Johnny koştur koştur yüzükleri almaya gitti. Mekan hazırdı, Yangyang onu aramıştı, herkes yerini almıştı. Geriye sadece Johnny'nin yüzükleri getirmesi ve teklif etmesi kalmıştı.
-----
Ten yıllar sonra Yangyang'ın onu zorla götürdüğü cafeyi dışarıdan görünce özlediğini fark etmişti. Lise zamanlarında gününün çoğunu burada Kun, Lucas ve Winwin ile beraber geçirirdi. Lucas ve Winwin bu cafenin sahibi olan çifttiler, Ten ve Kun'dan yalnızca bir kaç yaş nüyük oldukları için geçmişte iyi anlaşırlardı.
Eski günlerini hatırladı Ten, sonra derin bir nefes verip son gördüğünden beri bayağı değişen mekana dışarıdan bir göz gezdirdi. Ten'in hatırladığı kadarıyla mekanın oldukça güzel bir tasarımı vardı, kapıdan girince sağda içeçeklerin hazırlandığı tezgah ve arkasındaki diğer tezgahta ise kahve makinalarıyla beraber dolaba girmeyen içeçekler vardı, aslında sağ kısım tam da Ten'in hatırladığı gibi duruyordu.
Ancak hatırlamadığı, daha doğrusu bilmediği çünkü sonradan eklenen, şeyler de vardı. En büyük örneği duvardaki resimler ve yeni dekarosyon ürünleri gibi... 'Sahiden de kaç yıl oldu buraya gelmeyeli?' diye düşündü yüzündeki hüzünlü gülümsemeyle Ten. Sonra onu ittiren Yangyang sayesinde içeri girdi, tabii küçük sevimli kardeşi onunla birlikte içeri girmemiş buralarda bie yerlede gezinen Xiaojun'u bulmak üzere yola çıkmıştı.
Ten kapı açınca o çalan zil sesini duymuştu. Yıllardır duymadığı ses onu gülümsetmişti. Ardından mekanın içine baktı ve mekanın tam ortasında kusursuz bir şekilde hazırlanmış olan masayı gördü. Mumlar, çiçekler, süslemeler... Her şey çok güzel görünüyordu. Ten bunlara baktıkça ailem dediği insanları görüyordu, ailesinin hazırladığı şeyleri anında tanımıştı.
Ten yavaş yavaş adımlayarak masadaki sandalyeyi çekti ve oturdu. Tam o sırada bir projeksiyon çalışmaya başladı. Ten hemen yana asılmış olan perdeyi fark edip izlemeye başladı.
"Hadi konuş başlattım Dejun." diyen Yangyang'ın sesi duyuldu ve ardından Xiaojun beyaz perdede göründü.
"Dejun'una neyse... Sevgili Ten abicim, yüksek ihtimalle orada neden olduğunu biliyorsundur ama yine de azıcık özet geçersem Johnny hyungun senin için çok güzel planları var dersem yeridir."
Xiaojun'un ardından Yangyang kameraya kendini de soktu ve hevesli hevesli konuşmaya başladı.
"Öncelikle az sonra olacak olaylardan dolayı sizi ilk biz tebrik etmek istedik, o yüzden videoyu editlerken en başa bizi koyacağım. Zhang&Kim ve Seo ailesinin en büyük çocukları..."
Yangyang bunları söyledikten sonra ikili en az 3-4 kere beraber söylemek için prova yaptıkları kelimeyi söylediler.
"TEBRİKLER!"
Sonra kayıt değişti ve Kun ile Perla beraber göründü. Onlar kamerayı Yangyang gibi elde tutmamış masaya sabitlemiş, karşısındaki koltuğa da oturmuşlardı. İlk olarak Kun yapmacık bir şekilde öksürdü ve konuşmaya başladı.
"Şu an ortam çok garip hissettiriyor ama neyse devam edelim... Gençliğim dediğim insanın bugün yüksek ihtimalle en güzel günlerinden biri olacak..."
"Yani abimin." dedi Perla.
"Evet abinin... Gençliğim ve en yakınım bu güzel gününde seni tebrik etmek istedik..."
Kun'un bunları söylemesi ardından Perla, Kun'un elini tuttu ve hafifçe havaya kaldırarak "Ve bir de bir şeyin itirafını yapmak istedik..." dedi.
Kun'un yüzü kızarmaya başlamıştı ancak buna rağmen tüm açık yürekliliğiyle "Ben ve Perla Kore'ye döndüğümden beri sevgiliyiz." dedi.
Ten duydukları karşısında bir kahkaha attı ve ikilinin onu duymayacağını bilmesime rağmen "Biliyordum zaten aptallar." dedi.
Sonra görüntü yeniden değişti ve yüksek ihtimalle bir telefonun kamerasından Kore'deki evlerinde olan Doyoung'la Jaehyun göründü.
"Abilerim..." dedi Jaehyun, ardından derin bir nefes alıp devam etti "Size çok şey söylemek istiyorum ama hepsini Kore'ye dönmenize saklıyorum. O yüzden şimdilik sadece tebrikler.". Sonra gamzesini gösterecek kadar gülümseyip Doyoung'a baktı.
"Sen de bir şeyler demelisin hayatım."
"Ah doğru ya..." dedi Doyoung ve derin bir nefes alıp kameraya doğru bakmaya başladı.
"Ten hyung ve Johnny hyung, Jaehyun'umu güzel bir şekilde yetiştirdiğiniz ve bana verdiğiniz için teşekkürler. Şimdi sıra sizin birbirinize kavuşmanızda. Sizi gönülden tebrik ediyorum. Ayrıca Ten hyung... En kısa zamanda yüzüğünü bana göstermelisin." demişti kocaman gülümseyen Doyoung sonrasında.
Ekran yeniden değişti Hyuna ve Hyojong göründü, yeniden değişti Lay ve Suho göründü, yeniden değişti Jaemin, Shotaro ve Haneul göründü, yeniden değişti Taeyong ve Jungwoo'nun arasında duran Yuta'nın dahil olduğu üçlü göründü, yeniden değişti Hendery göründü, yeniden değişti Lucas ve Winwin göründü, Ten Lucas ve Winwin'i görünce onları ne kadar da özlediğini fark etti. Lise zamanlarını sadece o ikili ve Kun'un yanında geçirmişti. Videoda her seferinde onun için daha da değerli olan insanlar göründü ve yaklaşık 10 dakikanın sonunda Johnny göründü.
"Tebrikler bize aşkım."
Ardından projeksiyon kapandı ve Ten'in beyaz perdeye bakmasının avantajini kullanan Johnny Ten'in soluna geçip diz çöktü. Projeksiyonun kapanmasıyla solunda duran Johnny'yi gören Ten'in gözlerinde yaşlar birikmişti.
"Sormama gerek var mı?" dedi Johnny elindeki yüzük kutusunu gösterirken, yüzüğün eşini de kendi parmağına takmıştı.
"Yok." dedi Ten ve Johnny'ye sarıldı. İkili uzun bir süre sarılmış halde beklerken Ten sabırsızlıkla konuştu.
"Johnny..."
"Efendim aşkım."
"Sana önemli bir şey söylemem lazım."
Ten Johnny'den ayrıldı ve gözlerine odaklanıp "Ben hamileyim." dedi. Johnny bir-iki dakika Ten'in ne dediğini anlayamamış ve boş boş Ten'in yüzüne bakmıştı.
"Ay yoksa sevinmedin mi? Sen de haklısın sonuçta evli bile değiliz ve daha yeni barıştık falan hazır değilsin yüksek ihtimal-..." Ten endişeli bir şekilde konuşurken Johnny onu hem mutluluğundan hem de birazcık susturmak için öptü.
"Saçmalama şu an aşırı mutluyum Ten. 3 saniye afallamış olmam..." dedi ve elleri Ten'in karına gidip okşadı "Bu minnoşu istemediğim anlamına gelmez." diye de devam etti.
Ten'se sadece mutluluktan ağlayarak "Teşekkür ederim." dedi.
-----
Açıkçası bu bölüm hayalimde daha güzeldi... Ben metne dökememişim...
Bu bölümü çoook önceden yazdım ama internetim olmadığı için yayınlayamadım(hâlâ yok gerçi😔)
Her neyse sonuç olarak umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sonraki bölüme kadar sağlıklı olmanız dileğiyle💚✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spotify | JohnTen
FanfictionHer şey Johnny'nin Spotify hesabının ondan habersiz kullanılmasıyla başlamıştı. "Sticker"ı 100 kere dinlemediği üstüne yemin edebilirdi, ancak Spotify'ı öyle söylemiyordu ve bu durumda da aklına sadece bir isim geliyordu... Eski sevgilisi Ten Lee...