Jaehyun bin bir bahane ile kandırdığı Doyoung'u sonunda dışarıya çıkartabilmişti.
"Ya Jaehyun haftada bir gün iznim var, onu da evde koyun koyuna geçirmeyi tercih ederdim. Nereden çıktı bu dışarı çıkma olayı?"
"Perla ve Haneul'ı da davet ettim."
"NE?" Doyoung'un ani bağırması ile mekandaki insanlar bir anlığına onlara bakmıştı. Bu olaydan rahatsız olan Doyoung normal tona geri dönerek konuştu. "Jaehyun sen delirdin mi?"
"Doyoung böyle olmayacağının farkındasın değil mi?"
"Hayır, gayet de oluyor."
"Kardeş olduğunuzu sadece senin bilmenin haksızlık olduğunu düşünmüyor musun cidden? Belki Haneul hayatı boyunca bir abi istedi ve sen şu an onun elinden bu fırsatı alıyorsun? Neden ona söylemek istemiyorsun anlamıyorum. Hem de ona bu kadar değer verirken... "
"Anlamıyorsun Jae. Ona bu kadar değer verdiğim için ona anlatmak istemiyorum. Belki nefret edecek benden, en azından bu şekilde Haneul'a uzaktan abilik yapabiliyorken elimden bu fırsatı da almayın."
O sırada Jaehyun'un gözlerinin arkada bir noktaya kilitlendiğini gören Doyoung arkasına döndüğünde şok olmuş bir yüz ifadesine sahip olan Haneul'ı gördü.
"H-Haneul?" dedi Jaehyun, Doyoung ise ağzını açamıyordu. Perla'nın gözleri adeta işte şimdi battınız, diyordu.
"Ne yani... Biriniz bana bu olayı açıklasın. Hemen." dedi Haneul ve eliyle Doyoung'u gösterip "Özellikle sen, ne abiliğinden bahsediyorsun Doyoung oppa?" dedi kızgın bir şekilde.
"Önce bir otursan." dedi Perla arkadaşını yatıştırmak adına. Haneul sinirli bir şekilde sırtındaki çantayı kucakladı, sandalyeyi çekti ve hızlıca oturdu.
"Oturdum. Şimdi bana benden sakladığınız ve benim hakkımda olan şeyleri anlatır mısınız?"
Doyoung derin bir nefes verdi. "Haneul... Sen benim kız kardeşimsin."
"Ne?"
Doyoung'un daha fazla anlatamayacağını fark eden Jaehyun, hakimiyeti eline alarak konuşmaya başladı.
"Doyoung, babanın önceki evliliğinden olan çocuğu Haneul. Yani o senin gerçekten abin."
Haneul hayatı boyunca hep bir abi istemişti, evet ama bu abinin Doyoung olacağını hiç düşünmemişti.
"Ben... Ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi Haneul.
Doyoung'un gözleri kırgınlıkla Jaehyun'a çevrildi. "Sana yapmayalım, demiştim Jaehyun."
"Ah... Hayır hayır. Bunu duyduğum için mutluyum ancak gerçekten bir abim olmasını hiç beklememiştim. Perla ve abilerini görünce hep bi abim olsa keşke diye düşünürdüm. Gerçekten bir abim olması mutlu etti, ancak beklemiyordum."
"Yani beni reddetmeyeceksin değil mi?" dedi gözlerine yeniden umut doğan Doyoung.
Haneul gülümsedi ve "Hayır." dedi. "Aslında şüphelenmiyor değildim, Doyoung oppa... Yani abim bana gerçekten çok iyi davranıyordu ve ona nedensizce hep güvenesim geliyordu. Peki sen nasıl fark ettin abi? En başından beri biliyor muydun yoksa?"
"Seni ilk gördüğüm gün içime doğdu sanki. Babama ulaşmak istedim. Oturup 2 saate yakın konuştuk, bana senin varlığını söyledi ve fotoğraflarını gösterdi, yıllarca nasıl yaşadığınızdan bahsetti ve benden defalarca kez özür dileyip, baba-oğul olamaz mıyız, diye sordu. Üzgünüm ama babam bunu yapmak için çok geç kaldı."
Haneul uzunca bir süre bir şey söylemedi ve o masada oturan herkes de uzunca bir süre hiçbir şey söylemedi. Sonra Haneul aniden aklına bir şey gelmiş gibi Perla'ya döndü ve ona kızmaya ve omzuna yavaşça yumruk atmaya başladı. Sert yumruk atsa acıyacağı için arkadaşına kıyamıyordu belli ki.
"Seni Perla şerefsizi, demek abimden haberin vardı ama bana söylemedin bile. Benimle alakalı olan şeyleri benim bilmeyip senin bilmen hiç etik değil bir kere."
"Ya aşkım bak anlayabilirim..." diye cümleye başlayan Perla'nın kendini savunmak için uzun bir açıklamaya ihtiyacı vardı. Onlar tartışırken Dojae ikilisi ise sadece onlara gülümseyerek bakıyordu.
"Sana demiştim." dedi Jaehyun. Ardından Doyoung'un dizinde duran sağ elini tuttu ve avuçlarının arasındaki eli kendi kucağına çekti. "Seni reddetmedi."
"Evet... Haneul mükemmel bir kardeş." dedi Doyoung kafasını Jaehyun'un omzuna koyarken. Bugün Doyoung için en güzel gün olabilirdi. Jaehyun ile tanıştığı günden sonra tabi...
-----
*🧷🌈✨💗💟👩❤️👩👩❤️👨👨❤️👨💟💗✨🌈🧷*
Haneul:
Benim bir abim varmışRenjun:
NeJaemin:
A demek sonunda öğrendinShotaro:
NE
BENİM KAYINBİRADERİM Mİ VARMIŞ
HSKTR
NASI YAPerla:
Doyoung oppa Haneul için cidden oppaymış onu öğrendi bugünHaneul:
Evet ve bu sevgili arkadaşım bunu bilmesine rağmen benden aylarca saklamışPerla:
Ya sadece 3 ay
Aylarca demek ayıp oluyor birazRenjun:
Çok haklısın Perlam
Biraz erken söylemişsinPerla:
Ya Doyoung oppa bana söyleme dedi
Ben de uzaktan uzaktan aralarını yapmaya çalışıyordum
Haneul için hazırladığı doğum günü hediyesi fikri benden çıkmıştı meselaHaneul:
O gün anlamalıymışım aslında
Öyle bir şeyi her şeyden çok istediğimi bilen bir sendin çünkü PerlaRenjun:
Eeee bu saatten sonra ne olacak peki?Haneul:
Önce anneme sonra babama anlatacağım durumu
Haberleri vardır gerçi
Sonra abime alışmaya çalışacağım
16 yıldır yok ancak...Perla:
Üzülme be bitanem
Böyle olması daha iyi olacakmış demek kiHaneul:
Ya öyle de
Keşke onunla büyüseydim|
Keşke onunla|*Haneul çevrimdışı*
Shotaro:
En iyisi ben gideyim de sevgilimle ilgileneyim
Çokça duygusal bir dönem yaşıyor şu an*Shotaro çevrimdışı*
-----
Bu bölümde o duyguyu çok veremediğimi biliyorum ama öyle ağlanacak bölümler yazamıyorum üzgünüm. Çok da içime sinmedi ama daha iyisini yazamam herhalde... Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir yine de. Finale çok az kaldı, yaklaşık 2 bölüm falan.
Bir sonraki bölüme kadar sağlıklı kalın✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spotify | JohnTen
FanfictionHer şey Johnny'nin Spotify hesabının ondan habersiz kullanılmasıyla başlamıştı. "Sticker"ı 100 kere dinlemediği üstüne yemin edebilirdi, ancak Spotify'ı öyle söylemiyordu ve bu durumda da aklına sadece bir isim geliyordu... Eski sevgilisi Ten Lee...