hala dans ediyordu bazı çiftler ise öpüşmekle meşguldü ama beni şaşırtan bunlardan hiç biri değildi. Dikkatimi çeken şey Kapıya yakın duran 2 tuhaf kıyafetli adamlardı kafalarında büyük komik şapkalar vardı. Bunlara benzer bir kadında gördükten sonra partinin bir kostüm partisi olduğundan şüphe ettim. 

"Shay, şu seninki değil mi?" Kafamı gösterdiği yere çevirdim. "Kim Draco mu? o benim ki değil John sadec-" 

"Tamam tamam sus, bak orda işte" dedi Agnes tekrar aynı tarafı göstererek, bu sefer onu gördüm. Onu en son gördüğüm günün aksine bugün takım elbise giymişti. Yakışmıştı doğrusu, sarı saçlarını karıştırarak etrafına bakındı. Beni gördüğünde yüzündeki duyguları okumak zordu endişeli gibiydi, bize doğru gelmeye başladı.

"Sanırım buraya doğru geliyor" dedi John sesi zar zor duyuluyordu. "Görüyorum" dedim ve ayağa fırladım. Nihayet yanıma ulaştığında onun ağzını açmasına fırsat vermeden ben konuştum, "Seni burada görebileceğimi düşünmüyordum" dedim ve gülümsedim ama Draco pek de mutlu görünmüyordu. "Burada ne yapıyorsun Shay" dedi yumuşak olmaya çalışarak. "Parti vardı ve geldim" Draco'nun neden birden tuhaf davrandığını merak ettim. "Biraz dışarı çıkalım mı?" dediğinde başımla onayladım ve onu takip ettim.

Sonunda kendimizi dışarı attığımızda derin bir nefes aldım içerinin bu kadar havasız olduğunu fark etmemiştim. "Ne oldu" dedim Dracoya bakarak. 

"Şimdi söylediklerim çok saçma gelecek ama bana güvenmelisin" dedi, tepkimi bekledi ve devam etti, "Buran hızlıca gitmelisin arkadaşlarını da alıp gitmelisin" 

"Ne!" dedim şaşkınlıkla,

"Shay lütfen" dediğinde ciddi olduğunu anladım. "Neden" omuzlarımdan tuttu, "Sana bunu söyleyemem" 

"Ne demek söyleyemezsin" dediğim anda bir adamın bize doğru geldiğini fark ettim. Elinde kısa bir dal ile bize yaklaşıyordu. Draco hızlıca kolumu tutuğu anda dünyanın döndüğünü hissettim, midem kasıldı ve az kalsın az önceki şarabı midemden çıkaracaktım. Gözlerimi açtığımda durduğumuz o sokak kayıp olmuştu ve o adam da. "Bu.. bu nasıl olur az önce-" Draco eliyle sessiz olmamı işaret etti, neden bilmiyorum ama onu dinledim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Draco elimden tutup beni başka bir odaya götürdüğünde sarhoş olduğumu ve bunları kurguladığımı düşündüm. Hala partide çalan şarkıyı kısıkta olsa duyabiliyordum. 

İçeri komik o şapkalı üç kişi girdi, Drco elindeki ile kırıldığını yeni fark ettiğim pencereyi bir bütün haline getirip yerine taktı. "Tamam güzel rüyaydı, ne zaman uyanıyorum" dedim gülerek, ama karşımda ki 4 kişi gülmüyordu. "Biraz daha dikkatli olmanı söylemiştim ve sende bir muggle'ı buraya mı getirdin?" dedi gözlüklü olan Draco'ya, "Orda bıraksaydım öldürülürdü" dedi Draco.

Olayları sindiremiyordum, elimi koluma götürüp sıktığımda acı ile irkildim. Rüyada değildim, sarhoş olacak kadar içmemiştim yani bunlar gerçek miydi. "Draco.." endişeli bir şekilde bana baktı, "Bir saniye Shay " 

"Birde arkadaş mı oldun?" dedi kız, "Bir görevimiz var Draco unutma" 

"Biliyorum" dedi sertçe. Ben ise sadece olanları izliyordum. Bunların hepsi mantığa tersti, bahçeden buraya gelmem pencerenin parçalarının uçarak tekrar birbirine yapışması, bu komik kıyafetler ,hiç birinin mantıklı açıklaması yoktu, ellerindeki bu çubuklar asa mıydı şu peri masallarında olanlardan.

"Şimdi ne yapacağız" dedi kızıl kafalı adam, "Hafızasını sileceğiz" dedi kadın. Bana doğru yürüdü ama Draco onu engelledi. "Olmaz Hermione" 

"Ne demek olmaz.. lütfen ona 10 saniyede bağlandığını söyleme" Draco cevap vermedi, "Öncesi de vardı değil mi?" dedi sesini yükselerek. Draco sadece yere bakıyordu, kız derin bir nefes aldı, "Mugglelar ile arkadaş olma konuşma diyemem sana, elbette olabilirsin ama onlara çok bağlanman bir hata Draco"

"Muggle mı?" sanki varlığımı yeni hatırlamış gibi bana baktılar, "Hafızasının silinmesi gerekiyor" dedi gözlüklü. Buradan bir şekilde çıkmam gerektiğini hissettim, hafızamı mı sileceklerdi hepsini mi? Hayır buna izin veremezdim.

 Onlar tartışmaya devam ederken, yavaşça yerimden kalktım, kapıya doğru ilerledim ama bir kol beni tuttu, "Nereye" dedi kızıl kafa, "Ben sadece.." açıklama yaparken beni tekrar sandalyenin yanına  getirdi "Bunun yapılması gerekiyor Draco" dedi Hermione denen kadın, Draco ya sinirle baktım bana doğru geldi gözlerimin içine bakıyordu. "Seni seviyorum" şaşkınlık ile yüzüne baktım içimde bir şeyler heyecandan coşsa da cidden bunun yeri miydi? 

Kadın asayı bana doğrulttu, "Obliviate"

Değişik bir one shot oldu

Sihirli günler dilerim..

🎉 𝓓𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓾𝓷𝓽𝓲𝓵 𝔂𝓸𝓾𝓻 𝓭𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓬𝓸𝓶𝓮 𝓽𝓻𝓾𝓮 / ONE SHOT hikayesini okumayı bitirdin 🎉
𝓓𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓾𝓷𝓽𝓲𝓵 𝔂𝓸𝓾𝓻 𝓭𝓻𝓮𝓪𝓶 𝓬𝓸𝓶𝓮 𝓽𝓻𝓾𝓮 / ONE SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin