seni seviyorum ve bu çok kolay.
Jungkook'un nerede olduğunu biliyordum.
Onu bu kadar iyi tanımak içimi kıpır kıpır ediyordu. İkimizin arasındakiler özeldi, biliyordum. Böyle bir şeyi kaybetmek istemiyordum. Böylesine özel bir iletişim şekli yakaladığım insanı, yanında huzurlu hissettiğim, beni her zaman anladığını hissettiğim ve onu anladığımı gösterdiğim sevgilimi kaybetmek bir kabus olurdu benim için. Korkunç bir kabus olurdu. Geceleri görmemek için uykuya dalınamayan kabuslardan olurdu. Bunu istemiyordum.
Beni kırmıştı, güvenim kırılmıştı ve içimde ona karşı şüphe oluşmasına sebep olmuştu. Hayatımın en güzel ve en özel yerine koyduğum aşkın yalandan ibaret olması ihtimali beni yıkmıştı.
Hiçbirini önemsemiyordum artık, hepsi geçmişti. Jungkook'a bakmak, onun yanında olmak ve ona onu sevdiğimi göstermek hepsini geçirmişti. Günlerdir onsuzdum, onu görememiştim bile. Günlerim cehennem gibi geçmişti ve ben, onsuz olmak istemediğimin tam olarak farkına varmıştım.
Taksiciye söylediğim ve camdan bakınca doğru yere getirdiğini tespit ettiğim yerde durduğumuzda adama ücreti ödeyip acele bir şekilde indim arabadan.
Jungkook'un burada olduğundan emindim.
Burası onun özel yeriydi. Beni buraya getirdiği günü hatırlıyordum. Özel yerini benimle paylaşmıştı. Buraya gelip yıldızları izleyip düşündüğünü söylemişti. Burada sevgili olmuştuk. Bütün şehri ayaklarımızın altındaymış gibi hissettiren tepe, bizim için özeldi.
Uçurum kenarına doğru yükseldiğimde Jungkook'u gördüğümde gülümsememi engelleyemedim. İşte buradaydı. Kenarda oturuyordu, dalmıştı. Düşüncelerini okuyabilmek istedim o an.
Yanına yaklaştığımı bile duyamayacak kadar düşünceler alemine giriş yapmış olmalıydı. Ayağımın altındaki taşlar ses çıkarıyordu ama hiçbiri Jungkook'a ulaşmıyordu sanki. En sonunda hemen yanına oturduğumda beni fark edebilmiş ve irkilmişti. Düşüncelerin arasından bir nebze çekip almıştım onu.
"Mina?" dedi şok içinde. "Ne işin var burada?"
"Burada olduğunu tahmin ettim." dedim gökyüzüne bakarken. "Yanına gelmek istediğimi söyledim sana ama bana cevap yazmadın."
Derin bir iç çekerken sessiz kaldı bir süre.
"Bunu yapma." demesiyle gözlerimi gökyüzünden çekip Jungkook'a bakmıştım.
"Neyi?"
"Sana mümkünmüş gibi daha çok aşık oluyorum Mina." dediğinde kalbimin teklediğini hissettim. Onun tarafından sevilmek gerçekten çok güzel hissettiriyordu. "Sana bağlanıyorum, beni bırakmamanı isteyeceğim senden yine... Senden bunu istemek istemiyorum."
"Seni bırakmak gibi bir niyetim yok." dedim ve gülümsedim. Gözlerimin içine baktı ve durdu bir süre.
"Mina sana söyledim. Ben seni hak-"
"Beni hak etmiyorsun. Sadece nefreti hak ediyorsun. Bunları mı söyleyecektin yine?" dedim hızla sözlerini keserek. "Ben de sana söyledim. Sevgimi hak ettiğini ve benim de seni hak ettiğimi." diye eklediğimde kucağındaki ellerini ellerimin arasına aldım. "Çok yorulmadık mı sence de? Tüm yaşanan iğrenç şeyleri arkamızda bırakıp birbirimize sahip olmanın tadını çıkaralım sadece."
"Ya seni yine üzersem?"
"Jungkook artık aramızda gizli saklı bir şey yok değil mi?" diye sordum ve baş parmağımla elini okşadım.
Kafasını sağa sola sallarken, "Yok." dedi fakat gözlerini kaçırdı. Bunun sebebini ise çok iyi biliyordum. Ses kaydı aklına gelmişti. Gözlerime bakmakta zorlanıyordu.
"Öyleyse sorun da yok. Birbirimizi üzeceğimiz tek an, tartıştığımız zamanlar olur. Günün sonunda birbirimize sarıldığımız sürece sorun değil." dediğimde gülümsedim. Liseden kurtuluyorduk, çok güzel hayallerim vardı ve hepsini Jungkook ile gerçekleştirmek istiyordum. "Günün sonunda birbirimize sarılmayı reddedersek, birimiz küs uyumamıza izin verirse ve sevgimizin bittiğini hissedersek o zaman ayrılmayı aklımıza getiririz..." Bunların gerçekleşmeyeceğinden emindim. "Fakat şimdi bunun gerçekleşmesini istemiyorum ben Jungkook. Seni bulmuşken kaybetmek istemiyorum. Bu kadar hızlı bir şekilde kaybetmek istemiyorum."
"Sana olan sevgim bitecek gibi değil ki benim..." derken ne ara düştüğünü anlamadığım bir damla yaşı sildi yüzümden Jungkook. "Bitmesini istemiyorum."
"Ben de istemiyorum." dediğimde sonunda gülümsedi Jungkook. Güzel gülümsemesini görmeyeli uzun zaman oluyordu. Bu görüntüyü çok özlemiştim. Gerçekten çok... "Öyleyse neyi düşünüyoruz hala?"
"Sadece korkuyorum." dediğinde derin bir nefes verdim, onun da gözleri dolu dolu bakıyordu. İki tane ağlak çocuklardan başka bir şey değildik biz kesinlikle.
Daha fazla durmaya, düşünmeye ve aynı şeyleri konuşmaya sabrım yoktu. Bu nedenle beklemeyi kesip özlemden kavrulan dudaklarımı onunkilerle birleştirdim. Gözlerim kapalı bir şekilde özlediğim tadı hissederken yeniden, Jungkook da karşılığımı hemen vermişti. Bunun verdiği huzur ve mutluluk ile içim kıpır kıpır olurken bir de bunlara hasret kaldığım şeye yeniden kavuşmanın duygusu ekleniyordu. Jungkook'a kavuşmanın.
Dudaklarımızın birlikteliği huzur ve özlem dolu, yavaş ama tutkuluydu. Uzun bir süre de böyle devam etti. En sonunda nefes alma ihtiyacıyla birbirimizden ayrılmak zorunda kalmasak, bir süre daha da öyle giderdi.
Ayrıldığımızda gözlerimi açtım ve gözlerine bakmak istedim ama Jungkook'un ıslanmış yanaklarla gözleri kapalı bir şekilde öylece beklediğini görmüştüm.
Sonunda açtığında gözlerimiz buluşmuştu. Jungkook'un bir şeyler söylemesini beklerken, beklediğimin aksine beni hızla kendine çekip sımsıkı sarılmıştı. Kollarım beline dolandığında gülümseyip kafamı göğsüne bastırdım. Kalbi çok hızlı atıyordu. Tıpkı benimki gibi.
"Jungkook elimi bırakma." dedim, ben bunu söylerken saçlarıma öpücüklerini bıraktı. "Ben her şeyi unuttum tamam mı? Sadece seninle olmak istiyorum."
"Elini bırakmak isteyen kim ki?" derken derin bir iç çekti. "Sadece seni hak etmediğimi düşündüm fakat sevgilim oldukça inatçı çıktı."
"Evet öyle... Ayrıca sevgilinde öfke sorunları da ortaya çıkmaya başladı. Sürekli hak etmekle ilgili konuştuğun için olsa gerek." dediğimde kıkırtısını duydum.
"Mina..." dedi biraz vakit geçtikten sonra. "Seni çok seviyorum."
"Ben de..." dedim ve sarılmayı kesip yüzüne bakmak istedim. Gözlerimiz buluştuğunda dudaklarına bir öpücük daha kondurdum. "Ben de seni çok seviyorum."
Sevgili olduğumuz bu yerde, ay ışığının altında defalarca kez birbirimizi öpüp aşkımızı dile getirmiştik. Hayatımda sahip olduğum en güzel şeyin, güçlendiğini hissettiğim gündü bugün. Bu şeyi kaybetmemeyi defalarca dilerken içimden, Jungkook'un gözlerine bakmıştım.
Onu seviyordum, başka hiçbir şeyin önemi yoktu.
***
umarım keyifle okumuşsunuzdur.🤍
öpücük 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
505 • jjk
Fanfiction"Senden nefret ediyorum," dedi çocuk, sert bakışlarını nefret edildiğini duymamışçasına gülümseyerek onu izleyen kızdan çekmezken. Gitmesini istiyordu çocuk çünkü kızı görmezden gelmek çok zordu onun için. Kız ayaklanmadan önce gülümsemesini yüzünd...