11. Bölüm

43 3 0
                                    


"Benim yüzümden!"

"Benim yüzümden!"

"Benim yüzümden gitti..!"

Ardı arkası gelmeyen suçlamalarımla baş başaydım. Kendimi dış dünyadan koparmıştım.

Uzun dakikaların sonunda abimin çaresiz haykırışları karşısında direnememiş ve gözlerimi açmıştım. Karşımda sadece abim yoktu, yanında ablamda vardı..

Şok içindeydim fakat içinde bulunduğum bu anlamsız duruma karşı duramadım ve konuşmaya başladım.

"Sen, sen gitmedin mi!?"

Bu son terkedilişimizin verdiği etki ile uzun bir süre ablamın varlığına inanamadım. Fakat sadece kuruması için balkona bıraktığı pantolonunun bahçeye düşmesi üzerine bahçeye inmişti. Aslında biz binaya girerken görseydik bunların hiç biri yaşanmayacaktı evet, fakat oldu ve bitti...

Akşam olmuştu ama hala olayın şokunu atlatamamıştım. Ve babam daha sabah ziyaretimize gelmesine rağmen gene akşam da ziyaretimize gelmişti. 

Akşam yemeğinden sonra ablam babamda dahil hepimizle bir şey konuşmak istediğini söylemiş ve bizi salona toplamıştı. Pür dikkat konuşmasını bekliyorduk ki, ablam sonunda konuşmaya başladı.

"Konuşmak istediğim konu kendi özel hayatımla ilgili. Ve bu şeyi sizin de bilmenizi istiyorum."

Ablam biraz duraksadı, hepimiz ses çıkarmadan konuşmasını bekliyorduk.

"Benim bir erkek arkadaşım var." Yayılarak oturduğumuz koltuklardan abimle aynı anda doğrulduk ve devam etmesini sabırsızlıkla bekledik.

"Aslında niyetimiz ciddi olmasa sizinle bu konuşmayı yapmazdım. Fakat biz uzun süredir konuşuyoruz. Ben İngiltere'deyken tanışmıştık, sonra o Türkiye'ye döndü. Şimdi bende burada olduğuma göre evlenmemiz için bir engel kalmadı."

Ablam sanki bize ilişkisinden bahsetmiyordu da, bir suç işlemiş ve korka korka onun haberini veriyormuş gibiydi.

Abimin kaşları çatılmıştı ve konuşmuyordu. Dikkatle abimin yüzünü izliyordum ki gergin bir sesle konuşmaya başladı.

"Niyetiniz ciddi öylemi..??"

Ablam çok zor durumda gibi duruyordu. Şuan aralarındaki ilişkiyi anlamıyordum. Bir ablama bir abime bakıyor ve çözmeye çalışıyordum. Ve babamsa merakla abimin tepkilerini izliyordu.

"Ciddi, evet."

Ablamın sözlerinden çok abimin vereceği tepki ve ablamın konuşurken ki hali beni umursuyordu. Ablam ve abim bir süre konuşmadan bakışıyorlardı ki babam keyifle söze girdi.

"Öyleyse bir tanışalım artık bizde değil mi?"

Ablam titreyen gözleri ile babama baktı kısa bir süre. Sonra abime dönüp cevap vermesini beklemeye başladı. Uzun uzun bakıştılar. Ve abim bir kez yutkunmasının ardından konuşmaya başladı.

"Bu çocuk kim? Nereli? Ne kadar güvenilir?"

Babam abimin bu sözü üzerine oturduğu koltuktan kalktı ve abime dönüp konuştu. 

"Sen benimle gel. Her şeyi anlatayım."

Ablam dolu gözlerle şaşkın şaşkın babama baktı. Babam imalı bakışlar attıktan sonra tek kelime etmeden kapıya yöneldi. Peşinden abimle beraber evden çıktılar ve aşağıya indiler. Ablam olduğu yerden kapıyı izliyordu, tedirgindi ve yorgundu. Bunu fark ettiğim an koşup tam önünde durdum ve diz çöktüm. Kafasını bana çevirdi ve çevirmesi ile gözünden akan bir damla yaşın peşinden sesli sesli ağlamaya başladı. Yüzüne götürdüğü ellerini izledim bir kaç saniye sonra ellerimi uzatıp kollarını sıkıca tutup yüzünden çektim. 

Nefes nefese gözlerime baktı sadece. Bense dayanamayıp aklımdakini sordum.

"Sevmiyor musun?"

Sorduğum soru ile şoka girmişti sanki. Sessizce zemine serili kilime baktı bir süre sonra aniden gözlerini gözlerime çevirdi ve konuştu.

"Ben çok seviyorum.."

"Peki neden böylesin abla? Neden?"

Merakla ablama baktım bir süre. O da yorgun gözlerle bana bakıyordu ki dayanamadım ve tekrarladım.

"Neden abla?" Derin bir nefes verdi ve konuşmaya zorlukla devam etti.

"Size daha yeni kavuşmuşken tekrar kaybetmek istemiyorum.."

Kurduğu cümlenin üzerine kaşlarım çatılmıştı ve zihnimde bu dediklerine anlam vermeye çalışıyordum. Bir sonuca ulaşamamıştım ki tekrar ardı ardına sorular sordum.

"Ne ayrılması? Neden ayrılıyoruz şimdi?" 

"Çünkü bir seçim yapmak zorundayım.."

Ablamın bu şifreli konuşmaları canımı sıkmaya başlamıştı. Öfkem öyle artıyordu ki burnumdan solumaya başlamıştım.

"Abla ne seçimi? Doğru düzgün anlatacak mısın şunu!?"

Kurduğum cümleden dolayı sonunda toparlanabilmişti. Yutkundu ve konuşmaya başladı.

"Eğer onunla evlenirsem bu şehirde yaşamayacağım. Ailesi onların yanında Muğla'da yaşamamızı istiyor.." 

Ciddiyetim yavaş yavaş yerini çöküşe bırakmıştı. Tam yeni kavuşmuşken evlenmek istemesi ve sırf evliliği için bu şehirden gidecek olması beni yaralıyordu. Gözlerim yavaş yavaş yere kaydı ve ellerim ablamın kollarından geri çekildi. 

Daha yeni kavuşmuşken, daha yaralarımızı bile saramamışken nedir bu evlilik? Evet, gene kendimle ve duygularımla baş başaydım. Ama bu sefer acımı içimde yaşamayı umuyordum. Çünkü ablam mutlu olacaksa canım acısa dahi engel olmam..

Aile Topluluğu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin