episode 6: "akşamdan kalma çorbası"

69 11 0
                                    

2165 Gün Önce - 1 Ocak 2013

Sabah saat on sularında Yoongi şiddetli baş ağrısı ile uyandığında, gözünü aydınlığa alıştırabilmesi biraz vaktini almıştı.

Yeni yılın ilk günüydü ve dışarıda lapa lapa kar yağıyorken arkadaşlarının hepsinin salonun bir köşesinde sızıp kaldığını görmüştü, tek bir kişi hariç. Jungkook yoktu.

Etrafına bakındığı birkaç saniyenin ardından zor da olsa ayaklanarak kalkmayı başarmış ve yerde yatan Taehyung'un üstünden atlayarak salondan çıkmıştı.

Koridorun solundaki mutfaktan gelen tıkırtılarla yönünü mutfağa çevirdiğinde Jungkook, şarkı mırıldanarak bir şeyler pişiriyordu. "Günaydın." Neşeden yoksun yorgun sesiyle söylediğinde Jungkook olabildiğince enerjik bir karşılık vermişti. "Günaydın hyung!" Yoongi küçüğün yüksek çıkan sesiyle kaşlarını çatmıştı. "Lütfen bağırma, kafamın içinde filler tepişiyor şu an bütün sesler yankı yapıyor." Jungkook kıkırdağında Yoongi de masanın etrafındaki sandalyelerin birine oturmuştu. "Ne yapıyorsun?"

"Size kahvaltı hazırlıyorum. Akşamdan kalma çorbası da yaptım, hepiniz o kadar çok içtiniz ki, sabah uyanabilmeniz bir mucize olurdu." Yoongi, Jungkook'taki bu anlamsız neşeyi anlayamasa da bozuntuya vermemişti.

"Her şeyi hazırladım hyung, diğerlerini çağırabilir misin? Ben çağırsam kalkmazlar ama seni dinlerler." Jungkook büyük bir otorite sorunu yaşıyordu bu grupta. En küçükleri olmak, biraz zordu.

Yoongi başıyla onaylayıp salona geçtiğinde önce yerde yatan Taehyung'u hafif tekmelerle uyandırmaya çalışmıştı. "Uyanın veletler, sabah oldu." Taehyung yavaşça gözünü açtığında, Yoongi'nin yeni hedefi, koltuğun birinde sarmaş dolaş uyuyan Jimin ve Hoseok ikilisiydi. Çok güzel uyuduklarını Yoongi inkar edemeyecekti. İstemsizce yüzüne bir tebessüm yerleşmiş ve Hoseok'un omzunu dürterek uyandırmaya çalışmıştı. "Hoba, uyanın hadi. Jungkook kahvaltı hazırlamış." Hoseok tek gözünü açarak Yoongi'nin görüntüsünü nihayet netleştirebildiğinde hafif mırıltılarla onaylamıştı büyüğünü. "Jimin'i de uyandır hadi, yemekler soğumasın."

Namjoon, gecenin en az içenlerinden biri olarak Yoongi'nin sesine uyanmıştı bile. "Hyung!" Yoongi son olarak Seokjin'in kuşağının dibinde bağırdığında, en büyükleri sıçrayarak uyanmıştı. "Hadi mutfağa, Jungkook kahvaltı hazırlamış bizi bekliyor."

Kısa bir sürenin ardından nihayet herkes geniş masanın etrafında yerlerini aldığında Jungkook neşeyle servisi yapmış ve o da oturmuştu. "Hayırdır sabah sabah bu neşe de nereden geliyor?" Seokjin gülümseyerek sorduğunda Jungkook'un gözleri hafifçe Yoongi'ye kaysa da, bu durum neyse ki hiç kimse tarafından fark edilmemişti.

"Yeni bir yıl, hyung. Yeni yılın heyecanı işte." dese de, gece boyu uyuyamamış ve Yoongi ile minik öpüşmelerini düşünüp durmuştu. Koltukta Yoongi'nin dizlerine uzanmış yatarken ve büyüğünün tüm güzelliğini izlerken sürekli gülümseyip durmuştu. Aşk, Jungkook'un kapısını çaldığında henüz on beş yaşındaydı. Her şey taze ve heyecanlı, her duygu rengarenkti.

"Öyle olsun bakalım." Seokjin şüpheli bir cevap verse de kimsenin kafaya takacak hali yoktu. Hepsi baş ağrısı ile mücadele ederken gözlerini açık tutmak için inanılmaz çaba sarf ediyorlardı.

"Hyunglarım!" Jungkook heyecan ve neşe karışımı bir şekilde seslendiğinde, herkes yine ne yumurtlayacaksın bakışlarını atarken Jungkook fazla bekletmeden meraklarını gidermişti. "KARTOPU SAVAŞI YAPALIM!"

strawberries and cigarettes | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin