1. Bölüm

110 54 1
                                    


Gene bir başımızaydık.. Abim Çınar'la beraber yatak odamın içinde yaşamaya çalışıyorduk.. Son sözümün ardından hiç konuşmamıştık. Her zaman olduğu gibi kendimi suçladığım düşüncelere dalmıştım. Abim ise benden daha güçlü davranmaya, beni o düşüncelerden kurtarmaya çalışıyordu. Aniden oturduğu sandalyeden kalktı ve tam yatağımın önünde durup konuşmaya başladı. 

"Hafta sonu gittiğimiz dondurmacıya gidelim mi?"

"Benim canım istemiyor."

Sürekli beni bu odadan çıkarmaya çalışıyordu, ama ben uzun süredir odamdan sadece ihtiyaçlarım için çıkıyordum. Elinde olsa beni bu evden çıkartıp bir daha getirmeyecekti. Yatağımın başlığına sırtımı yaslamış, kollarımı göğsüme çekmiş ve ellerimi dizlerimde birleştirmiştim. Sanırım bir kaç haftadır sadece bu şekilde oturuyor ve düşünüyordum..

Artık okula da gidemiyordum, okuldaki insanların mutluluklarına tahammül edemiyordum... Bu yüzden bir süre dinlenmem gerektiğini düşünüp abim okuldan izin almıştı. Planı beni dünya ile tanıştırmak, yaşamın ailemden ibaret olmadığını göstermekti. Ama gücüm yoktu. Hayat bana boy boy felaketler sunuyor, bende onlarla çürümeye çalışıyordum. 

Ben düşüncelere batıp batıp çıkarken abim umutsuzca beni izliyordu ki telefonu çaldı. Telefonunu çıkartıp önce ekrana baktı, sonra bana dönüp baktıktan sonra telefonu açıp odamdan çıktı. Varlığı ve yokluğunu önemsemiyordum, ailem geçen yıl bugün dağılmıştı, dağıtmıştım. Çok çabalamıştım toparlamak için ama hiçbir şekilde anne ve babamı, abim ve ablamı yan yana koyamıyordum. Sonunda umutsuzca pes edip bir başıma kendi dünyama kapanmıştım.

Anne ve babam şiddetli geçimsizlikten ayrılmıştı. Evlilikleri boyunca hiç kavgasız bir günleri geçmemişti. Onların tek sorunları birbirleri, tek yaşama amaçları ise işleriydi. Ablam ve abim ikizler, onlar türlü türlü özel bakıcılarla büyümüştü ve onlar tam 10 yaşındayken ben dünyaya gelmiştim. Beni de bakıcılarla beraber abim ve ablam büyütmüştü. Anne ve babam çok yoğun çalışmışlardı her zaman. Ben doğduktan sonra sadece 15 yıl daha katlanabilmişlerdi birbirlerine. Sonunda ise 11 Kasım günü kendimizi mahkeme salonunda ailemizin sönüşünü izlerken bulmuştuk

Ablam, anne babam ayrıldıktan kısa süre sonra çalışmak için Londra'ya gitmişti. Abimde çok istiyordu gitmeyi ama beni burada bırakamıyordu. Ona her ne kadar yalvarsam da beni bırakmadı, orda kendine düzgün bir hayat çizmeyi reddetti ve benimle burada bu hayatı yaşamayı tercih etti.

Abim telefonunu cebine atıp odama geri dönmüştü. Yavaş yavaş kapıdan geldi, beni gördüğü an durdu ve konuşmaya başladı.

"Erim babam şirkete gitmemi istiyormuş. Sende hazırlan hadi çıkalım."

Abim uzun uzun yüzüme baktı ciddiyetini koruyarak. 1 dakikanın ardından benden cevap alamayınca sözünü tekrarladı.

"Erim kalkıp hazırlanacak mısın?"

Sonunda yavaş yavaş kafamı kaldırıp yorgun gözlerle konuştum.

"Ben neden geliyorum gene?"

"Öyle istiyorum, hadi kalk lütfen."

Yavaşça doğruldum ve derin bir nefes alıp dolabıma gittim. Üzerime giymek için bir tişört ve pantolon çıkarttım. Kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim ve üzerimi değiştirip lavabonun karşısında dikildim. Kapkaranlık olan gözaltlarıma baktım uzun uzun. Sonra tüm bedenimi süzdüm, o dik duruşum kalmamıştı. Omzum çamaşır askısına asılmış kazaklar gizi ağırlamış ve süzülmüştü. 

Sonra tekrar gözlerime baktım bir kaç saniye ve ardından hızla banyodan çıkıp  abime hazır olduğumu ona bakışlarımla belirttikten sonra önden o, hemen arkasından da ben odadan çıktık. Hızla koridoru geçip merdivenleri indik ve evden çıktık. Arabaya binip kemerimi bağladım ve yolu izlemeye koyuldum. Öyle bir dalmıştım ki yol boyunca cama yaslanmış şehri izliyordum.

Aile Topluluğu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin