∆quinze∆

1.4K 105 30
                                    


Seninle tanışmak kaderdi
Arkadaşın olmak seçimdi
Ama aşık olmak,
Benim kontrolüm dışındaydı..




19 Kasım 2016
Melon music awards

~¶~

Canı sıkılıyordu genç adamın. Normalde de sevmezdi zaten bu tür etkinlikleri. Ödül vermek için bile ayağına çağırıyorlardı. Saçma diye geçirdi içinden. Sabahtandır oturduğu yerden hareketlenerek etrafına bakındı. Burdaki neredeyse herkes kıdemlisiydi. Yılda birkaç kez onlarla biraraya gelemek gibi bir zorunlulukları vardı. Buna 'ödül töreni' deniyordu.

"Ne zaman bitiyor bu tören?" Yoongi hyunguda onunla aynı düşüncedeydi. Grupça yoğun bir dönemden geçtikleri bir zaman dilimine denk geldiği için hepsi yorgundu. Lakin Jeongguk emeğinin karşılığını alma konusunda herkes kadar aceleci davranmıyordu. Sevdikleriyle ve ailesi gibi gördüğü insanlarla birlikte olmak en büyük ödülüydü.

"Cidden...her yıl aynı şey." diyerek sızlanmıştı Seokjin. Namjoon masadaki huzursuzluğu farkederek onlara döndü. "Az kaldı sabredin."

"Uykum var!"

"Benimde."

Namjoon göz devirerek başını olumsuzca salladı. Tekrar önüne dönerek sahnedeki grubun performansını izlemeye devam etti. Diğerleride aynı şeyi yaptığı sırada Jungkook lavabo bahanesiyle yanlarından ayrıldı.

Rastgele bir yerlere ilerlediği sırada kendini sahne arkasında bir yerlerde buldu. Bir karmaşanın tam ortasında herkes bir yerlere koşuşturuyor, sıradaki performansa yetişmeye çalışıyorlardı. Kaçtığı gürültülü ortamdan sonra daha sessiz bir mekan istiyordu. Burası onun için uygun değildi. Hyungları yokluğunu farketmeden geri dönmeliydi.

"Bak benden sana tavsiye. Bu sektördeki hiçbir erkeğe güvenme."
Adımlarını ilerlettiği sırada ilerde duyduğu tanıdık sesle oraya doğru yürümeye başladı.

"Ya sen?" Gelen kız sesiyle dudağının kenarı kıvrıldı Jeongguk'un. Yine kimle kırıştırıyor acaba diye geçirdi içinden.

"Ya! Pranpriya...hani doğmamış kardeşin gibiydim?" Kimle konuşuyordu bu serseri?

Bir yandan da içeri girme konusunda kararsızdı. Zorunda olmadığı sürece herkesle tanışmayı sevmezdi.

İçerden gelen gülme sesleriyle geri dönerek gideceği sırada arkadaşının onu fark etmesiyle duraksadı. "Hey Bunny! Gelsene." Elini ensesine atarak mahcup bir ifadeyle geniş bekleme salonuna girdiği esnada arkadaşı onu gülümseyerek karşılamış, ikisinin yakınlıklarının temsili olan yumruk selamlaşmasından sonra yanındaki kıza dönmüştü. "Tanıştırayım. Karşında sektörün en sexsi pezevengi." Kız ikisinin arasındaki yakınlık derecesini anlayarak hafifçe kıkırdamıştı. Genç adamın ona baktığını fark ederek utançla dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını kıdemlisi olan genç adamın önünde kenetlediği ellerine indirdi. Bambam de kıdemlisiydi fakat onunla birlikte büyüdüğü için resmi olmasına gerek yoktu.

Jeongguk bakışlarını ilk gördüğü anda tanıdığı, fakat ilk defa aynı ortamda bulunduğu kızdan çekerek Bambam'e dikmişti. "Beni insanlara yanlış tanıtmaktan ne zaman bıkacaksın?" Bambam omuzlarını kaldırıp indirirken sırıtışına engel olamamıştı.

"Pekala pekala." diyerek ciddileşti. "Lalisa, Jungkook. Jungkook, Lalisa" diye üstün körü tanıştırarak bir kıza birde adama baktı. Jungkook yakın arkadaşının hareketine göz devirerek Lalisa'ya baktı ve hafifçe gülümsedi. "Memnun oldum. Lalisa..." diyerek elini uzattığı sırada kızda aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi. "Bende öyle. Sunbei." Jungkook'un yaşını bilmiyordu. Zaten henüz çok yeniydi. Bu yüzden gayriresmi hitaplardan kaçınıyordu. Onunla ilgili bildiği tek şey üç yıldır bu sektörde olan bir grubun üyesi olduğuydu.

Genç adam hitap şekliyle afallayarak Bambam'e döndü. "Aynı yaştayız öyle değil mi?" Bambam başını salladığında Jeongguk tekrar kıza döndü. "Öyleyse bana Jungkook diyebilirsin." Lalisa tebessüm ederek başını aşağı yukarı salladı.

Kız çok güzeldi. Koreli olmadığı her halinden belliydi. Sarı kahkülleri ve dolgun dudakları yuvarlak yüzüne farklı bir hava katıyordu. Utangaç hali tatlı görünmesine neden olurken gözlerini sürekli kaçırması Jungkook'un gözünden kaçmamıştı.

"Siz yakın mısınız?" arkadaşına doğrulttuğu soruyla Bambam kıza döndü. "Kaç yıl oldu?" Lalisa gülümseyerek gözlerini kıstı "10 ya da 15"

Jungkook'un kaşları havalandı "Taylandlısın." Lalisa onu onayladığında yanılmadığını görerek gülümsedi.

"Ben de sektörü tanıtıyordum. Malum kendisi daha çaylak bir maknae." daha sonra kıza döndü. "Jungkooku da ben eğittim." Jungkook alayla güldü.

"Atma lan."

"Yalan mı? Az mı abilik yaptım sana?" Genç kız aynı yaşta olmaları detayına kıkırdarken Jungkook'un gözleri kendisini buldu. "Bambam'e güvenme. Seni yanlış yönlendiriyor."

"Biliyorum." Bambam hayal kırıklığıyla kıza döndü "on dakikadır tanıdığın birine nasıl inanırsın?" Jungkook zaferle gülümsedi.

"Az önce bizim şirkettekileri tanıtmaya kalktın." Lisa yüzünü buruşturarak kahkaha atma isteğini bastırdı. "CL ve Gd'yi nasıl karıştırabilirsin?" Jungkook kendini tutamayarak sesli bir şekilde kahkaha attı.

"Şimdi gidiyorum Jacksona söylemeye"

Bambam sesli bir şekilde nefesini verdi "ah sizi tanıştırmamalıydım. Nankörler." İkisinin gülen gözleri birbirini bulduğunda farketmişti genç adam.

Bu kızla yolları sürekli kesişecekti. "İyi ki tanıştırdın." diye mırıldandı daha sonra.

"Lis! Gitmeliyiz" kız ani bir hareketle başını sesin geldiği yöne çevirdi. Onu bekleyen Chaeyong'u farkedince gitme vakitlerinin geldiğini anlayarak Jungkook'a döndü. "Görüşürüz...Jungkook." Gülümseyerek baş selamı verdi genç adam. Ardından Lisa çıkana kadar arkasından baktı.

Farklı bir aurası var diye düşündü. İnsanı kendine çeken sıcak bir gülümsemesi ve her gülümsediğinde parlayan iri gözleri. Etkilndiğini inkar edemezdi.

"Sırıtmayı ne zaman kesersin?" Bambam'in sorusuyla kendine geldi. "Hı? Ne?"

"Hadi ama~ ondan hoşlandığını söyleme." Pekala etkilenmiş olabilirdi ama hoşlanmak şu anlık fazla erkendi. Daha iyilerini görmüştü öyle değil mi?

"Yok artık." Omuzlarından tutarak onu sarstı. "Dostum kendine gel."

"Telefon numarası var mı?"

Falling Again •Lizgguk•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin