Emir her zamanki yerinde sessizce oturuyor, yemek yiyor. Sonra bir anda kalkıp su aldı ve içmeye başladı.
Sedef: Emir, ablacığım geldin mi? Anne bak ,Emir gelmiş. Teyze, bak! Emir geri gelmiş. Kardeşim geri gelmiş!
Emir: Seni çok özledim ablacığım.
Ona koşarak sarılacağım sırada bir anda elleri kayboldu.
Sedef: Emir, iyi misin ablacım? Neler oluyor?
Emir: A-Abla e-elim neden... A-Abla kurtar beni! Nolur, gitmek istemiyorum.
Sedef: A-Ablacım...
Ben feryatlar içinde gözyaşları dökerken mutfaktaki kalabalık arttı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu galiba. Neden Emir'i göremiyorlar? Neden onu kurtarmıyorlar? Yine mi onu kurtaramayacağım? Emir'in bedeni ve sulu gözleri yavaş yavaş gözümün önünden kaybolurken heryerimde karıncalanmalar, beynimin uyuşması, ellerimin titremesi, boğazımda düğüm, yine onu kurtaramamanın verdiği üzüntü, ölüyorum galiba öyle olsa gerek... Omuzlarımda müthiş bir ağırlık ve yalnızlık hissi... Teyzemin ağlama sesleri, merak duygusunu oldukça net bir şekilde yansıtan fısıldaşmalar, ambulansı arama sesleri... Bir süre sonra gelen siren sesleri kulağımda çınlıyor. Öldüğümü hissediyorum, gözlerim gidip geliyor. Artık gerçekten gözlerimin önünde kapkaranlık boşluktan başka bir şey yok. Canım acıyor, kolumda müthiş bir acı var. Galiba serum iğnesi... Ama neden normalde sivrisinek ısırığı kadar bile acıtmayan iğne bu kadar büyük bir acı veriyor? Neden bu kadar çok acı veriyor? Neden canım çok yanıyor? Galiba gerçekten ölüyorum... Yoksa Emir'i nasıl kısa bir süre de olsa görebilirim? Gerçek mi bunlar? Rüya mı yoksa? Hayır, canım gerçekten çok acıyor. Gerçek bu... Ayrıca annemin ve teyzemin feryatları kulaklarımda yankılanıyor. Onları duyabildiğime eminim. Kollarımda büyük bir acı var galiba. Aslında bu acının tam olarak nereden geldiğini anlamıyorum. Karnım, başım, kolum, bacaklarım... Bütün vücudum ağrılar içinde kıvranıyor. Acaba ben bütün bunları yaşarken dışarda neler oluyor? Emir'i tekrar görebilecek miyim? Eğer onu tekrar gorebilirsem bu acılar umurumda bile olmaz. Deliriyorum galiba. Doktorların sesi, ağır bir hastane kokusu, dışarıdan gelen fısıldaşmalar, bağrışmalar... Şu an doktor galiba dışarı çıktı. Neden hala göremiyorum? Yaşadığıma eminim. Hala duygularım ve düşüncelerimle baş başayım. Her yerimde müthiş bir ağrı... Canım çok yanıyor. Annemin sesleri yakınlaşıyor. Galiba iyiyim artık. Galiba iyileştim, düzeleceğim... Ama artık yaşamayı isteyip istemediğimden emin değilim. Artık annemin sesi gtam anlamıyla kulaklarımda. Eminim, annemi içeri almışlar. Gözlerimi aralamak içi çok çaba harcıyorum. Evet, sonunda başardım! Artık görebiliyorum. Biraz bulanık fakat yine de daha iyi. Buna eminim, annem karşımda. Bana bir şeyler söylüyor. Ama anlayamıyorum. Neden sesi çok boğuk geliyor? Şu an sesi netleşmeye başladı. Evet, artık onu duyabiliyorum. Ağlıyor!?
Mehtap: Kızım, iyi misin? Neler oluyor?
Hala aynı bitkinlikte ve bu beni hala üzüyor.
Sedef: A-Anne?
Mehtap: Kızım, iyi misin?
Sedef: A-Anne, b-ben ö-ölüyorum galiba.
Mehtap: Hayır, kızım iyisin sen!
Tam o sırada yanımdaki koltukta oturan ve bana sinirli gözlerle bakan ama yüzünün masumluğu hala yerinde olan Emir'i gördüm. Fakat bu beni korkutuyor yinede. Konuşmakta zorlanıyorum. Boğazım yine düğümlendi.
Sedef: A-Anne! Korkuyorum.
Mehtap: Neden korkuyorsun kızım?
Sedef: G-Görebiliyorum.
Mehtap: Neyi görebiliyorsun?
Sedef: E-Emir'i...
Mehtap: Emir mi? Nerede?
Sedef: K-Koltukta oturuyor. N-Neden?..
N-Neden siz onu göremiyorsunuz? N-Neden?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜM NOKTASI
Teen FictionSevdiği birini kaybetmesi ile hayatı mahfolan bir kızın hikayesi...