Bölüm 22: Falling Again.
~¶~
Çıkmaz bir sokağa benziyordu hayatım. Bu öyle bir sokaktı ki, ne bir ev ne de bir çıkış yolu vardı. Gidebileceğim hiçbir yer yoktu. Yapabileceğim tek şey olduğum yerde durup birilerinin beni bulmasını beklemekti.
Kimsenin gelmeyeceğini bildiğim halde.
Çıkış yolunu bulmak benim elimdeydi her zamanki gibi, ama beni oraya koyanların çizdiği sınırlar çerçevesinde. Birilerini beklediğim süre içerisinde bildiğim tek şey her yolun iki tane sonu olduğuydu. Kötü olan ve daha az kötü olan. İkisi de aynı şeydi aslında.
Biri senin hayatını, öteki ise sen hariç herkesin hayatını mahfederdi. Her halükarda günün sonunda gözüne uyku girmeyen tek kişi sendin.
Hangi yolu seçeceğin konusuna gelirsek...bu, seni çıkmaz sokağa sürükleyen herkesin vicdanına kalmış bir durumdur. Evet yolu bulmak senin elindedir fakat, gideceğin yolu seçmek değil.
Ben buna özgürlük adı altında bir başkasının verdiği yaşama hakkı diyordum. Siz alışılmış çaresizlik olarak anlamakta özgürsünüz.
Birbirilerinin hayatları üzerine kumar oynanılan bir masada koltuğum vardı artık. 'Asla yapmam' çok büyük bir sözdü aslında. Altında kaldıktan sonra farkettim. Buz dağının görünen kısmı başlarda tehlikeli gelmese de, şu an oturduğum masada önümde konuşulan konulardan da anladığım kadarıyla ben o dağı çoktan aşmıştım.
"İmzala, bitsin."
Sadece kabullenmek istemedim onlar gibi olduğumu. Atladığım tek yer ise, onlar gibi olmak için eğitildiğimdi.
"Lalisa?"
Ne zamandır kitlendiğimi bilmediğim su şişesinden gözlerimi alarak düşüncelerimi bölen sesin sahibine, bay Choi'ye çevirdim bakışlarımı. Yeni kişisel menajerim henüz Japonya'dan dönmediği için kendisi bu toplantıda bana eşlik ediyordu.
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak kaşlarımı çattım. "Anlamadım?"
Hafifçe gülümseyerek durumu izah etmeye çalıştı. "Daldın galiba. Bayan Bo Kyung sözleşmeyi imzalamanı söyledi."
Kaşlarım gevşerken Choi'yi başımla onaylayıp önüme konan belgelerde göz gezdirdim. İki ay çok çabuk geçmişti. İki ay önce bunlara benzer kağıt parçalarını imzalarken hiçbir zaman sonu gelmeyeceğini sandığım bir tünele atmıştım kendimi. Sanki Jungkook o tüneldeymiş gibi balıklama atlamıştım hiç düşünmeden. Onu bulduğum zaman gün ışığına ulaşabileceğimi zannediyordum. İki ay önceki Lalisa bu günün hiç gelmeyeceğini sanıyordu.
"Jungkook imzalamış."
Başka birilerinin bu günü iple çektiğinden habersizce yaşıyordum.
Onun adının altına baktığımda dudaklarımı bastırarak çizgi haline getirdim. İmzasının belirginliğinden bile anlaşılıyordu onun atmadığı. Kalem kağıda bastırılmış ve özenle üzerinden geçilmişti. Onun imzası özensizdi ve yapan kişide bunun için uğraşmıştı.
"Al." Yanımdaki el bir kalem uzattığında dizlerimi sıkan parmaklarımı gevşeterek kalemi kabul etmiştim.
Bu reklam ilişkisi bitiyor diye değildi bu ruhsuz bedenimin pecmurde feryadı. Çünkü beni Jungkook'a bağlayan şey hiçbir zaman israf edilen bu kağıt parçalarına attığım ıslak imzalar olmamıştı. Ve yine tek hamlede attığım basit bir çizik ona olan aşkımı gölgelemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling Again •Lizgguk•
FanficLalisa ve Jungkook eskiden sevgili olan iki idoldür. 𝑳𝒂𝒍𝒊𝒔𝒂 𝑴𝒂𝒏𝒐𝒃𝒂𝒍❦︎𝑱𝒆𝒐𝒏 𝑱𝒖𝒏𝒈𝒌𝒐𝒐𝒌