2166 gün önce - 31 Aralık 2012
Saat gece on bir otuz yedi olduğunda Yoongi kendini çoktan sarhoş olmuş hissediyordu. Jungkook ile dakikalardır sohbet ediyorlardı. Küçük olan durmadan Yoongi'ye sorular soruyor ve Yoongi de tüm o soruları yüzünde bir gülümseme ile cevaplıyordu. Normalde pek gülümsemezdi ama Jungkook etrafındayken hayat daha katlanılır oluyordu. Yaşamaya değer bir şeyler vardı bu çocukta, Yoongi'nin içinde ölmüş bir şeyleri harekete geçiren, yaşadığını hissettiren özel bir şeyler vardı.
"Biliyor musun," demişti Yoongi. "Seninle başka bir şekilde, başka koşullar altında tanışmayı isterdim." Jungkook bu isteğin sebebini anlayamamıştı çünkü sebebi ne olabilirdi ki? "Niye öyle dedin ki?" Yoongi gülümsedi. "Çok güzelsin çünkü. Işıl ışıl parlıyorsun Jeon, sanki dokunsam karanlığım sana da bulaşacakmış gibi, ışığını söndürecekmişim gibi geliyor." Jungkook nefesinin kesildiğini hissetmişti, çünkü Jungkook birçok şey olabilirdi ancak aptal kesinlikle değildi. Bunun bir çeşit ilanı aşk olabileceğinin farkındaydı. "Hyung sen çok mu sarhoşsun şu an?" Yoongi damağı görünecek şekilde güldüğünde küçük olan hipnoz olmuş gibi seyrediyordu yeşil saçlı olanı. Güzelliği zaten büyüleyiciydi ancak Jungkook, sarhoş Yoongi'nin kalbine bu kadar zarar vereceğini hiç tahmin etmemişti. Ama bu zarar, kesinlikle iyi yöndeydi.
"Ben sarhoşum ama sen de çok güzelsin Jungkook." bu kadarı da fazlaydı.
"BEŞ DAKİKA KALDI!" Jimin bağırarak odada koşuşturmaya başladığında herkesin dikkatini çekmeyi başlamıştı. Ama en çok da tek bir kişinin, birisinin en güzel bakışları koşuşturan ve biraz sarhoş olan Jimin'in üzerindeydi. "Yanıma gel." Hoseok sevgilisine seslenip kollarını ona doğru açtığında Jimin dağınıklığın üzerinde sekerek sevgilisinin kollarına atmıştı kendisini. Hoseok dolgun pembeliklere kısa bir öpücük verip çekildiğinde gülümsemeden edemiyordu. "Her yılımın her günü seninle geçsin." Jimin bu minik itiraf karşısında heyecanlanmıştı. "Çok seviyorum seni."
"ÜÇ DAKİKA!" Jimin, sarhoşluğuna bir de sevgilisinin dokunuşlarının sarhoşluğu eklenince diskalifiye olmuş ve geri sayımı Taehyung devralmıştı.
Yoongi bakışlarını yanında oturan küçüğünün ışıl ışıl parlayan gözlerine kenetlemişti.
Hoseok, kollarının altındaki sevgilisine biraz daha yaklaşmıştı.
"ON!" Taehyung söylediğinde geri sayıma bu sefer hepsi katılmıştı. "DOKUZ!"
Tam bu esnada Jungkook'un bakışları Yoongi'nin dudaklarına kaymıştı. "Hyung," demişti.
"SEKİZ!"
"Umarım bana kızmazsın." Yoongi anlamazken Jungkook biraz saha yaklaşmıştı.
"YEDİ!
ALTI!
BEŞ!
DÖRT!
ÜÇ!
İKİ!
BİR!"
Ve Jungkook, ilk öpücüğünü, Yoongi'nin dudaklarına teslim ettiğinde takvim 1 Ocak Salıyı, saatler ise tam olarak 00.00'ı gösteriyordu.
Yelkovanın tam altmış saniye sonraki hareketinin ardından Jungkook kendini geri çekmişti. "Mutlu yıllar hyung, nice güzel yıllarımız olsun." Yoongi üzerinden şaşkınlığını atıp da kollarını Jungkook'a sardığında ise saat 00.02'yi gösteriyordu.
İkisi de hayatlarının en güzel yeni yılı olduğuna eminlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries and cigarettes | yoonkook
Fiksi Penggemaryaz akşamları küçük balkonumuzda oturur, o sigarasını içerken ben de çileklerimi yerdim. yıldızlar şahitlik ederdi güzelliğimize. belki de onlar da yakıyorlardı bir sigara, bizim kadar güzel olamadıkları için. bir yaz gecesinde hava hafiften puslu...