Bir vampiri kalpten aşık olması doğrumuydu bilemiyordum. Ve bu kişinin de vampir olması da vardı tabi. Ama en kötüsü heralde Jason'ın bir FALCONNEW üyesine ait olmasıydı. Abisinin nasıl bir tepki vereceği beni endişelendiren bir konu olmuştu artık.
Evet kabul ediyordum ben Jason LUCASS'a aşıktım. Bunu saklayamazdım çünkü hisleri ne kadar iyi tanıyorsam,maalesef ki kendi duygularımı da çabucak ortaya koyan birisiydim. Fakat hayatım boyunca bana ait olan bir özelliği bastırmakla uğraşmıştım. Başardığım olmuştu. Ancak bu konuda başarılı olabileceğimi hiç düşünmüyorum,şayet ben saklasamda Jason bir yolunu bulur ortaya çıkarırdı. Ama tek sorun bu değildi elbette.
Peki ya Jason beni seviyormuydu ???
Tam bu soruya geldiğimde yataktan kalktım ve üzerimi değiştirmek için banyoya gittim. Evet kaçıyordum kendime bu soruyu sormaktan,onun da bazen benim gibi tavırlar sergilediğini görebiliyordum ancak bunu ondan duyana kadar hiçbir şey yapmayacaktım. Sonuçta bu hayatıma mal olabilirdi.Banyodan çıkar çıkmaz bugün için ne giyeceğime baktım dolaptan. İlk başta kararsız bakışlar atsamda dolabın karşısında sonradan kararımı vermiştim,giyeceğim kıyafetin. Her zaman tercihim olan siyah dar paçamı,yeni aldığım-daha doğrusu annemin aldığı,çünkü alışverişi sevmem-siyah t-shortümü ve üzerinede siyah deri ceketimi aldım. Tamamen siyah oldu dimi. Ancak bitmedi koyu siyah bir göz makyajı ve hafif bir parlatıcı sürdüm. Ve en sonda siyah konverslerimi giyindim. Ve en sevdiğim parfümümü de sıkmayı unutmayarak. İğrenebilirsiniz ama içinde on üç damla kan var. Bu daha ilgi çekici olabiliyor.
Bugün siyahlar içindeyim,karamsarım çünkü bugün. İçimden renkli giyinmek gelmemişti,kafam estiğinde her türlü kalıba giren birisiydim. Her ne kadar bir şeyleri takmam desemde içimde beni kemirip durur düşüncelerim. Hatta bazen kabuslarım bile olur diyebilirim. Peki ya neden bugün böyleyim diye soracak olursam. Bilmiyordum. Ya da sadece omuz silkerim. Başka bir şey yapmam heralde. Bugün yeteri kadar boşum anlaşılan. O yüzden her zaman ki gibi kahvaltıyla uğraşacak kadar güçlü hissetmiyordum kendimi. Ayrıca okula da gidecek havamda değildim. Evet son bir kararla bugün etrafı gezme daha doğrusu sahile inme kararı aldım. Ve annemden izin almak için aşağıya indim.Annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Bunu seslerden anlayabiliyordum. Üvey babam ise koltukta oturmuş televizyonu kurcalıyordu. Direkt olarak mutfağa adımımı attım ve annemin yanağına öpücük kondurup günaydın dedim. O da aynı şekilde günaydın dedi ve lafı uzatmadan direkt konuya atladım."Anne bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum. O yüzden okula gitmeyeceğim,kafamı dinlememe ihtiyacım var"dediğimde beni baştan aşağı süzdü ve"Belli tatlım,baya bir kafan yoğun. Ki böyle hemen dışa vurmuşsun. Neyse seni daha fazla yormak istemiyorum. Gidebilirsin. Benim bugün işim uzun sürecek. O yüzden geç gelebilirim. Sende kafanı toparla eve dön"dediğinde tamam diyip kapıya doğru yürüdüm. "İyi eğlenceler kızım....Ah! Pardon Lacy"diye arkamdan seslendi Albert. İlk başta şaşırmıştım kızım demesine hatta sinirlenmiştim. Ama sonradan düzeltince omuz silkip dışarı çıktım.
Dışarı adım attığımda tek düşündüğüm bugünü nasıl tamamlayacağımdı. Bir vampirdim ancak öyle olaylı bir yaşamım yoktu,ilk zamanları saymassak eğer. Hiç sevgilim olmamıştı mesela. Onunla uğraşmak,eğlenmek,gülmek daha doğrusu mutlu olmamıştım. Pek fazla takmazdım bu durumu ama artık lise bitmek üzereydi ve üniversite okuyacak mıyım bilmiyordum. Okulu sevmiyordum ve daha fazla insan içerisinde bulunmak beni yoruyordu.
Ya annem...!
Annem kesinlikle bir üniversiteye gitmemi isteyecektir. Ve onu ikna etmek ciddi anlamda zordu. Kafamda hiç bir meslek kurgulamamıştım,belki bir hedefim olsaydı gitmek isterdim üniversiteye. Ama ne yazıkki yaşım gittikçe ilerliyor ve alacağım sorumluklar artıyor.
Tabi birde annemin evlendirme hayalleri de vardı. Aslında bunun için daha erkendi. Çünkü annemlerden ayrı yaşama kararı almıştım lise bittikten sonra. Eminim karşı çıkmazdı,ancak ayrı yaşama olayı sadece evle sınırlı olmayacaktı,tamamiyle ülkeden uzaklaşacaktım. New York yeteri kadar bana ev sahipliği yapmıştı. Vampir olduğum günden beri burada yaşıyorduk. Benim buraya gelmem daha farklı olmuştu,sonrasın da ise ailem benim arkamdan gelmişti buralara kadar. Üç yaşıma kadar doğduğum yer olan-vampir soylarının acı çekerek öldürüldüyü yerde-California'da yaşadım. Tabi annemler orada daha uzun süre yaşadılar ve buraya gelmek onlar için baya zor olduğuda tartışılmaz bir şekilde açıktaydı ilk başta. Ama sonra ilerleyen zamanda buraya alıştı annem,babamı ardında orada bırakarak. Çünkü ölmüştü babam...
Ve yine tekrar bir ülke değiştirmem annemi eminim zorlayacaktır,zaten buraya daha iyi alışmak ve kaybettiği ailesini eskisi gibi olmasa da kurmak için burada yaşayan Albert'le birleştirdi. Dışarıdan mutlu görünmeye çalıştığı belliydi annemin. Ancak ne varki duygular konusunda iyiydim. Ve annemin babamı özlediğini çok iyi görebiliyordum. Annem için üzülüyordum ama yapabileceğim birşey yoktu. Zaten beni üzen de buydu....Bankta oturmuş yoldan geçen insanları izliyordum,garip geliyordu bana. Merak ettiğim konu ise farklı vampir ırklarının olmasıydı,ancak nerede ve ne yaptıkları konusunda hiç bir fikrim yoktu. Sadece biraz araştırma yapmam gerektiğini biliyordum. Geçenlerde bir internet sitesinde katliamların giderek arttığını söylüyordu. Her ne kadar vampirler insanları avlasa da aynı zamanda insablarda vampirleri rahat bıraktığı söylenemez.
Ne kadar süredir burada oturduğumu bilmiyordum ama fazla vakit kaybettiğimi hissettim birden. Kafamı düşüncelerden uzaklaştırmak için kaldırdığımda etafın karanlık olmaya yüz tuttuğunu farketmem geç olmamıştı. Telefonumu saate bakmak için kaldırdığımda küçük çaplı bir şok geçirmiştim. Çünkü saat tam olarak dokuzdu. Ve annemin merak etmesi olası ihtimallerden biriydi. Geç geleceğini söylemişti. Ama bana da biraz kafa dağıtıp eve geri dönmem konusunda da uyarmıştı. Ayrıca üvey babam evdeydi ve eminim anneme haber vermişti şimdiye.
Hızlı adımlarla oturduğum banktan kalktım ve düzenli adımlarla evin yolunu tuttum. Aynı zamanda da annemi aramak için telefonumla uğraşıyordum. Telefonu kulağıma götürüp annemin açmasını bekledim. Ancak karşıdan içkili oldukları sarhoş adımlarından belli olan dört adamı geç farketmiştim. Her ne kadar vampir olsamda ben bir kızdım ve şuan yoldan geçen insanlar varken kendimi koruyamazdım. Tek yapmam gereken kafamı eğnek ve hiçbir şey olmamış gibi yürümek.
Yanlarından geçerken tedirgin olsamda onlara belli etmemeye gayret ettim ve sanırım başarmıştım.
"Lacy...Lacy Tanrı aşkına nerdesin! Sabahtan evden çıkıyosun ve bir daha da ortalarda görünmüyorsun! Nerdesin söyle gelip alalım!"diye telefona konuşan anneme cevap vermekte gecikmemiştim. Onu daha fazla endişelendirmeye gerek yoktu çünkü.
"Sakin ol anne. Geliyorum. Sahildeydim. Dalmışım....birazdan orada olurum"dedim ve annemin tamam diyip kapatmasını bekledim çünkü en son hatırladığım buydu.Kafamı zorlukla kaldırdığımda acıyla inledim biranda. Kafamda feci bir ağrı vardı. Sebebini anlamamıştım en son annemle konuşmuştum ama şimdi soğuk bir kulübede oturarak buluyorum kendimi. Etraf örümcek ağlarıyla ve tozlarla kaplıydı. Ve tabi birde zifiri karanlık. Hiçbir şey göremiyordum.
"Tekrar merhaba Sevgili Lacy...WATHSON"diye bir tanıdık ses kulağıma fısıldadığında ürpermiştim. Tekrar Walcon'u görmek en son isteyeceğim şeydir herhalde. Bemi neden sürekli kaçırdığını da anlayamamıştım. Ve bu artık canımı sıkmaya başlamıştı. Ayrıca sürekli beni bulanet sandalyelere bağlamasından da bıkmıştım. Ne yaşıyordu Tanrı aşkına bu adam içinde!!!
"Ne istiyorsun Walcon?"diye ciddi ve bezgin bir şekilde sorduğumda hızla karşıma geçti ve çenemden tutup yukarı kaldırdı kafamı. "Bana oynadığınız oyun konusunda söylemek istediklerin vardır diye düşündüm sevgili biricik kardeşimin sevgilisi"dediğinde hiç birşey diyememiştim. Bunu anlayacağını hiç düşünmezdim. Şuan burada Jason'nın olmasını herşeyden çok isterdim. Buna ihtiyacım vardı gerçekten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI KAN (DÜZENLEMEDE)
VampirosHayatta herşey kolaymı??? Ya da belki benim açımdan kolaydı. Ben bir vampirim. Ama sadece vermiş olduğum savaş; hayat mücadelesi. Korkunç bir şaka olmalıydı heralde tekrardan dünyaya gelmem. Ben Lacy. Acımasız kaderimin bana oynadığı oyunlarla mük...