10. Bölüm

47 30 0
                                    

 (Erim'in Anlatımıyla)

Bugün yeni hayatımızın 2. günü. Artık sorunsuz bir çocuk olmalıyım. Ajandamı yatağımın ucuna bırakıp yorganımı kenara attım ve yataktan çıktım. Odamdan çıkıp banyoya gidip yüzümü yıkadıktan sonra salondaki duvar saatinden saatin 07.11 olduğunu fark ettim. Mutfağa geçip bir bardak su aldım ve tezgah penceresinden dışarıya baktım. Yokuş şeklindeki sokağımızın en tepesindeki dairemizden tüm sokak gözüküyordu. Elimde su dolu bardakla cam kaplı balkonumuza çıktım ve sandalyeyi tam camın kenarına çekip oturdum. O sırada abim kapının başında belirip konuşmaya başladı.

"Bugün erkencisin."

Kafamı kapıya çevirip konuşmaya başladım.

"Bugün erken uyanmışım evet."

Abim sözümün üzerine sırıtıp içeri geçti. Peşinden yatak odasının küçük koridorunun sürgüsü açıldı ve ablam elinde tokası ile saçlarını toplayarak içeri geçti. Salonun ortasında duruyordu, kafamı kapıya uzatıp konuştum.

"Günaydın."

Ablam kafasını bana çevirip gülümsedi ve konuştu.

"Sana da günaydın." Deyip mutfağa abimin yanına geçti. Masaya bıraktığım bardağımı alıp hızla içeri geçtim ve balkon kapısını kapattım. Tam ben koltuğa geçecektim ki abim konuşmaya başladı.

"Erim bugün yeni okulunun kayıt işlemleri için dışarı çıkmamız gerek. Kahvaltımızı yapıp hemen çıkalım mı?"

Kafamı tezgahın karşısında duran abime çevirdim ve konuşmaya başladım.

"Olur, gidelim."

O sırada aklıma takılan bir soruyu sormak için ablamın karşısında duran tezgah taburesine oturdum. ve konuştum.

"Abla bugün sen ne yapacaksın?"

Soran gözlerle merak içinde cevabını bekledim ablamın. Elindeki bıçağı doğrama tahtasına bıraktı ve konuşmaya başladı. 

"Bugün evdeyim ben, iş ilanlarını inceleyeceğim."

Sorumun cevabını da aldıktan sonra koşarak odama geçtim ve üzerimi değiştirdim. Üzerime; açık mavi bir t-shırt ve geniş paça açık mavi bir jean giydikten sonra dağınık kumral saçlarımı elim ile düzenledim. Odadan çıkıp tekrar mutfağa geçtim ve masanın başına geçtim. Kahvaltımızı etmiş ve masayı geri toplamıştık, abim o sırada üzerini değişmişti ve artık evden çıkabilecektik. Ayakkabılarımı giyip asansöre bindim ve aşağı indim. Apartman bahçesinin taş basamaklarını geçip bahçeyi de aştıktan sonra arabaya geçtim. 

Yeni okulumun koordinatlarını haritaya girdikten sonra yola çıktık. Okulum evime uzaktı ama güzel ve büyüktü. Önünde devasa bir "Çelebi Koleji" yazısı vardı. Okula girip kayıt işleri için gerekli kişilerin odasını gezdikten sonra okul müdürünün odasına çıktık. Müdürümüz 40-45 yaşlarında hafif soluk tenli bir adamdı. Abim müdür ile konuşurken bana okul gezdirilmişti. Sonunda okuldan çıkmış eve doğru yola koyulmuştuk. 

Bir kaç saatin ardından sonunda eve varmış ve binaya giriş yapmıştık. Kendi dairemizin olduğu kata çıkıp kapıyı açtık ve içeri girdik. Anahtarımı mutfak tezgahına atıp salona baktım sonra ablama seslendim.

"Ablaaa, biz geldik." Fakat ses yoktu.. Hızla salonun içine daldım ve sürgülü kapıyı açıp yatak odasının o minik koridorundan tüm odalara göz gezdirdim. Kalbim hem çok hızlı atıyordu hem de bedenimin ısınmasına neden oluyordu. Banyo kapısını çalmadan hızla açtım ve içeriye baktım. Kimse yoktu.. Titreyen bedenimi kontrol etmeye çalışarak tekrar salona döndüm, abim salonun ortasında kulağında telefonla ablama ulaşmaya çalışıyordu.

Gözlerim dolmuştu ve korkak bakışlarla abimi izliyordum. Abim telefonunu açmayan ablama karşı pes edip telefonu kapattı ve koltuğun üzerine attı. Kımıldamıyordum, gözlerim dolmuştu ve sadece abime bakıyordum. Öfkeden yerinde duramıyordu ki aniden göz göze geldik ve halimi görüp bana yaklaştı. Kafamı elleriyle sarıp gözlerini gözlerime yaklaştırdı ve konuştu.

"Erim.." Bitmiş bir şekilde sadece gözlerine bakıyordum.

"Erim kendine gel." Abim bir kaç ufak sarsmadan sonra beni kendime getirebilmişti. Fakat bu sefer donuk duygularımda benle beraber uyanmıştı.. Dizlerimin üzerine çöktüm ve sarkık omuzlarım ile yıkılmış bir binayı andırırcasına karşıya baktım. Gözlerimden damla damla yaşlar akmaya başlamıştı, ve düşünüyordum.

Her şey düzelecek sanmıştım.

 Kim olduğumu unutmuşum, sadece yaşayacağım sanmıştım. 

Gene benim yüzümden ayrı kalacaklar, neden varım ki ben.. 

Her şeyi alt üst ettim gene. 

Neyi düzeltebilirim ki?

İçimizde yetişen ufak umut tomurcuklarına bile güneşi çok görmüştü hayat.. Fakat itirazım kendimeydi. Hayatın suçunu üzerime yükleyerek ona karşı direnmiyordum, direnemiyordum...

Aile Topluluğu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin