3. Bölüm

85 53 2
                                    


Aslında benimki düşünmek değildi. Kendime acırdım, abime, ablama acırdım, yaşadığım hayata, ne kadar zavallı olduğuma, her zaman böyle kalacağıma acırdım.. Kendimi istemesem de bu duygularla boğuşurken bulmak artık bana koymuyordu. Sevilmeyi kendime layık görmüyordum, seven ve sevilen kimseye de tahammül edemiyordum. Bu yüzden okuldan izin almıştı abim. Herkesle problemim vardı, yüzü gülen herkesten nefret ediyordum.. 

Tam ben dalmışken abim iki elinde birer külah dondurma ile geldi ve koluma dokunup kalkmamı istedi. Gözlerimi açıp doğruldum ve elindeki dondurmalara baktım. Dondurmanın birini bana uzattı ve aldım. Ağır adımlarla arabanın önüne geçti ve bende peşinden ilerledim. Arabaya sırtımızı yaslayıp tüm şehri arkamıza almıştık o an, önümüzde masmavi deniz elimizde dondurmalarla güzel olmayan hayatta güzellikler katıyorduk..

"Babamla konuştuktan sonra düşündüm de"

Abim aniden konuşmam üzerine ağır ağır yüzünü bana çevirdi ve dediklerimi dinlemeye başladı.

"Sanırım ben sana yüküm. Şimdi ben olmasaydım sende ablam gibi özgür bir şekilde gidebilirdin.."

Abim bu sözümün üzerine tekrar yüzünü tepkisiz bir şekilde önüne çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Sana gitmek istediğimi kim söyledi.?"

Bir süre duraksadı ve sonra derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.

"Biliyor musun, sen olmasan sanırım bende şuan senin gibi bitkin bir halde olurdum. Ama benim tutunacak bir dalım, ve ümitlerim var."

Bu sözden sonra kendimde bir yumuşama hissettim. Abim tepkisiz bir halde hala denizi seyrediyordu. Bir süre bu sözün etkisinde kaldım ve mutluluğu hissettim. Sonra yüzümdeki tebessüm ile abime döndüm. Ve yumuşak bir ses tonu ile konuşmaya başladım.

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

Abim açık açık sen olmasan bende yaşayan bir ruh olurdum diyordu. Sevgi kırıntıları ile yetinebiliyordum sanırım. Bence öyleydi, çünkü bu yumuşama bunu gösteriyordu.. Abim dayanamayıp yüzüne kocaman bir gülümseme ile sarmaladı. Ve sorumu yanıtladı.

"Evet."

Bir süre sessiz ama mutlu bir şekilde denizi seyrettik. Sonra dayanamayıp ablama olan özlemimi abime belirttim.

"Keşke ablamda olsaydı.."

Abimin yüzünü hafif bir ciddiyet bürüdü ve hafifçe yutkunup konuşmaya başladı.

"Ceren mi..? Onun bizimle olmak isteyeceğini sanmıyorum."

Yüzüm düşmüştü ve tekrar mutluluğun yerini o duygular kaplamıştı, ve bu sefer yanlarına korkuda eklenmişti.. Dayanamayıp abime döndüm ve korku dolu gözlerle sordum.

"Neden ki..?"

"Erim söylememem gerekiyor ama senin de bunu bilmen gerekiyor."

Abimin bu bilmece gibi konuşmaları canımı çok sıkmıştı. Sonunda dayanamayıp oflayarak konuştum.

"Neden abi, neden ki!?"

"Çünkü, çünkü o.."

Sabırsızca abimin gözlerinin içine bakıyordum artık cevap versin diye, fakat o kekeleyip ve ne diyeceğini bilemeyip duruyordu.

"Abi açıklayacak mısın artık?"

"Unut gitsin. Zamanı daha gelmedi bunu öğrenmenin."

Abim yüzüme bakamıyordu, hızla arkasını döndü ve koltuğuna geçip oturdu. Peşinden hızla bende kendi koltuğuma oturdum. Kapıyı kapatıp abime döndüm ve korku dolu gözlerle konuşmaya başladım.

"Ya sen açıklarsın, ya da ben öğrenirim."

"Şuan değil Erim. Ve korkulacak bir şey değil, bu çok önemsiz bir şey."

"Nasıl ya! Önce fragmanı verip, sonra mı bölümü söyleyeceksin."

Abim sözümü önemsemeyip arabayı çalıştırdı ve hızla yola girdik. Yol boyunca hiç bir dediğimi duymadı. Öfkem kat kat artıyordu ve korkumda artık en üst seviyeyi aşmaya zorluyordu. Aklımdan onca şey geçiriyordum ki hepsi de çok kötü şeylerdi.. Sonunda sıralı cümlelerime bir yenisini daha ekledim. 

"Abi kaldırıma yaklaşır mısın? İneceğim."

Abim artık daha da ciddileşmişti, sadece yola bakıyor hiç bir dediğimi önemsemiyordu. Elim kapıda gözüm yüzünde dediğimi yapmasını bekledim. Fakat bir sonuç alamayınca isteğimi tekrarladım. 

"Abi kaldırıma yaklaş, ya da ben yol ortasında ineceğim."

İlerideki trafik ışıklarını görüp böyle bir cümle kurdum. Denizin yanında yol alıyorduk, trafik çok yoğundu ve trafik ışıkları çok kalabalıktı. Sonunda araba durduğunda hızla kemerimi çıkarttım ve kapıyı açıp kaldırıma koştum. Abim hemen arkamdan şok içinde koşmaya başladı. Deniz bir yanımda abim arkamda yaya yolunda öylece koşuyordum. Abim bu sefer benim durmamı istiyor fakat ben söyleyene kadar durmayıp, pişman olmasını istiyordum. Fakat bir dakika sonra trafikten yükselen araba sesleri nedeniyle abim geri dönmüştü. Bunu fırsat bilip eğildim ve elimi göğsüme koyup nefesimi toparlamaya çalıştım. Kısa süre sonra yoldan gelen hızla aracın ani freni ile irkildim ve doğrulup baktığımda abimin yanı başımda olduğunu gördüm. O an ki gerginliği ile kolumu tutup sıktı ve fal taşı gibi açılmış, korku dolu bedeni ile öfkesini kusmaya başladı.

"Ne yapıyorsun Erim! Delirtecek misin beni? Bunlar nasıl hareketler!"

Abimin gerginliğini sadece pişmanlık ve korku ile izledim. Şaşkın gözlerimi üzerinde alamıyordum, o ise her cümlesinde kolumu biraz daha çekiştirip biraz daha canımı acıtıyordu. Bir kaç dakika öylece deniz sesi, şaşkın insan bakışları eşliğinde azarlandım, sonra abim kendine geldi ve duraksayıp derin derin nefes alıp vermeye başladı. Önce yavaş yavaş elini kolumdan çekti sonra gözünü gözümden kaçırıp yüzünü gökyüzüne çevirdi. Hala şaşkınlık ile ağzım açık bir şekilde onu izliyordum. Elini ensesinden çekip omzuma koydu ve korku dolu gözlerle iyi olup olmadığımı sorguladı.

"Özür dilerim, ben kendimi kaybettim Erim."

Abim kendini açıklamaya çalışıyordu, fakat ben hala şoktaydım. Başım dönmeye başlamıştı, yer ayağımdan kayıyordu ve en son...


Aile Topluluğu - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin