Babam Turan'ın koltuğunda oturuyordu. Ne ara gelmişti. Ve burada ne işi vardı?
"Baba?"
Babam ayağa kalkıp masanın önüne geçip bana baktı.
"Burada ne işin var güzelim? Biz seninle anlaştık sanıyordum. Barlara gitmeyecektin. İçki içmemen gerekiyor."
"Ama reis her bara gelen insan içki mi içiyor ? Teessüf ederim. Ne zaman sözümde durdum."
Babam güldüğünde kollarını açmış sarılmamı bekliyordu. Sarıldığım da
"Bir daha bu tarz yerlere gelmeyeceksin Buse'm. Ablanla da konuşacağım. Benim yokluğum size yaramıyor. Ve son olarak o çocuklar ile görüşmeyeceksin. Onlar yüzünden kaç defa kavga çıkmış. Sen gelmeden önce onları izliyordum."
Zaten arkadaşlığımı bitirmemden başka seçenek bırakmadınız ki.
"Zaten bitirdim. Mecbur bıraktınız. Sen neden geldin ki baba? "
"Evlatlarımı özledim."
Babam ile sarılırken odanın kapısı açıldığında içeri Turan girmişti.
"Sana güvenemeyeceğimi biliyordum. "
Başını eğip.
"Buse Hanım babanız buraya ortak olmuş. Elimden bir şey gelmezdi."
Babama şaşkınca baktım. Ne gerek vardı ki?
"Buna ne gerek vardı?"
Babam omuzlarını silkip. " Bir ayağım Türkiye de olsun istedim. Yurt dışında yalnızım. Emekli olduğum da buraya yerleşmeyi düşünüyorum. Hem belki sende üniversiteyi yanımda okursun."
Alayla güldüm. "Hiiç almayayım. Ben Türkiye de yaşamayı seviyorum."
Babamla bardan çıkıp barın otoparkın da ki arabasına binip eve yol aldık.
"Kızım, bu gece Antalya'ya gidiyoruz. Haberin var dimi?"
AA o gerçek miydi? Ben şaka sanıyordum.
"Abim sabah söylüyordu da şaka yapıyor sanmıştım. Tatil için neden Antalya'yı seçtik ki? İzmir veya Eskişehir'e gitseydik."
Yani zaten her yaz abimin kafe işi için gidiyorduk. Hatta abim sezon başlarında devasa partiler organize ediyordu. Çok güzel ve eğlenceli oluyordu.
"Bu sefer tatil için gitmiyoruz güzelim. Başka bir işimiz var ."
Kesin yine ev veya kafe ile ilgiliydi. Ama bu benim arkadaşlarım ile vakit geçirmeme engel değildi. Antalya da iki üç arkadaşın vardı. Onlar ile buluşur ve sahilde sabahlardık.
"Senin de yanımda olmana ihtiyacım var Buse. Sakın oraya gittiğimizde kaybolma."
Aklıma gelen şey ile babama döndüm
"Yoksa bana o beğendiğim motoru mu alacaksın? O yüzden mi gidiyoruz?"
Babam başını olumsuz anlamda sallaması ile yüzüm düşmüştü. Bir saatin sonunda eve geldiğimizde de ablam ve abim bizi karşıladı. Masaya geçip yemeklerimizi yemiş ve sohbet etmiştik. Tabi abim ile olabildiğince az diyoloğa girmiştim.
" Çocuklar yanınıza iki üç parça kıyafet alın. 1 saate çıkarız. Austin sen dur. Seninle konuşmamız gerekenler var. "
Ablam ile masadan kalkıp hemen odalarımıza geçip çantalarımızı ayarladık. Ablamın odasına geçtim.
"Hazır mısın?"
"Ay yok bebeğim. Saç maşasını arıyorum. Sen in aşağı istersen."
"İki günlüğüne gideceğiz. Gerek yok ki bu kadar şeye. Neyse aşağıda bekliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Bir Adım
Short StoryÖlüme bir adım kadar yakın sizlere ise binlerce kilometre uzaktayım.