5.BÖLÜM

14 4 1
                                    

Selammm nasılsınızzz canlarımmm
Bugün de 5.bölümü göndereyim dedim...
İyi okumalarrr...

***

Duyduklarım ile dizlerimin bağı çözülmüştü. Gözyaşlarım bir bir şakağıma doğru yol çizerken kapının eşiğinde dizlerimin üzerine yıkıldım. Arda hıçkırıklarımı duyup yanıma geldiğinde direkt sordum "O-onlar kızın annesi ile babasıydı değil mi?" "tamam sakin ol, ağlama" dedi beni yerden kaldırmaya çalışırken "O-onlardı demi" dedim titreyen sesimle. Başını olumlu anlamda salladıktan sonra "evet onlardı. Seninle konuşmak istediler ama buna izin vermedim" dedi. Bu durumda bile meraklı sesimi gizleyemeyerek "Neden" diye sordum bu kez de, "böyle olacağını biliyordum. Senin üzüleceğini, ağlayacağını bildiğim için izin vermedim. Sen her ağladığında benim kalbimden bir parça eksiliyor. Ağlama sen ağlayınca, üzülünce ben dayanamıyorum Ayda." sözleri ile dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı. Kolunu belime sararak beni banyoya yönlendirdi , elimi yüzümü yıkadıktan sonra havluyu bana uzattı yüzümü silerek havluyu askıya astım. "Evettt şimdi eşyalarını alıp yanıma geliyosun ve kahvaltıya gidiyoruz" itiraz istemeyen ve bir o kadar da neşeli sesine gülümseyerek "tamam" dedim. Çantamı ve telefonumu aldıktan sonra kapıda beni bekleyen Arda'nın yanına gittim. "Hadi gidelim" dediğinde gülümseyerek "gidelim" dedim. Arabayı çalıştırdığında bana baktı ve "iyi misin?" diye  sordu. "Yağğğniii iyi olmaya çalışıyorum diyelim" dedim demesine de aslında hiç iyi değildim gözlerimi her kapattığımda olanları bir bir geri yaşıyordum sanki. Camı açtım ve derin bir nefes aldım gören de son nefesimi alıyorum sanar. Yarım saatin ardından arabadan sessizce indik ve sevimli restorana giriş yaptık. Cam tarafında güzel bir masaya geçtik ve garsona siparişlerimizi verdik. 10 dakikanın ardından siparişlerimiz gelmişti. Güzelce sohbet eşliğinde kahvaltımızı yaptıktan sonra Arda'ya ne kadar benim ödemek istediğimi söylesem de hesabı o ödeyip restorandan çıkmıştık. "Ayda saat daha erken sahile inelim mi?" diye sorduğunda elimdeki telefonun saatine bakıp "olurrr" dedim. Sahile geldiğimizde arabayı durdurup inmiştik saatin erken olması nedeniyle tek tük insan vardı. Yavaş yavaş bankların bulunduğu bölüme geldiğimizde banka oturup ona döndüm. "Lisede Nuray hocanın dersinden kaçıp buraya gelirdik" dedim bana bakıp o da gülümsedi "arada sınıftan çıkamadan bizi yakalar ve tüm gün boyu işlerini bize yaptırırdı" dedi ve ardından kıkırdayarak "bende tüm işleri sana yıkıp kütüphaneye kaçardım" dedim. Gülümsedi ve "zaten gitmesen de ben gönderirdim seni" dedi merakla denize bakan gözlerimi ona çevirerek "neden kiii?" diye sordum ama gerçekten merak emiştim neden beni göndermek istiyordu ki "yoksa benden sıkılmış mıydın" dedim gözlerimi kısarak kaşlarını çatarak "ne münasebet avukat hanım sizden sıkıldığımı nasıl düşünürsünüz" dedi sonlara doğru benim gibi gözlerini kısaraktan.  "Eee... o zaman nedenmişşş" dedim bu kez de "çünkü o zamanlar çok zayıftın sana bir şey olmasından korkuyordum ve senin iş yapman yerine kütüphanede uyuduğunu bilmek bana iyi geliyordu." dediğinde önce gülümsedim sonrada kaşlarımı çattıım  "sen bana eskiden zayıftın şimdi şişmansın mı diyorsun ayıp be ayıp bana bana Bihter'ine bu yapılır mııı?"dedim sona doğru dudaklarımı büzerek, önce dudaklarıma baktı ve yutkundu ardından "saçmalama Ayda ben sana öyle bir şey mi dedim" dedi kaşlarını çatarak " demedin ama resmen bunu ima ettin" "Öyle bir şey demedim ya da ima etmedim sen hala çok zayıfsın ve ben hala sana bir şey olmasından korkuyorum" dedi siyah gözleri daha da koyulaşırken "tamam zaten şaka yaptım" dedim siyah gözlerine bakarak. 


Evettt bir bölümün daha sonuna geldikkk :)

Bir daha ki bölümde görüşmek üzereee :)

Oy ve yorumlarınızı bekliyorummm :)

SANA MERHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin