FELİX

1.6K 135 264
                                    

Okul çıkış saati gelmişti hızlıca kitaplarımı çantama koyup, sıradan kalkıp hızlı adımlarla sınıftan çıktım.

Kd: HEY BENİ BEKLE!

Kang-dae'yi duymamazlıktan geldim ve hızla koşmaya başladım. Otobüs durağına geldiğimde otobüs çoktan gelmişti. Otobüse binip bir yere oturup soluklandım camdan dışarıya baktım ama Kang-dae yoktu belli ki beni takip etmemişti beni takip etmediğini anladığımda içim rahatlamıştı ben de kulaklığımı takıp ineceğim durağı beklemeye başladım.

15 dakika sonra eve gelmiştim ve hala çok gergindim.

Jh: Hoş geldin tatlım yeni okulun nasıldı birileriyle tanıştın mı?

Annem gergin olduğumu anlamasın diye yapmacık bir gülümseme ile;

F: Ah şey evet güzeldi herkes çok cana yakındı bir kaç kişiyle tanıştım.

Tabi ki yalan söyleyecektim annem ile babamın benim yüzümden üzülmesini istemiyorum.

Jh: Bu harika üstünü değiştir yemek yiyelim.

Başımı tamam anlamında sallayıp odama gittim. Üstümde ki üniformayı çıkardım ve karnımda ki kesik yara izine dokundum. Aynaya yansıyan bedenime göz gezdirdim üniformamı tekrar giyip odamdan çıktım.

Jh: Yemek hazır- neden üstünü değiştirmedin?

F: Üzgünüm anne yemek yemeyeceğim duş alacağım çok ödevim var onları yapıp hemen uyuyacağım bu gün çok yoruldum.

Jh: Ah pekala bebeğim.

Banyoya girip soyundum ve soğuk suyu açtım ve kendimi temizlemeye başladım ardından sıcak suyu açtım, tekrar kendimi temizlemeye başladım.

F: Git artık.

Bir kaç dakika sonra duştan çıkıp odama gittim. Annem masama yemek bırakmıştı hiç iştahım yoktu ama eğer yemezsem benim için endişelenirdi bu yüzden yemeği yedim ve ödevlerimi yapmaya başladım. Ödevlerimi yaptıktan sonra kulaklığımı takıp uyumaya çalıştım ama uyuyamadım bu yüzden kitap okumaya karar verdim ve kitabı okurken uyuya kaldım.

Sabah olduğunda üstümü giyinip kahvaltı yapıp evden çıktım ve okula gittim. Okulun bahçesine giren kapının orada durdum ve her zaman ki gibi çok gergindim bu gün istesem de istemesem Kang-dae'yi görecektim. Kapıdan girdim ve sınıfıma doğru gittim sınıftan içeri girdim ama Kang-dae yoktu belki de bu gün okula gelmemişti. Oturduğum sıraya doğru gittim ama başka birisi oturuyordu kafasını sıraya koymuştu onun yanına gittim ve;

F: Hey orası benim yerim.

Kafasını kaldırdı biraz uykulu gibiydi.

- Kör müsün önümdeki sıra boş.

F: Kalkar mısın?

- Hayır beni rahat bırak.

Kafasını tekrar sıraya koydu.

F: Kalk dedim

Kafasını aniden kaldırıp ayağa kalktı ve üstüme doğru yürümeye başladı kulağıma doğru eğildi.

- Kucağıma oturmak ister misin?

Kafamı hemen eğip onun önündeki sıraya oturdum ve hemen kapıdan içeriye Kang-dae girdi ve içimde bir karamsarlık hissettim gözümün içine baka baka sırıtıyordu. Hemen yanımdaki sıraya oturdu daha sonrasında zil çaldı ve içeriye hoca girdi.

- Günaydın çocuklar bu gün aramıza yeni birisi daha katıldı. Kendini tanıtır mısın lütfen.

Benim sırama oturan çocuk kalktı.

H: Adım Hyunjin. Umarım bu kadar yeterlidir.

Daha sonrasında yerine tekrar oturdu önümdeki kızlar onun hakkında konuşuyordu.

- Ah çok yakışıklı erkek arkadaşım olsun istiyorum.

- Evet çok yakışıklı sevgilisi var mı acaba?

Onları boşverip kitaplarımı çıkardım ve dersi dinlemeye çalıştım aradan biraz geçti ve öğle saati gelmişti sınıftan çıktım okula ilk geldiğimde okulu gezememiştim bu yüzden okulu gezmeye başladım ve okulun arkasına gittim boş görünüyordu sağ tarafıma döndüm ve bir kaç kişi sigara içiyordu.

- Hassiktir bizi gördü ne yapacağız.

Aralarından bir tanesi arkasını dönüp bana baktı bu sınıfa yeni gelen çocuktu. Bana doğru yürümeye başladı.

H: Adın ne?

Onun yüzüne bakmamaya çalışıyordum.

F: Felix.

H: Neden yüzüme bakmıyorsun? yüzüme bak.

Kafamı yavaşça kaldırdım ve onun yüzüne baktım.

H: Felix gördüklerini kimseye söyleme tamam mı yoksa sana kötü bir hediye vermek istemem.

Kafamı tamam anlamında salladım. sigara dumanını çekip yüzüme doğru üfledi öksürmeye başladım o da arkasını dönüp gitti diğer çocuklar ise bana gülüyordu. Daha sonrasında sınıfa çıktım sınıf boş görünüyordu içeri girdim ve Kang-dae'yi gördüm üzerime doğru yürüdü tam gidecekken kolumu tuttu.

Kd: Nereye gidiyorsun?

Cevap vermedim.

Kd: Dün beni beklemeden gittin hâla eskisi gibi aptalsın ertesi gün karşılacağımızı aklına getiremedin mi?

Yüzüne bakmıyordum. Bir eliyle çenemi tutup kafamı kendisine doğru çevirdi. Biraz yüzümü inceledi yüzü yüzüme çok yakındı nefesini hissedebiliyordum.

Kd: Vücuduna bıraktığım izler duruyor mu?

SONSUZLUK [HYUNLIX]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin