KAN VE AŞK

223 24 4
                                    

Jason'nın vampir olduğunu öğreneli sadece bi kaç saat olmuştu. Zaten güneş çıkmış ve etraf karanlıktan sıyrılmıştı. Tabi kamptakiler de ayaklanmıştı. Hoca herkesin çadırlardan uzakta bir yerde toplamış,konuşma yapıyordu. Kampın ikinci günü başlıyordu...
Aklımdaki sorular beni daha fazla ele geçirmesin diye bende kamptakilerin toplandığı alana doğru yürüdüm.
Jason'nın vampir olmasına şaşırsamda, en çok Walcon'nun onun abisi olmasına  şaşırmıştım. Ama birbirleriyle alakaları yoktu desem yeriydi. Sadece fiziksel özellik olarak söylüyordum bunu. Her ne kadar Jason'la aynı sınıfta olsamda onu tam olarak tanımıyordum. Ama Walcon hakkında birkaç şey biliyordum.
Aslında düşününce abi-kardeş olsalar bile birbirlerine benzememeleri normaldi.
"Evet arkadaşlar! Bugün ki planımız birlikte ormanda gezmek.. Her ne kadar büyümüş olarak görseniz de kendinizi birbirinizden ayrılmayın. Kaybolma riskini göze alamayız" diye uyarır birşekilde bize baktığında herkes birşeyler mırıldansa da hep bir ağızdan 'tamam' demiştik.Tabi Jason hariç.
Tekrar herkes çadırlarına döndü ve ihtiyacı olacak şeyleri aldılar. Bende çadıra gittim ama alabileceğim birşey olmadığından çabuk çıktım.
Hoca önde bizde arkada yürümeye başladık. Yanımda da Eliz vardı. Onun çadırı nerdeydi bilmiyordum. Zaten öğrenmekte istemiyordum.
"Çok sıkıcı değil mi sence de Lacy?"diye sorar bakışlarla bana baktı Eliz. Tabi onun için sıkıcıydı ama benim için çok iyiydi. Burada olmam beni hayata tekrar sarılmama yardımcı oluyordu.
"Bilmem. Bence gayet iyi. Sonuçta biraz kafa dağıtmış oluyoruz"dedim kendinden emin bir şekilde. Kafa sallayarak tekrar önüne dönünce Eliz bende etrafı incelemeye başladım.
Ormanın iyice derinliklerine indiğimizde ister istemez daha çok kan kokusu geliyordu burnuma.
Ama içimde farklı bir huzursuzluk vardı. Sanki birşeyler yanlış gidiyordu. Ama ne olduğunu tam olarak anlamıyordum.
"Hadi Lacy bu taraftan"diyerek kolumdan çekiştiriyordu Eliz beni.
O tarafa doğru döndüğümde biranda aklıma gelen şeyle donup kalmıştım. Fakat Eliz ilerlemeye devam ediyordu. Biz şuan da tam olarak yenidoğnların bölgesine doğru gidiyorduk. Ama bunu bilen sadece ben ve Jason'dı.
Kendime gelmeye çalıştım ve mantıklı düşünerek, Jason'ı aramaya başladım. Onu biraz ilerde yürürken görünce hızlı birşekilde yanına koştum. Bana bakan gözlerin şaşırmış olduğunı görsemde bunu yapmalıydım. Jason'nın tam karşısında durduğum da nefes nefeseydim. Kaşları çatık bir şekilde  bana bakınca ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. "Jason-" dediğimde yüzü aniden kasıldı ve sözümü kesip hızlıca konuşmaya başladı.
"Bunu hesaba katmamıştım. Lanet olsun!"dediğinde ağzım açık kalmıştı. Nasıl anladığını düşündüğümde aklıma gelen fikirle susmuştum.
"Ne yapacağız?"diye sorar bakışlar attığımda alayla bana baktı "Senin birşey yapabileceğini düşünmüyorum" dediğinde sinirlerim halt safaya çıkmıştı. Ne zannediyordu bu kendini. Heralde benim vampir olduğumu bilmiyordu bu çoçuk.
"Biliyorum vampir olduğunu. Şimdi burada tartışmak yerine buradan götürmemiz gerekiyor herkesi. Yoksa olacaklar tahmin ettiğimden de kötü olacak"
Aklıma gelenlerle kalbim sıkışıyordu. Tüm vampirlerin insanlara saldırdığını görmek berbat birşeydi. Ama nasıl burdan uzaklaştıracağımızı bilmiyorduk. Şansa hoca ve arkadaşlarımız yorulmuş oturuyorlardı grup halinde. Benle Jason'da onlardan biraz uzakta oturduk ve ne yapacağımızı düşünmeye başladık. O tarafa baktığımda Eliz'in şaşkın ve alaycı bakışlarıyla bize doğru baktığını gördüm. Şaşırması normaldi,Jason'la benim hiçbir konuşmamız olmamıştı. Ve şuan yanyana oturmuş konuşuyorduk. Daha fazla oraya bakmadan bakışlarımı Jason'a çevirdim. Onunda bana baktığını görünce bakışlarımı kaçırdım.
Burdan onları uzaklaştıracak ve kötü şeylerin önlenmesini sağlayacak fikir gelmişti aklıma. Bu biraz tehlikeli olacaktı ama bunu yapmalıydım. Onlar çok savunmasızlardı ve bunu haketmiyorlardı.
"Bu çok saçma! Ayrıca tehlikeli!"diye aniden  bağırdı Jason kulağımın dibinde. Ne olduğunu  anlamamıştım. Ne çok saçma ve tehlikeliydi?
"Anlamadım"diye mırıldandım bende duymasını umarak.
"Bu fikri aklından sil Lacy. Nasıl olacağını sende çok iyi biliyorsun!"dediğinde aklımdaki fikri okuduğunu anlamıştım. Ama bundan başka çaremiz yoktu. Zaten yavaş yavaş herkes ayaklanıyordu.
"Başka çare yok Jason. Bi hayvan saldırısına uğramam onların buradan uzaklaşmasına sebep olacaktır. Sonuçta ciddi bir konu"dediğimde bana daha çok sinirlendiğini burnundan soluduğunda anlamıştım.
"Sence abim seni sağ bırakır mı! Bundan önce de böyle bir şey olmuştu. Ama be sefer durum daha farklı" dediğinde mantıklı gelmişti. Çünkü Walcon bu sefer beni sağ bırakmazdı ama iyi bir plan yaparsak hiçbir şey olmazdı ve herkes sağsalim evine dönebilirdi. Buraya eğlenmeye geldiler ve bu şekilde sonuçlanması iğrenç birşeydi. Her ne kadar ben  vampir olsam da, onlar benim hocalarım ve arkadaşlarımdı.
"Bak Jason. Çok kolay olmayacak biliyorum ama başka çaremiz olmadığını sende biliyorsun. Sadece sizin bölgeye biraz ilerleyeceğim. Zaten abin kokumdan tanıyacağı için hemen yanıma gelecektir. Biraz hırpaladıktan sonra beni bölgeden çıkarıp hocalara  bağıracaksın. Olay ciddi ve yara aldığım için buradan gitmiş olacağız"dediğimde sonuna kadar dikkatlice beni dinledi Jason. Kafasında kurguladığı belli oluyordu, sonunda yavaşça kafasını aşağı yukarı salladığında kabul etmiş oluyordu.

Hava biraz daha kararmıştı ve Walcon'ların sınıra az bir mesafe kalmıştı. Biran önce onları buradan uzaklaştırmak için planı devreye sokmamız gerekiyordu. Hoca etrafı tanıta tanıta,her bir bitkiyi eliyle koparıp gösterdiği için yavaş ilerliyorduk. Biz ise en arkada kaçmak için etrafa bakıyorduk. Yavaşça Jason'a doğru eğildim " Artık planı gerçekleştirmemiz gerekiyor Jason. Sınıra az kaldı"diye fısıldadım. Gözleriyle etrafı son kez süzdü ve bana onaylar şekilde baktı. Bende hafifçe kafamı salladım. Ve çalılıkların arkasından onların bölgeye doğru koştuk. Acele etmemiz gerekiyordu çünkü o bölgeye adım atıldığı anda tüm yenidoğanlar oraya gelecekti.
Yaptığım şey belki hayatıma mal olacaktı ama garip bir şekilde yanımdaki adama güveniyordum.Jason'a...

Sınırın tam noktasında durduğumuzda derin bir nefes aldım. Umarım herşey yolunda giderdi. Kafamı kaldırıp Jason'a baktığımda gözlerimiz ilişmişti. Çok garip ve hızlı bir akım geçmişti sanki. Ve çok karmaşık...
Bunun saçma olduğunu aklıma getirip biran önce şu işi halletmemiz gerektiğini düşündüm. Çünkü heran biri sınıra girmiş olabilirdi.

"Merak etme bende orada olacağım yani bir ağaçta saklanabilirim. Benim kokum sıkıntı olmayacaktır. Şimdi sadece oraya bir adım at ve biraz bekle!"sesi bu işten memnun olmadığını açık açık belli ediyordu. Ama başka çare olmadığını da biliyordu. Onun da orada olması garip bir şekilde içimi rahatlatmıştı. Ama sözleri sert ve emir verir gibiydi. Bu canımı sıksa da ses çıkarmadan kafamı aşağı yukarı salladım.
"Hazır mısın?"
"Evet."

ACI KAN  (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin