2352 gün önce, 28 Haziran 2012
Jungkook abisinin arkadaşını eve getirdiği günü aklından hiç silemiyordu. Kafasına değil taş, bir meteor çarpsa ve hafızasını kaybetse bile kendisine ilgisizce bakan o bir çift gözü unutmasının imkanı yoktu.
"Jungkook!" abisinin salondan gelen sesi ile koşarak salona gelmişti. Üzerinde muhtemelen üç gündür değiştirmediği için ter kokan tişörtü ve ketçap döktüğü halde değiştirmediği kirli eşofman altı varken abisinin misafiriyle tanışacağını bilemezdi. Yoongi'yi ilk görüşünün, hatta Yoongi'nin onu ilk görüşünün ergen bir kardeş profilinde olacağını gerçekten ama gerçekten bilemezdi. "Seni Yoongi ile tanıştırmak istemiştim." Mint yeşili saçlarıyla oldukça havalı görününen adamın karşısına geçmiş ve terli ellerini kirli eşofmanına silerek elini uzatmıştı. "Jungkook ben, abimin kardeşiyim." Salaklaşmıştı. Yoongi'yi gördüğü ilk anda gerçekten beyin fonksiyonları içler acısıydı. Karşısındaki havalı adam çarpık gülümsemesiyle uzatılan eli tuttuğunda Jungkook buz gibi olan eller ile ürpermesine engel olamamıştı. "Yoongi, abinin arkadaşıyım." Jungkook gülümsediğinde Yoongi de tebessüm etmiş ve kendininkinin aksine sıcacık olan eli bırakmıştı. "Şey, ben gideyim, size iyi eğlenceler." Koşar adım salonu terk edip odasına geldiğinde kapıyı ardından kapatmış ve kapadığı kapıya yaslanarak derin bir nefes almıştı. "O neydi öyle?" Sağ eliyle kalbini yoklarken kalbine sorduğu soru cevapsız kalmıştı. "Sakin ol kalbim." ergen kalbine söz geçirmek her ne kadar kolay olmasa da karşısındaki boy aynasındaki yansımasını gördüğünde heyecanla atan kalbi şimdi utançla atmaya başlamıştı. "Rezil oldum."
Öte yandan işler Yoongi'nin tarafında daha sakindi. İçinde kopan fırtınaları dışarı belli etmemek gibi bir süper güce sahip oluşu bugün de işe yaramıştı. "Kardeşin sevimli bir şeymiş." Arkadaşı yalancıktan bir kahkaha attı. "Ne demezsin." Yoongi'nin gözü ise sürekli salonun koridora bakan kapısındaydı. Jungkook'u yeniden göremeyeceğini anladığında sıkılmaya başlamıştı. "Diğerleri ne zaman gelecek?" Namjoon saatine baktıktan sonra yanıtlamıştı. "Birazdan burada olurlar." Dediği gibi çok geçmeden Hoseok ve Seokjin geldiğinde vakit kaybetmeden dışarı çıktıklarında Jungkook da derin bir nefes almıştı.
Yoongi ile bir daha görüşmek zorunda kalırlarsa yüzüne nasıl bakacağını düşünmekten ders çalışamayacağını anladığında kalemi fırlatıp çalışma sandalyesinde kendini geriye doğru atmış ve ayaklarıyla iterek kendini odanın meçhul bir noktasına kadar sürüklemişti.
"Abimin arkadaşına rezil oluşumu bu kadar kafaya takmam için hiçbir sebebim yok." Öyleydi. Hiçbir sebebi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries and cigarettes | yoonkook
Fanfictionyaz akşamları küçük balkonumuzda oturur, o sigarasını içerken ben de çileklerimi yerdim. yıldızlar şahitlik ederdi güzelliğimize. belki de onlar da yakıyorlardı bir sigara, bizim kadar güzel olamadıkları için. bir yaz gecesinde hava hafiften puslu...