İHANET

15 3 4
                                    

Koridordan yatak odasına kadar uzanan ayakkabılar, kıyafetler ve takılardan oluşan bir yol gördüm. Ağzım açık kaldı, yavaşça kafamı anneme çevirdim. Annemin gözlerindeki nefret ve aldatılmanın verdiği üzüntüyü resmen okudum. İçeriden gelen iğrenç sesler midemi bulandırırken birden odadan ayaklanma sesleri geldi. Ayak seslerinin geliş hızına bakılırsa bu babamdı ve gerçekten endişeli bir ruh hali vardı. Annemin yavaş yavaş istemsiz olarak sinir ve üzüntünün sebep olduğu gözyaşları, süzülmeye başladı. Olacakları düşünürken bir anda benim de gözyaşlarım akmaya başladı. O sırada ayak sesleri bir anda yavaşladı ve kesildi. Kapı yavaşça aralandı sonra babamın yüzü yavaşça aralanan kapının ardında belirdi. Kolları ile arkasındaki kadını korumaya çalışıyordu. Artık, o an duyduğum nefretten mi bilmiyorum ama, onun gibi bir babamın olmadığını ve bana göre onun bir yabancıdan farksız olduğunu düşünüyordum. Özellikle henüz Emir'in ölümünün ardından gelen acı tazeyken bize, anneme bunu nasıl yapabildi? Annemin çığlığı anımsatan bağrışıyla sessizlik bozuldu.

Mehtap: S-Sen... HEMEN DEFOLUN EVİMDEN!

Taner: T-Tatlım..

Mehtap: ÇIK DEDİM! ŞİMDİ!

Babamın vücudu o anda bana doğru döndü ve bana acınası gözlerle bakmaya başladı. O anda sesim fısıldarmış gibi çıktı.

Sedef: Çık dışarı.

Taner: N-Ne?!

Bu sefer ona hayatımda hiç bağırmadığım kadar yüksek bir sesle;

Sedef: ÇIK VE BİR DAHA GERİ DÖNME! SAKIN!

Babam ve arkasındaki hala korumaya çalıştığı kadın kapıyı çarpıp gittiler. Kapının çarpma sesini duyduğu anda annem hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O odada yatmak istemeyeceğini düşünerek onu kolundan tutup odama yatırdım. Benimle yürürken ayaklarının titrediğini hissetmiştim. O yüzden yatak odasına gittim ve kolonya şişesine elimi uzattım. Dolabın üzerindeki aynada kendimi gördüm. Tamamen farklı bir insandım ben artık. Ölümden her şeyden çok korkan eski ben artık ölümü her şeyden çok istiyor. Her anında yüzü gülen eski ben artık resmen gülmeyi unuttu. Ellerimin titrediğini hissediyorum. Hayatın bana vurduğu kaçıncı darbe bu? Sayamıyorum artık... Parmaklarımın ucundaki kolonya şişesini elime aldım ve arkama döndüm. Ve döndüğüm anda yine Emir'i gördüm. Ama bu sefer ne ondan korkuyordum ne de onu görmek bana üzüntü ya da mutluluk veriyordu. Gerçek değil biliyordum çünkü. Galiba onu görmeye alıştım. Ama bu sefer bir farklılık var. Sadece heykel gibi önümde dikiliyor. Ona yavaşça dokundum. Saçını okşadım. Hafifçe ona seslendim.

Sedef: Emir?

Tepki vermedi. Artık böyle şeylere alışmalıyım galiba. Şu an gerçekten eminim delirdim... Her şey kafamın içinde, bu yüzden sadece ben görebiliyorum onu. Kolonya şişesiyle birlikte annemin yanına gittim. Uyuyordu. Yerdeki kıyafetleri, ayakkabıları ve takıları toplamaya başladım. Hepsini toplayıp çöpe fırlattım. Yatak odasına gittim. Emir artık orada değildi. Battaniyeleri alıp odama gittim. Yere serdim ve ben de annem gibi uyumaya başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÖNÜM NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin