Seul'e gelmiştim. Yoldayken Hyunjin'i arayp, Da-eun ile beraber olacağımı söylemiştim.
Eve gitmeden önce Han nehrine gittim. Bir süre orada oturdum ve olanları düşündüm.
Sindiremiyordum, gerçekten sindiremiyordum. Ellerimile yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. O sırada yanıma küçük bir kız çocuğu geldi.
— Anneni ve babanı mı kaybettin?
Kız bunu söyleyince daha çok ağlamaya başladım.
— Polise git onlar sana yardım eder.
Ağlamaya devam ettim. Küçük kız, küçük elleriyle sırtıma dokundu.
— Ağlama. Onları bulup yanlarına gideceksin.
F: Ya-yanlarına mı gideceğim?
Kız kafasını evet anlamında salladı.
Kıza doğru döndüm.
F: Kaç yaşındasın?
— 5
Sırıtttım.
F: Annen ve baban nerede?
— Oradalar.
Eli ile işaret ettiği yöne baktım. Annesi ve babası oturmuş gülerek sohbet ediyorlardı.
F: Ne kadar şanslısın.
— Niye?
Kızın annesi ve babası, kıza seslendi.
— Gitmem gerek.
Ve koşarak uzaklaştı. Nehire doğru döndüm.
F: Şanslısın çünkü...bir ailen var.
Artık gitme vaktim gelmişti. Han nehrinden ayrılıp evin yolunu tuttum.
Bir süre sonra eve gelmiştim. Anahtar ile kapıyı açtım. İçeri girdiğimde Hyunjin'in biri ile konuştuğunu duydum.
H: Hyung biraz daha hızlı olamaz mısınız?!
Sadece Hyunjin'i duyabiliyordum.
H: Sakin mi olayım?! Nasıl?! Nasıl sakin olmamı bekliyorsunuz?! Felix'in annesinin ve babasının katili bu kadar rahat bir şekilde dışarıda dolaşırken nasıl sakin olayım hyung?! Kang-dae'yi hemen bulmanız gerekiyor! Yalvarıyorum daha hızlı olmaya çalışın...yalvarıyorum!
Etraftan tutuna tutuna Hyunjin'in yanına gittim.
F: Ne dedin?!
Hyunjin'in arkası bana dönüktü. Bir anda bana döndü ve yüzü bembeyaz kesildi.
H: Felix?!
Telefonu kulağından indirdi.
H: N-ne zaman geldi-
F: Az önce ne dedin?!
H: Be-ben-
Gözlerimden ateş fışkıracak gibiydi.
F: ONU... ONU SİKECEĞİM VE BANA ÖLMEK İÇİN YALVARACAK!!!
Hyunjin direkt yanıma geldi ve beni tuttu.
H: Feli-
Hyunjin'e sert bir bakış attım.
F: BIRAK BENİ! BENDEN NASIL BÖYLE BİR ŞEYİ SAKLARSIN?!
H: Felix özür dilerim. Be-ben-
F: ÖZÜR MÜ DİLİYORSUN?! HYUNJİN NASIL?!... NASIL BENDEN BUNU SAKLAYABİLİRSİN?!
H: Onu onu bulacağım ve yaptıklarının bedelini ödeteceğim!
F: Sen mi ödeteceksin?!
H: Felix söz veriyoru-
F: Bedelini ben ödeteceğim ve sen karışmayacaksın bile! Anladın mı?!
H: Sen mi? Hayır buna izin veremem!
F: Öyle mi?!
H: Sana zarar gelsin istemiyorum.
F: Zarar mı?! Başıma daha ne gelebilir ki!?
Hyunjin bana hüzünle bakıyordu.
F: KANG-DAE'Yİ BULACAĞIM VE SEN HİÇ KARIŞMAYACAKSIN!
Yatak odasına doğru gittim ve Hyunjin'de peşimden geldi.
H: Ne yapıyorsun?!
Cevap vermiyordum. Dolaptan bir çanta çıkardım ve kıyafet doldurmaya başladım.
H: Felix sana diyorum!
Kıyafet doldurmaya devam ediyordum. Hyunjin yanıma geldi ve bileklerimi tuttu.
F: BANA ENGEL OLMA!
H: NE YAPIYORSUN FELİX?! EVDEN Mİ GİDECEKSİ-
F: EVET...EVET GİDECEĞİM! ANNEMİN VE BABAMIN KATİLİNİ BENDEN SAKLAYAN BİRİ İLE AYNI EVDE KALACAĞIMI MI SANIYORDUN?!
H: BEN SENİN İYİLİĞİN İÇİN YAPTI-
Hyunjin bileklerimi tutmaya devam ediyordu. Bileklerimi ondan kurtarıp;
F: SAKIN HYUNJIN...SAKIN BENİ DURDURMAYA ÇALIŞMA! HATTA ELİNDEN GELİRSE GÖZÜME DAHİ GÖZÜKME!
Hyunjin geriye doğru adım attı.
H: Sen...sen burada kal, be-ben giderim.
Arkasını dönüp yanımdan ayrıldı. Kapı sesi gelince, çığlık atıp etrafı dağıtmaya başladım.
F: OROSPU ÇOCUĞU! OROSPU ÇOCUĞU!
Şiddetli bir şekilde ağlıyordum ve etrafı dağıtıyordum.
F: SENİ GEBERTECEĞİM KANG-DAE!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUK [HYUNLIX]
FanfictionBu benim ilk ficim, fic okumadan fic yazdım umarım beğenirsiniz ( ficin nasıl okunduğunu bile bilmiyorum :D)