-KAÇIŞ-

278 20 23
                                    

Yo minna bölümü animefan666'ya adıyorum. İyi okumalar!


—LUCY—

Görevden döneli 3 gün olmuştu. Canım çok sıkılıyordu ve göreve gitmek istiyordum. Ama Natsu Bey izin vermiyordu!


Natsu'nun ne diyeceğini umursamadan görev panosuna yürüdüm. Görevi alıp, istasyona ondan önce varırsam göreve çıkabilirdim! Natsu'ya baktığımda bana bakıyordu. Ben de gülümseyip () görev panosundan uzaklaştım. Natsu benden hızlı koşuyordu, bu yüzden görevi alıp kaçarken onun beni görmemesi daha iyi olurdu ()


Natsu bana arkasını dönüp yemek (!!!) yemeye başlayınca rahatladım, en azından kaçmak için çok beklememiştim.


Hemen görevi alıp koşmaya başladım ama planıma katmayı unuttuğum lanet olası bir kedicik vardı!


Happy "Natsu! Lucy kaçıyor!" dediğinde Natsu ile aramızda bayağı bir fark vardı. Ama ben tam trene bindiğimde kapı kapandı ve Natsu dışarıda kaldı () .


Bu arada görev de tiyatroya yardım etme ile ilgili bişeydi.


(A: Evet Lucy hepimiz senin görevleri yarım okuduğunu biliyoruz -,-)


———


Binaya geldiğimde o gıcık müdürle karşılaştım. Demek ki yardım isteyen oydu. Hemen ofisinde anlaşmayı yaptık; ben 2 gün tiyatro yapıcaktım -tabiki başka oyuncular da vardı- o da bana 7,000 mücevher vericekti.


(A: Onların para birimi mücevher mi tam olarak hatırlayamadım gomennesai...)


İşe yarın başlıyordum ve otel ayarlamam gerekiyordu. Bu civardaki en iyi otelin müdürün akrabası olduğum için bu konuda fazla endişelenmiyordum.


Avucumun içi gibi bildiğim otele girip hemen Nashi'nin ofisine yöneldim. Onunla konuştuktan sonra bana oteldeki tek boş odanın anahtarını verdi. Ne yazık ki oda en üst kattaydı ve benim klostrofobim (kapalı alan korkusu) vardı. Bu yüzden asansörden de çıkamıyordum. Zaten burada da o kadar yüksek binalar olmadığı ve çok fazla asansör olmadığı için sorun olmuyordu.


Merdivenlerden zar zor çıkıp kendimi odama attım. O kadar yorgundum ki pijamalarımı giymeye üşendim be yattım. Tam uyuyacakken yan odadan inleme sesleri gelmeye başladı. Bi de bu eksikti ()! Hemen elim odamdaki radyoya gitti ve radyoyu açtım. İnleme sesleriyle uyumaktan bin kat daha iyidir! Müzik yavaştı ve kendimi uykuya teslim ettim...

———-


Uyandığımda saat 10:00'du. Daha yarım saatim vardı fakat ne kadar yavaş hazırlandığımı bildiğimden hemen lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve kıyafetlerimi hazırladım.


Hazır olduğumda saat 10:20'ydi. Eh bir kadına göre erken sayılırdı. O sırada yan odadan Kisho çıktı. Vay çapkın vay!


Umursamadan yürümeye başladım. Beni takip ediyordu ama yine umursamadım. Beni ilgilendiren tek şey Natsu'ya veya Happy'ye yakalanmamaktı.


Tiyatro binasına girdiğimde beni bekleyen 6 oyuncu vardı. Bunlardan biri de Lyon'du. Tabi Lyon beni görünce hemen atıldı;


"Lucy! Juvia da gelicek mi? Gray p*çi gelmedi değil mi? "


"Hayır Lyon, ikisi de gelmedi..."


"Peki ()"


Ve içeri o gıcık müdür girdi. Önce bize çok nazik davrandı ama sonra çok acımasızlaştı. Herhalde ikizler burcuydu, ah Gemini'ye acıdım şimdi...


Hazır olduğumuzda seyirciler salona girmeye başladı. Waow! B-bayağı b-bi se-seyirci va-vardı...


(A: Asıl cümle; "Bayağı bi seyirci vardı..." )


Ne zaman sahneye çıksam ve benzeri şeylerde içimde kavgaya başlayan ve matematik ruhumun bir parçası olan X, Y ve Z yine kavga ediyordu;


X: Lucy oraya çık. Çıkmazsan adamcağıza yazık olucak yani parasız kalıcak ve sokaklarda yaşayacak...


Z: Çıkma oraya Lucy! Başkaları sana bakıcak böyle çıkışta sıkıştırırlar falan hiç uğraşma öyle şeylerle...


Y: Lucy biraz iyilik et be. Adamın da ödemesi gereken bir kirası vardır elbet...


X: Y çok doğru diyo hani yardım etsen noolur? Adamcağız mutlu olur...


Z: Adam kendi işini kendi yapsın aa olur mu hiç! Hem sana nasıl acımasız davrandı değil mi?


Y: Hiç kusura bakma ama ikiye bir kaybettin Z'ciğim, Lucy o sahneye çıkacah!


Ben de sahneye çıkmak için hazırlandım...


.

.

.

.


Gösteri bittiğinde kostümden kurtulup, paramı aldım ve tren istasyonuna yöneldim. Sokak arasından geçerken tekrar Kisho'yu gördüm. Bana doğru geliyordu ()!


"Görüşmeyeli uzun zaman oldu tatlım..."


Dedi ve beni duvarla arasına aldı.


"O***pusun sen! Ne cüretle bana asılırsın!"


Dedim. Dediklerim onu şaşırtmış olmalı ki elleri biraz gevşedi. Ben de bunu fırsat bilip ona bir adet osmanlı tokatı yapıştırdım. Ama utanmaz p*ç sırıtıp () beni daha da sıkıştırdı. Dudaklarımız tam birleşicek iken bir ses duydum;


"KARYU NO HOKO!!!"


Yaşasın Natsu yine beni kurtarmıştı! Tek bir sorun vardı, Natsu'ya nasıl hesap vericektim?


——

Minna sınavlarınızda başarılar!!! Bir dahaki bölümde görüşmek üzere!!! Bu arada bazen Emoji koyuyorum sorun olmuyor değil mi?


Bir Fairy Tail HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin