∆Trois∆

2.6K 140 48
                                    


Ben sana inanmazdım
öyle güzel gülmeseydin

~¶~

Kum torbasına öyle bir vuruyordu ki. Bütün sinirini boşaltırcasına. Sanki karşısında en büyük düşmanı varmışçasına yumrukluyordu.

Box eldivenlerinin içinde darbe almaktan kızarmış aynı zamanda acı arsızı olmuş ellerini umursamadan, tüm hıncını biraz daha genç adamın yumruklarına dayanamayacak olan kum torbasından çıkarıyordu.

Çok değil birkaç saat önce çıktığı toplantının etkisi büyüktü onun bu hale gelmesinde.
Beyninde canlanan anılarında tabi.

Bunca zaman boşuna yaptığını sandığı meditasyon ilk defa biri işe yaramıştı. Öfkesini mükemmel şekilde kontrol etmişti.

Siyah saçları sırılsıklam olmuş, uçlarındaki su damlaları her hareketinde yüzüne düşüyordu Jeongguk'un.

Koca salonda yankılanıyordu yumruk ve nefes alış veriş sesleri. O ise kendini kaybetmişçesine hızını alamayarak geçirdiği son darbeyle zavallı torbanın içinden geçmişti.

Yaptığı şeyi farkedip durmuştu sonunda. Eldiveninin içinden sıyırdığı elini inceledi bir süre. Kötü görünüyordu.

Buna aldırış etmeden duş almak için banyoya yöneldiği esnada arkasından bir ses işitmişti.

"Yuh ama bu kaçıncı!" Jimin içinden kumların döküldüğü torbayı incelerken, Jungkook gitmeden önce "saymadım" diye cevaplamıştı.

"Kas yığını!" Jimin arkasından sinirle bağırdığında genç adamın banyodan gelen kahkaha sesleriyle göz devirmişti.

Jeongguk sıcak suyla buluşturduğu bedenini rahatlamışçasına yere yığmıştı. Parmakları artık acıyı hissetmeye başlamış, kasılan bedeni yumuşamıştı birazda olsa.
O an bütün acılarının fiziksel olmasını dilemişti içinden.

Uykusuzluklarının vermiş olduğu yorgunlukla kapanmamak için direnen gözlerini ağır çekimdeymiş gibi kapattıktan sonra bir süre öylece bekledi. Bekledi. Bekledi...

Düşünmeyi seviyordu Jeongguk. Özelliklede böyle yağmurlu gecelerde uzun uzun düşünürdü. Bu gün doğum günüydü. Aynı zamanda sonbaharın ilk günü.

Bugün yaptığı şey aklına geldi aniden. Aslında aklından hiç çıkmıyordu ki zaten. Sabahtandır içini kemiriyordu düşünmeden verdiği bu fevri karar.

Pişman olmak istemiyordu. Olmayacaktıda zaten. İkinci defa yamacına yaklaştığı bu uçurumdan, bu sefer düşmeyecekti.

Kader, bu genç adamın soğumuş kalbinde yıllanan defterin, bu gün ilk sayfasını açmıştı bile. Ama o sayfaların her bir satırında yazan isimden, Lalisa Manoban'dan nefret ediyordu Jeongguk.

Her şeyinin ilkini yaşadığı bu kadından nefret ediyordu.

~¶~

~¶~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Falling Again •Lizgguk•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin