3.ZEHİRLİ KABUSLAR ⛓

25 6 0
                                    

Bol bol yorum yapıp destek olmayı unutmayınız canlarım

İnstagram: @_ilknurcelk

Tumblr: @Consufedcat

Twitterde 49.Mahkum # ile kitaba destek olabilirsiniz. Yapacağınız paylaşımları merak ile bekliyorum.

 Yapacağınız paylaşımları merak ile bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ahmet Hatipoğlu - Kendi Düşen Ağlamaz

Sezen Aksu - Her Şeye Rağmen 

3. ZEHİRLİ KABUSLAR

Üçümüz de oturma odasındaki koltuklara dağılmıştık. Eymen elinden düşürmediği telefonu ile ilgileniyordu. Bazen lavaboya bile gittiğinde telefonu ile gidiyor mu düşüncesini zihnimden atamıyordum.

Kubilay ise dünküne göre bakışları sertleşmişti. Hatta bir an güvenmemem gerektiğini düşünsem de daha sonrasında yapısının böyle olduğunu fark etmiştim. Benimle konuşunca bakışları az da olsa yumuşuyordu.

Kubilay dizinin üzerinde duran yeşil kabın içindeki meyveleri doğruyordu.

Evet her ne kadar bu işi yaparken meyveler bakışlarının soğukluğundan dolayı buz tutacak gibi dursa da Kubilay bir sanatçı gibi elmayı soymaya devam ediyordu. Kemikli ince uzun parmaklarını bıçak tutunca çok güzel duruyordu. Acaba kendisi bunun farkında mıydı?

Saçları kahverengi tonuna sahip fresh cut kesimdi ve itiraf etmeliyim ki ona çok yakışmış ve ayrı hava katmıştı. Burnu ise kalkıktı ve buradan Karadenizli olmadığını anlamıştım. Yoksa burnu bu kadar kusursuz olamazdı. Giydiği siyah tişört ile geniş omuzları daha ince duruyordu ancak elmayı soyarken vücut yaptığı beli oluyordu. Kasları şişiyor damarları belirginleşiyordu. Bakışlarımı ondan çekip geri haberleri izlemeye devam ettim.

En azından gündemden biraz haberdardım. Ama yine de dış dünyayı bilmiyordum.

Eymen elindeki telefonu bırakmıştı.

"Hayrola şarjın bitti; yoksa artık telefonun sana küfür edip, kendini mi kapattı? " Eymen gülümsemeye başladığın da " Hiçbiri," demişti.

"Sıkıldım ya bir şeyler mi yapsak?" Kubilay doğradığı elmayı bıçağa batırıp bana uzatmıştı. Teşekkür ederek elmayı aldım.

Aynı şekilde Eymen'e de vermişti.

"Yemin ediyorum annem gibi hissetim. O da akşamları bir araya gelince meyve doğrayıp aynı şekilde verirdi," diyerek kahkaha atmıştı.

49.MahkûmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin