İstenmeyen Üye 3 || MYG

2

Şaka gibi.

Şuan, anti olduğum, sözde ünlü olan grubun şirketine gidiyorum. Bilerek yavaş bir şekilde yürüyordum.

Oraya girmek.. cehennem gibi!

Şirkete girdim, görevli kişinin yanına gittiğimde bana aşağılayıcı bir şekilde baktı. Gerizekalı sümüklü böcek.

Görevli "Buyurun Bayan Kim, Pd'm sizi bekliyor" dedi ve eli ile işaret edip yürümeye başladık.

Aman ben sana çok meraklıydım sanki. İguanaya bak. Burnu da ne havadaymış. Peh. Ben onu indirmesini bilirdim de.. neyse.

Asansör ile bilmem kaçıncı kata çıktık.

O hâla yürürken, ben arkasından ona sövmeye devam ediyordum.

Beni görenler ise kaşlarını çatıp, dedikodu yapıyordu. Ne ünlüymüşüm ben bu şirkette.

Ee tabi, ilk anti olup, anti fan club'ı açınca baya ünlendim.

Haksız sayılmam.

Hepsinin suratına kusmak istiyorum. Bizden çok makyaj yapıyorlar. Ayrıca toptan başka bir şey değiller.

Odaya girdik.

Adam ayağa kalktı. İy. Şuna bak, bir proje için benim gibi birinin önünde eğiliyor. Ulan bu kadar mı önemli bu proje.

Pd'm "Merhaba İseul"

Gülümsedi. Hah. Bana mı gülümsedi? Benim sözde ünlü olan Bts grubunun antisi olduğumu unuttu galiba?

"Hıhı, sana da merhaba"

Tüh. Saygı ekini kullanmayı unuttum. Hay Allah ya.

Pd'm "ıhm.. proje hakkında konuşalım istersen. Otur"

Emir mi verdi?

Oturdum ve ona dikkatli bir şekilde baktım. Bu moruk bir ara, benden daha genç bir kadınla çıkmıştı dimi.

Püü rezil. Allah napmasın seni.

"Ne bu proje? Neden bir yıl sürüyor?" Diye sorduğumda kıkırdadı.

Yüzümü ekşittim. Yaşlı moruklara yakışmıyor böyle kıkırdamak. Of.

Pd'm "Şimdi şöyle, sen ilk ve en büyük antisin"

"Ha şunu bileydin."

Pd'm "Her neyse.. projemiz.. 'Bts ve Anti aynı grupta' gibi bir şey. Yani grubun üyesi olacaksın, sizin günlük yaptığınız şeyler, kameraya alınacak"

Bir dakika..

Şaka yapıyor bu adam.. çok güzel şaka. Hani kamera, kesinlikle eşek şakası.

"Güzel şakaydı" dedim ve kameraları aramaya başladım. "Kameralar nerede?"

Pd'm denilen maymun, kaşlarını çattı.

Pd'm "Paraya ihtiyacın olduğunu biliyorum İseul. Ve ayrıca borcunu ödeyemezsen dışarıda kalacağını da biliyorum. Kötü yanımı görmek istemezsin"

Hah.

Ne diyor lan bu. Şerefsize bak. Kötü yönmüş. Ben şimdi diğer antilere, seni araştırmalarını söylemezmiyim.

"Beni tehtid mi ediyorsunuz?"

Pd'm "Evet? Üyelere yaptığın hakaretleri biliyorum, yaptırdığın her şeyden haberim var. Ayağını denk al"

Diyerek, çekmeceden bir kağıt çıkardı. Gerizekalı oruspu.

Ben biliyordum onların gerçek yüzünü. Sonrada neden antisin diyorlar. Peh.

Önüme itti kağıdı ve birde kalem verdi. Kabul etmedim. Çantamdan kendi koyu mavi kalemimi çıkardım ve sözleşmeyi okudum.

Bir kaç maddesi şunlardı;

- Sözleşmeyi feshetmek istediği zaman, 20 milyon won ödemelidir.

- Gruba zarar vermeye çalıştığı an, sözleşme feshedilecek ve parayı ödemek zorunda kalacaktır.

- Grup ile aynı yurtta kaldığı süreçte, grubun üyesi olacak ve şirketin kurallarına uymak zorunda olacaktır.

- Yurt içinde ki, kişisel bilgileri paylaşması yasaktır.

- Haber vermeden, şehir dışına çıkamaz. Aksi takdirde, sözleşme feshedilecek.

Aptallar. Gruba zarar vermekmiş. Peh. Ne yapabilirim ki? Tamam belki öldürebilirim. Ama neden sözleşme feshediliyorsa.

İmzaladıktan hemen sonra, Pd'm denilen kaşar ayağa kalktı ve bana elini uzattı.

"Kalsın" dedim.

Ohh, iyi ettim. İçim nasıl da rahatladı ama. Tekrardan koltuğuna oturdu.

Pd'm "1 hafta sonra, çekimler için her şey hazır olacak. Yurtta ki odanda dahil. Sende o zaman kadar, her şeyini topla."

"Off onu bunu bırakın, hani benim param? Borcumu ödemem gerek?"

Gözlerini devirdi.

Telefonunu çıkarıp, bir şeyler yaptıktan sonra birini aradı.

Pd'm "Hesabına paran yollanacak, ne kadar lazım?"

"5 milyon won" gözlerini koskocaman açtı. Sanki zengin değilsiniz ulan. Neye bu kadar şaşırıyorsa.

Adama bir şeyler daha dedikten sonra, bana döndü. Bana bir numara verdi ve o numara yazmam gerektiğini söyledi.

"Hıhı tamam" dedim ve ayağa kalktım. Kapıya yönelmiştim ki bana adım ile tekrardan seslendi.

Pd'm "Bu arada, Bts buraya gelmiş. Seni tanıdıklarını hatırlatmak istedim"

"Ee yani? Zaten bir hafta sonra aynı yurtta kalmayacak mıyız?"  Dedim.

Sorar gözlerle ona baktım. Pd'm denilen şerefsiz değişik bir şekilde güldü.

Pd'm "Şuan buraya geliyorlar, şirkettelermiş yani. Ve.. aslında şöyle bir şey var"

Dedi ve devamını getirmedi. Devamını getirmesi için, elimi ona doğru salladım. Evet saygı duymuyorum.

O sırada kapı çaldı. Büyük ihtimalle onlar gelmişti. Birazdan suratlarına kusacağım, oh mis.

İçeri girdiler, ama ben Pd'me bakıyordum. Benim yüzümü görmüyorlardı. Arkamı dönecek iken, son cümlesi ile vazgeçtim.

Pd'm "Bu projeden haberleri yok"

"Ne?"