Bugün günlerden ne olduğunu bile bilmiyorum. Hayatım herkesin hayatı gibi kal, yemek ye, okula git, dersi dinle, otobüsüle eve gel, sonra uyu ve bu hep böyle tekrarlanıyor. Okuldanda hiç hoşlanmayan bir insanım bir arkadaşım bile yok. Aslında benimle konuşmaya çalışıyorlar ama ben hepsinden uzak durmak istiyorum ve yine şimdi aynı şeyleri yaşıyorum daha yeni kalktım ve elimi yüzümü yıkayacak kadar üşeniyordum.
"Rüya kızım kahvaltı hazır. Seni bekliyoruz!"
"Tamam anne geliyorum."
Yataktan kalkacak kadar yorgun hissediyorum kendimi. Acaba annemlere söyleyip bugün okula gitmesemiydim. Kendimi acayip kötü hissediyorum. Ama yinede kalkıp lavaboya gidip aynaya kendi yüzüme baktım. Kendimden çok ireniyordum bu suratımı görünce bir kendime bakıyordum birde benim yaşıtlarıma.
"Rüya hadi ama kızım çayın soğuyacak!"
Tamam anne geldim"
Yüzümü hızlıca yıkayıp havluyla kurulayıp merdivenlerden aşağı indim. Burnuma annemin kahvaltıda yaptığı yemekler mis gibi geliyordu. Ama nedense hiç iştahım yoktu.
"Anne babam nerde. Kahvaltı yapmadan mı gitti."
"Evet kızım bugün işi baya yogunmuş ondan erken girmek zorunda kaldı. Hadi kahvaltı et sen."
"Hiç yemek istemiyorum anne. Hiç iştahım yok."
"Kızım hiç kendi yüzünü görüyomusun. İnsanlıktan çıkmışsın bu ne hal!"
"Bilmiyorum anne."
"Senin zaten bu dünyada bildiğin ne var ki!"
"Bu hayatta bildiğim tek şey hiçbir şey bilmemem."
Annem bana öyle bir acımış gibi bakıyoduki annemi görünce bende kendi halime acıyodum. Her geçen gün bu dünyaya karşı bir şey hissetmiyordum. Her geçen gün bu dünyadan yok olmak istiyordum. Sonra annemi öyle görünce kahvaltıya oturdum. Biraz atıştırdım. Sonra annemin telefonu çaldı. Arayan babamdı. Annemle kısa bir görüşme yaptı. Annemin suratı asık bir şekilde
"Rüya kızım sana üzücü bir haberim var!"
Şok içinde anneme baktım. Acaba ne olabilirdi. Beynimin içinde o kadar senaryo vardı ki o an bir saniyeline bile olsa kabimin durduğunu hissediyorum.
"Ne oldu anne kötü birşey mi oldu. Babama birşey mi oldu!"
"Endişelenme kızım babanla konuştum. Babana birşey olmadı. Ama baban işleri bir aydan az sürede İstanbul'dan gitmek zorundayız."
O an ne hissettiğimi bile bilmiyordum. Bütün duyu organlarımı kaybetmiştim. Babam Türkiye çapında bilindik bir yazar. Hep iş teklifleri alırdı ama kabul etmezdi şimdi ne oldu. Niye kabul etti. Tamam sevmiyorum okulumu da evimide ama ben burada doğmuştum ben buraya İstanbula aittim. Ne olursa olsun istemiyordum başka bir yere gitmeyi.
"Hayır!"dedim anneme biraz bağırarak.
Annem şok içinde."Rüya sen kendinde misin?" dedi.
Bir daha "Hayır!" dedim.
Annem ise " Rüya sen hep demezmiydin ben bu okulu sevmiyorum ben bu evden bunaldım başka yerlere gitmek istiyorum şimdi ne oldu?"
"Anne ben öyle desem bile ne dediğimi farkında bile değildim ama ben bu hayata alıştım artık yeni bir düzen istemiyorum."dedim gözümden bir damla yaş akarak.
Hemen odama gittim ve bugün okula gitmek istemiyordum ve bunu anneminde anlayışla karşılayacağını biliyordum.Odamda girip sadece ne yapacağıma düşünüyordum odamdan saatlerce çıkmadım ve saat 20.39 olduğunu gördüm. Birden bire odama birisi tıkladı, tıklayan babamdı. Yanıma yavaşça gelip" kızım iki dakika konuşalım ne dersin."dedi. Hiç ses çıkarmadan. Başımı salladım.
"Tabiki konuşalım baba."dedim
"Kızım anlıyorum seni annem anlattı bana olayı gelmek istemediğini söyledi ama bu benim için çok büyük bir avantaj nolur sende beni anla sana söz veriyorum herşey çok güzel olacak. Yeni arkadaşlar edineceksin hem belki orası sana daha iyi gelir neden dersin"dedi bana acınarak.
Babamı üzemezdim. Her zaman ben ne istersem yapardı şimdide o benden birşey istedi ve ben de onu üzemezdim. Kendimi toparladım ve " Tamam baba gidelim hem belki orası bana daha iyi gelir." dedim.
Yanıma yaklaştı ve anlıma bir öpücük kondurdu "Hadi yat zaten şimdi gitmiyoruz gitmemize daha bir ay var ve yarın okuna git güzel kızım tamam mı? Hadi iyi geceler"dedi.
"Tamam bana sanada iyi geceler."dedim.
Sonra elime küçüklüğümden beri yazdığım günlüğü alıp yazmaya başladım." Sevgili günlük" diye başladım." Bugün hiç beklemediğim bir anda yine sabah kalkıp okula hazırlanacaktım ki babam annemi aradı. Annemin yüzünün asıldığını gördüm. Sonra içime kurt düşmüş gibi birşey oldu. Babam anneme İstanbul'dan taşınacağınızı söyledi. İlk başta inanmadım. Çünkü babam gelen bütün teklifleri reddediyordu. Sonra babam yanıma gelip her şeyi kendi ağzından söyleyince tabi inandım. Bana gitmem lazım bu benim için çok büyük bir teklif diyince tabiki onu kıramazdım. Ama babamın anlatığından sonra pek üzülmedim belki orası bana daha iyi gelcekti. Nereye gidiyormuşuz biliyormusun İngiltere'ye gerçekten nasıl hissettiğimi bilmiyorum.Ama yinede içimde bir sıkıntı vardı. Sanki her an birşey olacak gibi."yazdım ve sonra günlüğü kapatıp masanın üzerine bıraktım. Yatağıma geçip bekli bu benim için daha iyi olur diyip uyuya kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Durak
Teen FictionSadece buluştukları ilk duraktan sonra hayatının ne kadar değişeceği aklının ucuna bile gelmeyen ölümlerle dolu bir hikaye... Unutma mesafeler değil hisler uzaktır:)