9. Bölüm

50 36 0
                                    

  (Saatler Önce) & (Cemre'nin Anlatımıyla)

"Cemre Çınar ve Erim'in hayatı söz konusu. Ya kabul edersin ya da kendi ellerinle onları ölüme terk edersin."

Gözümden akan bir damla yaşın yanağımda süzülüşüne aldırmadım. Gözlerimi pencerenin arkasındaki hayatlara dikmiştim, konuşmuyordum. Sadece ne yapacağımı düşünüyordum. Babam umutla gözlerime bakıp kabul etmemi istiyordu, hiç bir tepki vermiyordum. Sadece sönük gözlerle dinliyordum. Babam ben konuşmayınca tekrar söze atıldı.

"Kızım belki ileride mutlu olacaksın. Belki kabulleneceksin ve o hayata alışacaksın."

Sözlerin ağırlığı ile iyice üzerimdeki yük artıyordu. Sonunda dayanamayıp cevap verdim.

"Ne hayatı, ne alışması bu baba! Sen asıl beni ölüme sürüklüyorsun."

"Kardeşlerinin hayatı için ölmeyi kabul etmiyor musun!?"

Babamın ikna umudu ile kurduğu her söz beni bir kez daha derinden yaralıyordu. Güçlü olmam gerekiyordu ama tam aksi bir şekilde gücümü kaybediyordum. Sonunda pes edip konuşmaya başladım.

"Tamam, ama benim bunu önce Çınar'a anlatmam gerekiyor." Gözümden akan bir damla yaş ile beraber kafamı kapının arkasında keyifle yemek yiyen kardeşlerime çevirdim. Babam bu sözümden sonra panik olmuştu, hızla konuşmaya başladı.

"Bunu Çınar bilmemeli. Sence buna izin verir mi? Ucunda kendi canı olsa dahi.."

Doğru söylüyordu, bunu Çınar duysa kendi canını verir gene de benim kendisinden uzağa gitmeme izin vermezdi. Babamla bir kaç saniye onları izledikten sonra tekrar konuşmaya başladım.

"Tamam, Çınar bilmeyecek. Peki ben nasıl tanıştıracağım Çınar'lar ile?"

"Sanki tesadüfen karşılaşmış ve arkadaş olmuşsunuz gibi tanıştıracaksın. Sonrada Çınar'a gidip senin onla ciddi düşündüğünü söyleyeceksin.."

"Çınar'da buna inanacak öyle mi?"

"İnanmazsa inandırman gerekecek.."

Babamın beni soktuğu çıkmazdan çıkamayacağımı kabullenip teklifini isteksizce kabul etmiştim. Tüm yapmam gerekenleri öğrenip sanki sadece normal bir baba kız sohbeti etmiş gibi içeri geri döndük. Erim ve Çınar bir şey olduğunu anlamış gibi gözlerimin içine bakıyorlardı. Sandalyeme yerleştim ve beni izlediklerini fark edip gülümsedim. Erim soran gözlerle konuşmaya başladı.

"Abla bir şey mi oldu?" Masanın etrafındaki herkes söyleyeceğimi bekliyordu, babam bile. Çünkü teklifini kabul ettiğimden emin olmak istiyordu. Sanki az önce boğulmuyormuşum gibi cevap verdim.

"İyiyim ablacım, bir şey yok."

İçlerini bir nebze olsa da rahatlatmıştım. Sonunda yemeğimizi bitmişti ve masadan kalkmıştık. Bir bardak kahve alıp pencerenin karşısına geçtim. Ne yapacağımı düşünüyordum, nasıl bu bataktan kurtulacağımı düşünüyordum. Fakat ne ben nede bir başkası beni kurtaramayacaktı..

Babam Ege'li bir adama kumarda yenilmiş ve yüklü miktarda borç edinmişti. İstese de ödeyemeyeceği bir borçtu bu, ve bende tam o borcun üzerine Türkiye'ye dönmüştüm. Benim o ailenin oğluyla evlenmem karşılığında 2 soylu aile akraba olacak ve borç ortadan kalkacaktı. Babamın planı buydu ve bu evlilik niyetini karşı aileye söylemişti. Eğer vazgeçersem canımı kardeşlerim ile yakacaklardı. Bu yüzden istesem de istemesem de kabul etmek zorundaydım..

Bir kaç saat babamın bu sahte keyifli hallerini çekmiştim. Babam Türkiye'ye döndüğümü öğrenmiş ve sabah erkenden yanımıza gelmişti. Mutlu ve iyi babayı oynuyordu bize karşı ve rol yaptığını sadece ben düşünüyordum. Erim ve Çınar her şeyin değişeceğini inanmaya başlamışlardı ve babamın bile değiştiğini düşünüyorlardı. Fakat babam sadece bizi kullanıyordu..

Sonunda babam vedalaşmış ve evi terk etmişti. Camdan gidişini izledikten sonra arkamı döndüm ve koltuğa geçip oturdum. Çınar Erim'e işinden bahsediyor ve onu artık yeni bir okula yazdıracağını söylüyordu. Bir süre sessizce onları izledim karşıdan, onları senelerdir hiç böyle mutlu görmemiştim. Bunun tadını çıkartmalıydım çünkü bir daha bu manzarayla karşılaşamayacaktım..


Aile Topluluğu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin