Selam canlarım .
Yeni kurgumuzun ilk bölümünü an itibariyle paylaşmış bulunmaktayım.Bol bol yorum yapıp destek olmayı unutmayınız canlarım
İnstagram: @_ilknurcelk
Tumblr: @Consufedcat
Twitterde 49.Mahkum # ile kitaba destek olabilirsiniz. Yapacağınız paylaşımları merak ile bekliyorum.
♪ Sezen Aksu - Küçüğüm
♪ Sezen Aksu- Yalnızlık Senfonisi
♪ Bulvar - Mutluyum Mutsuzluklarımla1. İZ BIRAKAN
Merdivenleri çıkarken üzerimde yılların verdiği yorgunluk hissi vardı. Sahi üzerimden hiç kalkmamıştı ki.
Bağırış sesi geldiğinde artık şaşırmıyordum. Ya kavga eden kadınlar ya da esaretlerini alan insanlara karşı savrulan hakaretler veya isyanlar oluyordu. Burası neresi mi?
Bir cezaevi.
Pardon insanların - masum - hayatını, umudunu, yaşamını çalan dört duvar arası yaşam. Ya da gerçek suçluları hak ettikleri yere sürgün eden, dört duvarı olan yaşam yeri.
Küçüklüğümün acı çığlığı bir kez daha kulağımı tırmalarken çıktığım merdivenlerin trabzanlarına tutunup yavaşça taştan olan mermere oturdum.
Benim ruhum ışık almayan iki odası olan soğuk ve rutubet kokan evin salonunda kilitli kalmıştı. Anahtarı ise kaybolmuştu.
Kaybedeli o kadar uzun zaman olmuştu ki artık nerede kaybetmiş olduğum ihtimalini bile kestiremiyordum. Kestirmeye de gerek duymuyordum. Buradan çıktığım da 50 yaşıma varmış olacaktım. Belki de o yaşıma kadar yaşamımı sürdüremeyecek ve ruhumun anahtarını bulamadan öylece ölecektim.
Hayattan hiçbir zevk alamadan. Ürkek ve yüreksiz bir şekilde kaderimin yaşama anını sona erdirecektim.
Baş ağrım gittikçe daha da artmaya başlıyordu. Çevrem hafiften dönmeye başladığın da artık midem de bulanıyordu. Ancak midem boş olduğu için boşaltabileceğim besinde yoktu.
" Yardım edin," diye güçsüz bir şekilde bağırdığım da hafif dönen çevrem daha şiddetli dönmeye başlamış ve yerini karartıya bırakmıştı.
O karanlık beni içine çektikçe yolumu kaybetmeye başlamıştım.
⛓ ⛓ ⛓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
49.Mahkûm
Teen Fiction* Wattpade yayımlanan 49. Mahkûm adlı ilk hikayedir.* "İlaçların yan etkisi olup olmadığını nereden bileceğiz? Ya da doğru ilaç olup olmadığını." Kubilay'ın dudaklarında belli belirsiz bir gülüş yer almıştı ancak bu gülüşün içinde birçok acıyı barın...