İsteme telaşı başlamış.
Evdekiler dip köşe temizliğe girişmişti.
Gülsüm heyecanla zamanın nasıl hızlı geçtiğini anlamıyordu.
Annesine yanaşıp:" Anne ben mavişle kuaföre gideyim hee, makyajımı yapsınlar olmaz mi? " dedi çekinerek.
Kadın kızındaki bu istekliliğe şaşırıyor içinden kuruntu diyip geçiriyordu. Şimdi duyduklarına inanamayıp :" Sen ve saçını yapmak o kadar gelen oldu , babanın diretikleri oldu kalkıp siyahlar giyen , hiçbir işe el atmayan Gülsüm saçını yapmak ister iyi git ama sağa sola takılma laf söz olmasın " diyip işine geri döndü.Sessizce annesinin yanından ayrılıp köşeyi dönünce zıplamaya başladı. İçinden- giderken unutmayayım da iki , üç çocuk sevindireyim" dedi.
Mavişi de alıp salına salına yürütüyordu. Sokaktaki çocuklara seslenip:" Şişt çocuklar gelin hele" dedi.
Yanına güneşten kararmış badem gözlü çocuk geldiğinde :" Al bu parayı bütün arkadaşlarına ve kendine yiyecek birşey al " dedi gülerek.
Çocuk uzatılan parayı eline alıp bayrak misali arkadaşlarına koşup gösterdi.
Arkasından sinirle isminin söylenmesi ile geri dönüp baktı.
Yakup derin derin soluyarak gelip : " Sen Yusuf abimle evlenmek mi istersin? " dedi konuya direk girerek.
Gülsüm duyduğu soruyla dumura uğradı.
Yakup sessizce kendisine bakan kızı kolundan tuttup kendine çekti .
Zeynep'in kolundan hızla çekilen Gülsüm korkmaya başlamıştı.Yakuo kızı sarsarak :" Sana derim konuş Yusuf'u mu seversin söyle , bilmez misin sana deli olurum? Peşinde gezerim . Bir bakışına dünyayı yakarım" dedi sesi titreyerek.
Gülsüm duyduklarına inanamadı.
Hep Dervişoğlunun kardeşi diye iyi geçinmeye çalışıp selam verdiği kişi şimdi ne derdi? İçinden ya Dervişoğlu duysa diye geçirdiğinde hızla kollarını yakuptan ayırdı.Kendini geri çekip etrafa kısa bir bakış attı sesi titreyerek :" Ben duymadım sen de söylemedin . Ben sana hiç o gözle bakmadım . Bakmam da . Yakma başımı , biri görecek laf çıkacak ne abini , ne beni üzme " dedi ağladı ağlayacak bir halde.
Zeynep şaşkınlık ve korkuyla dizlerine kollarını sarıp ileri geri sallanıyor, mırıltılar çıkarıyordu.
Yakup duyduklarına inanamıyordu :" Sana senin için ölürüm diyorum. Sen abini üzme, beni üzme diyorsun . Ya ben üzülmüyor muyum ? Ne haldeyim. Ben bu acıyla yaşayamam Gülsüm. Gel etme eyleme . Abime yok de alıp kaçayım seni he , gidelim. Ömür boyu severim seni. Bana bir evet demene bakar . Hadi Gülsümüm söyle " dedi sonuna doğru yalvararak.
Gülsüm tutamadığı gözyaşları ile ne yapacağını bilmiyordu. En mutlu günü zehir olmuştu.
Zeynep'e yan gözle baktığında kötü bir halde olduğunu gördü.
İnsanların yavaş yavaş dikkatini çekiyorlardı.
Kendisini toparlamaya çalışıp :" Abini seviyorum ben, hep de sevdim. Sana hiç umut vermedim ki ben . Ben kimseye umut vermedim . Kendi halimde yaşadım. Kimse istemesin diye konaktan bile çıkmıyordum. Yapma bana , kıyma bırak mutlu olayım " dedi.
Yakup çaresizce ne yapacağını düşünüyordu.
Bu durumda ne yapılırdı ki?
Ayaklarına mi kapansaydı?
Yoksa kızı kolundan tutup götürse miydi?
Evet götürseydi ne olurdu?
Abisi mi peşine düşerdi? Düşsündü.
Babası mi redderdi? Etsindi.
Onsuz nasıl nefes alacaktı?
Her akşam abisini koynuna girdiğini gördüğünde nefes alacak miydi?
Evinde her karşılaştığında ne yapacaktı? Başını mi çevirecekti?
.....
Mithat şirketeki işlerini bitimiş yanındaki doktor ile konağa gidiyordu. Doktor anlatığı referanslarıyla umutlandırmıştı.
Yolda gördüğü Gülsüm ile arabasını köşeye çekip:" Ufak bir işim var geliyorum" diyip arabadan indi.
Kim yolunu kesmişti?
Bu kız hiç mi düşünmedi isteme günü adı çıkacağının?
Mithat karşında Dervişoğlunun kardeşinin görmesiyle şaşkınlıkla:" Hayırdır mevzu ne bu kadar millet toplanmış , dağılın lan? " dedi sinirle.
Gülsüm korkuyla kendisine bakmasınla iyice gerilmişti Merdan.
Bakışlarını Yakup'a çevirip :" Hayırdır şimdiden bacımı köşeye çekersin, sana derim" dedi diklenerek.
Yakup sinirle:" Millet falan umrumda değil sonra konuşacağız " diyip hızla ayrıldı .
Merdanın gözleri yerdeki mavişi görünce hızla yere çöktü. Kollarından tuttuğunda mavişi korkuyla kendini çekmişti. Merdan kızın gözlerinde saf korkuyu , üstündeki ıslaklığı görünce şaşkına uğradı.
Yutkunup kızı kucağına aldı. Zeynep ,Merdanı görmesiyle sıkı sıkı sarıldı.
Merdan üstüne değen ıslaklık ve burnuna gelen kokuyu umursamadan arabaya yöneldi. Kapısına geldiğinde arkasını dönüp: " Gülsüm kapıyı aç" dedi.
Gülsüm ismini durmasıyla kendini toparlayıp hızla arabaya yöneldi . Kapıyı açtı diğer kapıdan arabaya binip oturdu.
Merdan kızı bıraktığında Zeynep kollarını çekmemiş aksine daha sıkı sarmalamıştı. Titremeleri artmıştı.
Kendini zor da olsa çeken Merdan kızın göz hizasına gelip :" Sakin ol. Ben burdayım. Kimse sana karışamaz. Şimdi evimize gidelim " dedi onay isteyerek.
Kız anladıklarıyla kafasını sallayıp kollarını çekti.
Merdan arabaya bindi ve giderken dikiz aynasında ara ara mavişi izliyordu.
♤♤♤♤
Hello ben geldim.
Umarım ekşinli bir bölüm olmuştur. Bence oldu da.Yani Yakup yavrum yapmaa.
Abin duysa ne der?
Dervişoğlu ikinci bir tranvayı kaldırır mi?Neyse seviliyorsunuz.
Zeytan34
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERDAN CİHANGİR
Narrativa generaleHer hafta yeni bölümlerle karşınızdayım **** Topraklarından doğduğu zaman ayrılmak zorunda kalan bir varis. Babasının katlini öğrenen bir oğlan.. Kan davası.. Mithat CİHANGİR oğlu Merdan Cihangir..