YAPAMAM

53 6 2
                                    

"Jason!"diye tekrar bağırdığımda sinirle soluyarak bana baktı Jason. "Bana bağırmayı kes Lacy! Abimin ne alakası olabilir senin Mastik adasına kaçırılmanda!" Bu olanlara inanamıyordum. Jason'a ne olmuştu böyle. Herşeyi ne çabukta unutmuştu. Oysaki herşeyi gözleriyle görmüştü. Beni kaçıran.... ahh!inanamıyorum,güçlerimin gitmesine sepeb olan adamı ne çabuk affedebilmişti böyle. "Bunu düşündüğüne inanamıyorum Jason! Nasıl bu kadar çabuk unutabildin olanları. Benim güçlerimin elimden alınmasına abin yardım etti. Hatta beni orada sonsuz bir kölelikten kurtaran sen ve adamlarındı"dedim Jasona son bir umutla." Bu çok saçma! Lacy Tanrı aşkına neler saçmalıyorsun sen! Asıl abim senin oradan kurtarılmana yardımcı oldu. Bu kadar nankör olmamalısın!"dediğinde kelimeler bana tercüman olmuyordu artık. Beni kurtaran değil oraya sürükleyen kişi Walcon iken  bunları duymam çok feci kötü bir durumdu. "Bu... bu çok saçma Jason. Ve artik seninle bu konuyu konuşmak istemiyorum"dedim ve biran once bu lanet evden gitmek icin odama kostum. Jason ise birsey soylemek icin agzini acacakken tekrar kapatti. O koltuga otururken ben coktan odaya girmistim.  Valizimi alip hizlica kiyafetlerimi yerlestirdim. Hizli bir şekilde merdivenleri indiğimde Jason  ortalıkta görmeyince daha kolay gedebileceğimi anladım.

Fakat biraz erken düşündüğümü Jasonın hızlı bir şekilde yanıma gelip ve aynı hızla elimdeki valizi hırçınca alınca anladım. "Bu ne Lacy!"diye sinirle soluyarak bağırınca Jason, bian irkildim fakat kendimi hemen toparlayıp güçlü durmaya çalışarak cevap verdim."Gidiyorum."dediğim- de Jason bana alayla baktı. "GİDİYORSUN.Öylemi? Bu kadar basit ha Lacy! Gitmek senin için bu kadar basit öylemi!"diye bağırarak elinde tuttuğu valizi etrafa saçarak dağıttı. Bian kendimi ağlarken bulduğumda küçük çaplı bir şok geçirdiğimi anlamıştım. Ama hissetmiyordum,korkuyordum ama aynı zamanda güveniyordum,canım yanıyordu fakat deli gibi seviyordum. Ve bu benim için en özeli ve en kutsal olanı. Hatta şuan Jasonın kendine zarar verebilme düşüncesi beni delirtiyordu. Çünkü şuan evde bulunan herşeyi kırıp döküyordu. Ve durmadan "GİTMEK HA!LACY" diye bağırıyordu. Adımı ikinci defa Jasonın ağzından sinirli bir şekilde duyuyordum. Ve yine aynı konu üzerineydi. GİTMEK... Gerçekten bu kadar kolaymıydı benüm için gitmek. Herşeyi arkanda bırakıp gitmek. Özelliklede Jasonı bırakıp gitmek. Hernekadar acı çeksemde onu bırakmak... ZORDU.
Jasonın yanına yaklaşmaya korkuyordum ama yinede onun için bu vahşi haliyle yaklaşmam ve onu sakinleştirmem gerekiyordu. Sandalyeyi alıp duvara geçirecekken duvarın önüne geçtim ve "Jason lütfen sakin ol. Ben özür dilerim gerçekten bian içimde buradan uzaklaşma fikri oluştu. Ama şuan bunun yanlış olduğunu anladım ve gitmiyorum"dedim hızlı birşekilde olacaklardan korktuğum için. Fakat Jasonın gözlerinde o duygu yoktu. MERHAMET...
Ve bu beni daha da çok korkutuyordu. "Çekil! Lacy "diye bağırdı Jason. Ama ben yerimden bir cm bile kımıldamadığımı görünce sandalyeyi diğer tarafa fırlattı. Ben parçalanmış sandalyeye bakarken Jason başka bir şey eline aldığını gördüğümde öne doğru fırladım ve kasılmış olan kolundan tuttum. Yaşlı gözlerimle ona bakarken onda pek fazla bir değişim yoktu. Gözü kararmıştı. Ve sanki hiçbir zaman o eski haline ve bana bakan o sevgi dolu gözler olmayacakmış gibiydi. Yaptığım hatanın bu bedeli ve onunda getirmiş olduğu pişmanlık katlanarak bütün vücudumu kaplamıştı. Ellerimin arasına  buz gibi olmuş yüzünü alarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildiğimde gözyaşlarımın dahada şiddetlendiğini farketmiştim. "Jason... lütfen... kendine gel. Nolur"dedim hıçkırıklarımın arasından. Kafamı eğmiş bir şekilde ağlarken birden  Jasonın kolunu tutmuş olduğum elim boşta kalınca kafamı kaldırdım,ve çıkma üzere olan bir Jasonı gördüm. Ona gitme diye bağırmak istedim fakat beynim o komutu dudaklarıma vermemişti. Daha fazla dizlerimin üzerinde duramadım ve yere oturdum. Ağlamam daha da şiddetlenünce ellerim istemsiz olarak saçlarıma gitti. Saçlarımı sanki yaptığım bu salak saçma hatanın bir tür avansıymış gibi düşndüm. Ve o şekilde yoldum. Acısını hissetmiyordum. Çünkü Jasona yapmış olduğum ikinci gitme fikri ızdırabı kadar acı değildi. Hatta kendimi rahatlar şekilde bulmuştum. Bian bu yaptığıma sesli bir şekilde kahkaha attım. Ve  tekrar,tekrar ve tekrar...

*****30 dakika sonra*****
Gözlerimi açtığımda Jasonın bilmem kaçıncı defa adımı seslendiğini düşündüm. En son hatırladığım kahkahalarımdan sonra sersem bir şekilde odama gitmek olmuştu. Sonrasında ise kendimi soğuk suyun altına kıyafetlerimle girişim. Şimdi ise banyonun bir tarafında ıslak kıyafetlerimle oturuyordum. Jasonın yüzünü pek seçemesemde eminim bana sinirli olduğu kesindi. Yavaşça havalandığımı hissedince kucağına aldığını anlamıştım. Bende tekrar gözlerimi yorgunluğun vermiş olduğu uyku bastırınca  kapatmıştım. Jasona daha çok sırnaşınca titrediğimi anladım. Fakat hissetmiyordum yada ben öyle istiyordum. Yatağa konulduğumda üstüme kıyafet atılınca ve birde üstüne o berbat sesini duyunca şok oldum. Onun burda ne işi vardı. Hemen yataktan kaltım. Fakat ani bir kalkış olduğu için başım dönmüştü. WALCON elini uzatıp yardım edecekken onu ittim ve buradan çıkmak için bir hamle yapınca Walcon kolumu arkadan tuttu ve kulağıma doğru yaklaşarak "Nereye küçük cadı! Sence biraz fazla ileriye gitmedinmi? Kardeşimi oradan kurtarmama yardım edeceksin!"dediğinde şaşırmış bir şekilde ona döndüğümde çoktan Laurenin beni bayıltmıştı.

Tekrar yaşamaktan yoruldum. Ve bunu her defasında Jason üzerinden ve yine herdefasında Walcon tarafından olunmasından da  çok YORULDUM...

ACI KAN  (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin