"Herkes gider mi?.."
____________________________
Bilgi yarışmasını çok ertelediğimiz için tüm cumartesiyi ona ayırmıştık.Leya ve Yağız bize sorular sormuş Çağan ve bende cevaplamıştık.
Aslında gayet iyiydik çünkü benim dedem böyle bilgileri çok iyi biliyordu ve her zaman bana böyle şeyler anlatırdı küçükken.
E benimde ilgimi çekerdi tabii..
Biz çalıştıktan sonra evlere dağılmıştık ve ben Çağlar'a ders çalıştırmıştım.
Çocuk edebiyatta çok kötüydü..
Ders çalıştırdıktan sonra evde boş boş oturuyordum saat 2'ye gelirken yatmaya karar vermiştim. Tam o an aklıma dün Çağan'ın bana Okyanus demesi gelmişti ve olduğum yerde kalmıştım.
Ya Çağan'sa başından beri o notları yazan..
Birşeyler seziyordum o nottaki cümleler ve Çağan'ın cümleleri birbirine çok benziyordu..Her seferinde saçmalama Tuana diyip düşüncelerimi susturuyordum ve şimdi doğru mu çıkıcaktı?
Düşüncelerimle boğuşurken kapının çalması beni yerimde zıplattı.
Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara ağzımın açılmasını kalbimin sıkışmasını sağladı.
Tüm vücudum titrerken gözlerimden anlamsız yaşlar dökülmeye başlamıştı.
Çeneme kadar titrediğim sırada o ses duyuldu, "Kızım.." baba.
***
Gözlerimi açtığımda birsürü bağırış duyuyordum.
Koltukta uzanıyordum ve başım dönüyordu.Gözlerimi tamamen aralayıp oturur pozisyona geldiğimde onu tekrar görmüştüm.
Rüya değildi.. kabus da değildi tamamen gerçekti ve bu acı yüreğimi yakmıştı.
Çağlar'ın babama bağırıp çağırdığını gördüğümde hızla ayağa kalkıp Çağlar'ın kolundan tuttum.
"Sen nasıl bir babasın be!" Diye bağırmaya devam ederken karşısına geçtim ve yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Çağlar sakin ol. Bana bak derin nefes al tamam mı? Evet bak böyle yapabilirsin"
Dedim ve onu arkama alıp yüzsüzün suratına döndüm.
"Ne işin var bu evde senin? Defol git! Senin bu evde yerin yok" dedim sakin kalmaya çalışırken."Kızım saygılı ol babana" ona alayla güldüm.
"Saygımı? Babam mı? Babamısın sen gerçekten, hâlâ nasıl bu kadar yüzsüz olabilirsin sen bizi terk ettin be! Terk ettin bizi.." dedim gözümdeki yaşlarla..
"Git bu evden ve bir daha asla gelme" dediğimde arkasını dönüp yürürken masada duran ve annemin en sevdiği vazoyu alıp yere fırlatmasıyla ikimizde titredik.
"Size ihtiyacım yok be nankörler! Ne haliniz varsa görün" diye bağırdı ve kapıyı çekip çıktı.
Çağlar yere çöküp ağlamaya başlayınca bende gözümden hafifçe akan yaşlarla onun başına geçip ona sarıldım.
"Nerden buldu bu evi" dedim sessizce ona sarılmaya devam ederken."Abla neden geri döndü.. bunca yıl sonra neden?" Dedi sessizce hıçkırıklarının arasından.
Onu ayağa kaldırıp odasına götürdüm ve yatırdım. Aşağıya indiğimde gözlerimi sildim elimin tersiyle.
Neredeyse 2 saniye içinde ağlamaya başlayacak gibiydim ve kendimi tutmaya çalışıyordum.Önce kırılan vazoyu temizledim sonraysa anneme mesaj attım.
Naz; anne babam geldi 1 saat önce bize bağırıp çağırdıktan sonra en sevdiğin vazoyu kırdı.. ben Çağlar'ı korudum ama merak etme bize birşey olmadı endişlenmenede gerek yok. Gitti zaten
Mesajı yolladıktan sonra koltuğa oturup kendime gelmeye çalıştım.
"Neden herşey güzelken bir anda mahvoluyor" dedim sitemle.Bunu Çağan'a söylemeyecektim şimdilik.. çünkü daha yaşadıklarımı anlatmamıştım buna hazır hissetmiyordum..
Ama hazır olduğumda anlatacaktım..
***
;(
Bazı babalar böyledir..
Belki sizinde babanız tarafından kırık kalpleriniz vardır..
Benimkide öyle, üzülmeyin hayatınıza bakın inanın değmiyor..Siz çok özel ve güzelsiniz bunu bozmalarına izin vermeyin✨🖤