Hastanede vakit hiç geçmiyordu. Konser üzerinden iki gün geçmişti. Lakin insanların ilgisi ve konser paylaşımları sürüyordu. Alihan, Cansu, Araz ve Sinan ile oturuyorduk.
Cansu "Konser sonunda Araz az daha kavga çıkartıyordu."
Bundan hiç bahsetmemişlerdi. "Neden?" diye sordum.
Araz "Ya kanka konserde Cansu aşırı havaya girip insanlarla içli dışlı oldu. İbnelerden biri de bunun videosunu çekiyor."
Sinan "Hani şarkıyı Cansudur Alihandır söylüyor biz de arka da çalıyoruz. Adam onları çekmeyip de kimi çekecek orangutan yavrusu."
Araz ters ters baktığında bizde ona hak vermiştik.
Araz " Sorun orada değil gevşek. Adam Cansu'nun bacaklarını çekiyordu. Hayır sen ne sikime etek giyiyorsun ki orada."
Ay Araz sen şaka mısın? Kız her zaman etek ve şort giyiyor. Ay yok bunun kıskançlığı çekilmez. Tamam adamın çekmesine laf etmesini anlarım. Ama sinirini adamdan çıkarsındı. Kızın ne suçu var.
Cansu "Ya bir siktir git Araz. İki gündür bunun muhabbetini yapmandan sıkıldım. Ben istediğimi giyerim. Buna ne sen karışırsın ne de milletin o rahatsız edici bakışları yüzünden giyim tarzımı değiştiririm. Ben pantolon giysem de o zihniyet değişmedikten sonra bir bok olmaz. Şunu da artık anlayın be. Sorun giyimde değil zihniyette."
Alkışlayıp "Haklı. " demiştim. Bu Cansunun ilk defa başına gelmiyordu. Barda iki üç defa şahit olmuştuk. Kız pantolon da giyse şort da giyse durum aynıydı. Dediği gibi sorun giyimde değil zihniyette. Alihan arkadan sarılıp başını boyun girintime koydu.
"Ya dışarıda kavga etsenize. Ben de sevgilimle baş başa azıcık vakit geçirsem."
"Alihan!"
"Efendim güzelim. Efendim okyanusunda boğulduğum kadın."
Gelinde kızın bu çocuğa.
Sinan "Neyse benim mesai başlar Allah'a emanet götünüze mukayyet olun."
Sinan işe mi girmişti?
"Çalışıyor musun sen?" heyecanla kalktığı yere geri oturup
"Yok ketçaplı çikolatam. Yan oda da bir teyze var-"
Alihan "LAN OHA OHA!"
Harbiden de ohaydı.
"Lan yok öyle değil. Teyzenin yeğeni var. Sare kızla azıcık flörtleşiyor olabiliriz."
Alihan ile imalı imalı güldüğümüzde Cansu lafa atladı
"Flörtleşmekten kastı ne söyleyeyim. Bitterli çikolata mı? Yoksa beyaz çikolata mı? Ya da biber dolması sadece dolma biberinden mi yapılır? Kırmızı mercimek turuncu ise adı neden kırmızı gibi konuşmalar."
Yüzüm şaşkınlıktan garip bir hal almıştı. "Beyaz çikolata diye bir şey yok ki."
Araz "Başkan vallahi tek sıkıntı da oydu."
Sinan "HEH DİMİ! Bende diyorum abi beyaz çikolata diye bir şey yok diye. "
Sinan biraz daha kızı anlattıktan sonra bizde ona hastane dışında bir date ayarlamasını söylemiştik. Eh heyecandan nasıl yapacağını bilemeyince biz onun telefonundan Cansu ile beraber kıza mesaj atmıştık. Akşam 7de kızı evinden alacaktı. O heyecan ile bizimkiler de Sinan'a yardımcı olmak için gitmişlerdi. Geriye sonunda Alihan ile baş başa kalmıştık.
"Güzelim. Ben diyorum ki. Eğer sende ister-"
"Hayır Alihan. Yurt dışına gitmeyeceğim."
Son günlerin popüler konusuydu. Tedavisi olmayan hastalığıma karşın babam yine de yurt dışında tedavi olmamı diretiyordu. Hatta tek o değil ben hariç herkes oraya gitmem taraftarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Bir Adım
Short StoryÖlüme bir adım kadar yakın sizlere ise binlerce kilometre uzaktayım.