🐾
Güneş en tepede, mavi gökyüzüne karışmış sarı haliyle parlarken okulun bahçesindeki banklardan birinde oturmuş, Hoseok'un aldığı soğuk şeftali suyunu içiyordum. Hemen yanımda, bağdaş kurmuş bir halde kendi elma suyunu içerken dalgın görünüyordu. Dirseğimle kolunu dürttüğümde bakışlarını bana çevirdi, "Yoongi hyung, Minseok'a abilik yapmam gerektiğini düşünüyor." dedi, şişeyi dudaklarına götürerek biraz daha içti. "Kim Namjoon'un ona bakacak olması güzelmiş ama bir aile verebilecek kişi benmişim. Onun yanında olmam gerekiyormuş." Hoseok'u anlıyordum, ikimiz de sokakta yaşadığımız zamanlar çok zorluk çekmiştik. Benim yaşadığım kadar ağır tecrübeleri olmaması, onun yaşadıklarını hafif olarak göstermiyordu.
"Okul çıkışı Kim Taehyung'un evine gideceğim."
Onu düşüncelerinden uzaklaştıracak tek konu buydu, Kim Taehyung ile olmayan ilişkim konusunda oldukça ilgi doluydu. "Gerçekten mi? Neden?" diye sordu birden, "Kız kardeşi için. Birbirimizi görmüştük biliyorsun, biraz oyun oynarız." dedim, Hoseok'a Kim Taehyung tarafından aşk ilanı aldığım konusunda tek kelime etmemiş olduğumu unutmuştum. Benim için de beklenmedik, hâlâ aklımı kurcalayan bir durumdu. Kedi benliğimin de şaşkına uğramasına sebep oluyordu. Kendimi sorgulamadan edemiyordum. "Aranızın iyi olduğunu görmek güzel." dedi Hoseok, bana imalı bir bakış atarken gözlerimi ona dikmekle meşguldüm. Aramızın nasıl olduğu konusunda kesin bir fikre sahip değildim, Kim Taehyung bana yaklaşmak ya da benden uzaklaşmak konusunda oldukça iyi bir dengeye sahipti.
Derse girmek istemiyordum lakin Hoseok ayaklandığında bahçede oturup ne yapacağımı da bilmiyordum. Kim Taehyung beni ders çıkışı alacağını söylediği için onu beklemek zorundaydım. "Sen derse gelmiyor musun?" diye sordu Hoseok ayağa kalkmadığımı görünce, "Hiç gelmek istemiyorum, belki kütüphanede takılırım." dedim, okula gelip derse girmiyor olmam onu şaşırtsa da bir şey demedi, elindeki cam meyve suyu şişesini yakınlardaki çöp kutusuna attı. Bankın üzerindeki çantasını alarak uzaklaşmadan önce Minseok konusunda ne yapacağını bilemediğini söyledi. Onu bu konuda sıkıştırmak, istemediği bir sorumluluğun altına sokmak istemiyordum. Çantamı alarak kütüphaneye ilerledim, sessiz mekanda arka masalardan birine geçerek çantamdaki kitabı çıkardım ve okumaya başladım.
Aşk hakkında uzun süre oturup düşündüğüm olmamıştı, birine bağlanacağımı, onu herkesin önüne koyacağımı düşünmemiştim hiç. Bu yüzdendi belki, Kim Taehyung'un hislerini ne kadar anlamaya çabalarsam çabalayayım, bir şeyler eksik kalıyor, tamamlanmıyordu. Arkama yaslanarak kitaba bakarken okumaya devam etmek istemiyordum. Kelimeleri görüyordum ama aklımda bir anlama ulaşmıyorlardı. Onu düşünmek istemiyordum. Bana olan hisleri hakkında aklımı uzaklaştırmaya çabalıyordum ama olmuyordu. Ona karşı önyargı dolu duygularla yaklaşırken neler hissetmiş olduğunu tahmin bile edemiyordum. Kütüphanede kalmak beni giderek kötü hissettiriyordu, kitabımı çantama koyarak ayaklandım. Bahçe sıcak olmasına rağmen nefes alınması daha kolay bir yerdi, insanların gürültüleri arasında düşüncelere dalmak daha zor geliyordu. Kim Taehyung'un gelmesine yarım saatten fazla vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boy in the bubble' taekook
Fanfictionkim taehyung, kedi insanlar hakkında romantik mangalar yazan bir yazardı ve kedi insan jeon jeongguk'u bir kitapçıda kendi mangalarının incelerken gördü.