Merhabalar 🙋🏼♀️Keyifli okumalar 😍
☘️☘️☘️
13. BÖLÜM
Bir saat daha neredeyse hiç konuşmadan – Via'nın at pisliğinden şikâyet etmeleri hariç – yol aldık. Artık neredeyse bayılacaktım. Hava henüz aydınlanmadan saraydan çıkmıştık ve güneş tepeye yükselene kadar da at sürmüştük. Kasıklarıma rahatsız edici bir ağrının girdiğini hissettim. Yüzümü buruşturtup üst baldırımı ovarken Via'nın gözünün üzerimde olduğunu göz ucuyla gördüm.
"Zonan'la evleneceksen bu gibi şeylere alışmalısın."
Ağrı yüzünden buruşmuş yüzümü Via'ya çevirdim. Muzip bir şekilde sırıtıyordu. "Ne?"
Sırıtışı yüzünün her bir noktasına yayıldı. "Zonan'ın kraliçesi olacaksın, diyorum. Kasık ağrılarına alışsan iyi edersin."
Önce ne söylediğini anlayamadım. Bu konulardaki tecrübesizliğimin sorumlusu ne de olsa ben değildim.
Kaşlarımı çatıp kasık ve Zonan kelimelerini yan yana getirdim. Ve beynime bir yıldırım düştü. Sanki yanaklarım kanıyormuş gibi kızardı. Bütün hücrelerim karıncalanırken "Kes sesini," diye mırıldandım ama Via'nın böyle bir fırsatı tepip sesini keseceğini hiç sanmıyordum.
"Oo," diye bağırdı. Yüzündeki sırıtış şimdi daha sinir bozucu bir hal almıştı. "Seni canlı canlı alevlere atsaydım bu kadar kızarmazdın, Nixavis."
Nefes alışverişlerim hızlandı. "Sana kes sesini dedim."
Via alenen sesini kesmeyeceğini belirterek başını olumsuz anlamda salladı. "Şimdi bir bakalım: ondan hoşlandın ve muhtemelen düğüne kadar âşık olmuş olacaksın. Düğün gerçekleştikten sonra aranızdaki tüm engeller kalkacak ve Zonan kendisine çok âşık karısıyla sevişmek isteyecek."
"Via!" gözlerim sonuna kadar açıldı. Birazdan baygınlık geçirir atımdan tepetaklak yere düşersem Via'yı çıplak ellerimle boğardım.
"Aslında tüm engeller kalkacak demek doğru olmaz, değil mi?"
Dişlerimin arasından " Via, kapa çeneni," diye tısladım. Ama beni ya duymuyor ya da duyuyor ama umursamıyordu.
"Korkunu yenmen gerek, Nix."
"Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?"
Omuz silkti. "Suratını kana batırmışım gibi kızarmış olmasaydın ve durmadan bu konuyu kapattırmaya çalışmasaydın bildiğini düşünürdüm."
Bu, benim suçu değildi. Travmaydı. Dokuz yaşımdan beri, Nazdo'yu o pozisyonda gördüğümden beri aklımdan atamadığım çirkin, mide bulandırıcı, ahlaksızca bir travmaydı ve bunu atlatamıyordum. Bu konuyu düşünmeyi ve konuşmayı hayatım boyunca reddetmem, tecrübesizliğimin yegâne sebebiydi. Muhtemelen tam da bu sebepten dolayı utancımı gizleyemiyordum.
"Bunu şu anda konuşmak istemiyorum, Via. Doğru bir zaman değil." Yine kaçtığım için içimde bir miktar suçluluk hissetsem de aslında tam anlamıyla kaçıyor değildim. Sonuçta bu ormanda karşımıza ne çıkacağını bilmiyorduk ve dikkatli olmamız gerekiyordu. Böyle dikkat dağıtıcı konuları konuşmamız değil.
"Bunu hiçbir zaman konuşmak istemiyorsun, Nix. Daha da kötüsü konuşmayı ertelediğinde önünde zamanın vardı, evlenmeyecektin, hayatında kimse yoktu. Ama şimdi evleniyorsun ve artık bu konuşmayı erteleyemezsin."
Uzuvlarım uyuşurken "Biliyorum!" diye bağırdım.
Via da benim gibi bağırarak "Bilmiyorsun!" dediğinde bu ormanda tek başıma kaybolmayı diledim. "Geri dönüşün yok, Nixavis. Evleniyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİLERİN ŞARKISI
FantasyIŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 1. KİTAP "Nixavis, 11 krallığa hükmeden imparatorluğun prensesi ve tahtın gelecekteki varisiydi. Annesinin ölümünün ardından tek sarıldığı kardeşi Via ile denizin ortasındaki adada, büyük sarayda yaşıyordu. 21 yaşına geldiğinde t...