-•———•-•————•-
15 Şubat 2017 - 18.15
Jungkook yalnız kaldığı odada yere oturup on dakika öncesine göre çok farklı olan salonlarını izliyordu dolu gözlerle.
Her şey darmadağın olmuştu. Her yere kırık cam parçaları saçılmış, özenle boyadıkları duvar biraz kan, biraz da şarap lekesiyle kirlenmiş ve salonun köşesine koymak için Yoongi ile ciddi münakaşaya girmek zorunda kaldığı o çok beğendiği sandalyesi ise bir ayağı kırılmış bir şekilde gelişigüzel bir kenara fırlatılmıştı.
Buraya, bu hale nasıl geldiklerini düşündü. Bulamadı. Her şey bu salon kadar karmaşık ve dağınıktı zihninde. Yoongi'nin çok sevdiği ama Jungkook'un yerine başka bir şeyi tercih edebileceği koltuğa yaslanırken kafasını geriye attı. Zamanda geriye gitmek için, sadece on beş dakika yeterdi, her şeyi yapabileceğini düşündü. Belki o zaman daha kuvvetli sarılabilirdi. Belki o zaman Yoongi'ye yetebilirdi ve belki de hayatları bu salondan daha beter bir şekilde dağılmamış olurdu.
Jungkook ağlamamak için gözlerini yumdu sıkıca ve ruhuna batan kırık kalp parçalarını sanki dışarı atabilirmiş gibi derin bir nefes verdi dışarıya. Kareli gömleğinin düğmesi koptuğu için boşlukta sallanan manşetini avuçlarının arasında sıkıştırdı ve gözlerinde intiharlarına hazırlanan damlaların sonunu getirdikten sonra diliyle patlayan dudağındaki yarayı yokladı ve hırsla, bu sefer içindeki tüm öfkeyi atmak istercesine, derin bir nefes daha vererek ayağa kalktı.
Sanki yeterince dağılmamış gibi bir de kendisi saldırdı salona. Önce duvardaki fotoğraf çerçevelerinden çıkardı öfkesini. Mutlu olmamalıydılar. Yoongi ve Jungkook şu anda acı içinde kıvranırken fotoğrafların mutlu olmaya hakkı yoktu.
Salonun ortasında duran sehpanın üzerindeki kitaplara, defterlere ve Yoongi'nin el yazısıyla yazdığı çalışma kağıtlarına gözü takıldıktan birkaç saniye sonrasında artık sehpa boştu.
Öfkesinin yeterince çıkmadığını hissettiğinde boğazını yakıp geçecek bir çığlık bırakmıştı boş odaya. Canının ne kadar yanacağını tahmin etmeden gelişigüzel bir tekme savurduğu sehpanın devrilişini izlerken yere çökmüştü tekrardan. Böyle olmamalıydı. Böyle olmamalılardı.
Daha fazla orada, evlerinde, duramayacağını anladığında kendini karanlık sokağa attı ve nereye gittiğini umursamadan, daha doğrusu umursayacak hali yoktu, koşmaya başladı.
Tâ ki üzerine doğru hızla gelen arabayı fark edip şoktan olduğu yere çakılana kadar. Sonrası...
Sonrası yok. Karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries and cigarettes | yoonkook
Fanfictionyaz akşamları küçük balkonumuzda oturur, o sigarasını içerken ben de çileklerimi yerdim. yıldızlar şahitlik ederdi güzelliğimize. belki de onlar da yakıyorlardı bir sigara, bizim kadar güzel olamadıkları için. bir yaz gecesinde hava hafiften puslu...